yalovahabercihabergazetegündemgüncelson dakikaenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhpak parti
DOLAR
34,2411
EURO
37,3053
ALTIN
2.930,40
BIST
8.860,30
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Yalova
Hafif Yağmurlu
21°C
Yalova
21°C
Hafif Yağmurlu
Çarşamba Hafif Yağmurlu
17°C
Perşembe Hafif Yağmurlu
16°C
Cuma Parçalı Bulutlu
17°C
Cumartesi Az Bulutlu
19°C

II. ABDÜLHAMÎD HAN VE ALGI OPERASYONLARI

08.09.2024 15:54
0
A+
A-

 

Son eserim “Beşinci Kol Faaliyetlerinin Hedefindeki Sultan II. ABDÜLHAMÎD HAN adlı eserimi okuyucusuyla buluşturdum. Ramazan Bayramı sonrası mütevâzi bir toplantıyla okuyucu karşısına çıktım. Kısa zaman içinde olumlu izlenimler aldım.

Bu kitapta neler var?

İlk olarak kitabın kapağında kullandığım fotoğraftan başlamak istiyorum. Fotoğraf, Avrupalılar tarafından çekilmiş. Ve hemen altına “Türk Sultanı” diye tanıtım yazısı yazılmış.

Neden bu fotoğrafı tercih ettim?

Çünkü Avrupalılar “Türk Sultanı” diyor biz Türkler ise Osmanlı Sultanları diyoruz. “Biz ne diye Türk padişahlarına Osmanlı Sultanı tabirini kullanıyoruz?” sorusu ister istemez aklımıza düşüyor. İşte beşinci kol faaliyetlerinin etki örneklerinden biri budur. Türk devletine Osmanlı, Türk padişahlarına da Osmanlı Sultanı dedirten algının adıdır bu…

Padişahlar ne diye Osmanlı Sultanı olsun? Basbayağı hepsi Türk Sultanıdır. Türk padişahları Osmanlı, Selçuklu, Gazneli, Karahanlı gibi boylara bağlı olabilir. Sonuçta hepsi Türk Sultanıdır.

Eser, tarihi roman konuludur. Birbirini tetikleyen dört ayrı olay ve her olayın içeriğinde devletin yıkılması için örgütsel hareketler tertip eden Siyonistlerin akıl almaz planları bulunmaktadır.

Sırasıyla bakalım…

Birincisi, Ermeni teröristlerin Ermeni Patriki Horen Aşıkyan’a Yalova’da suikast planı ve Atina Ermeni komitesiyle Etnik-i Eterya’nın ortaklaşa yürüttükleri eylemleri… Ermeni terör örgütleri patriki Yalova ziyaretinde öldürecek, Türkler öldürdü diye yaygara koparıp Ermeni azınlıkları ayaklandıracaklardı.

İkincisi, Yalova’da çiftliği olan Ermeni tüccar Karagözyan Dikran Efendi’ye Taşnaklara bağlı Potorig hücresinin Beyoğlu’nda suikast düzenleyip öldürmesi, suikastın ele başçısı Orhangazili İpekçi Jangözyan Haçik’in Yalova’ya kaçması ve hafiye operasyonu… Ermeni teröristler kurdukları örgütü zengin Ermeni tüccarlardan zorla ya da gönüllü olarak para toplayıp finanse ediyorlardı. İtiraz edeni de acımadan öldürüyorlardı. Yani Ermeni bozguncular hedeflerine ulaşmak için kendi ırkdaşı olan Ermenileri öldürüyordu.

Üçüncüsü, Yalova-Termal kaplıcalarının işletmecisi Alexsandr Branzeau’nun eşinin uluslararası terör şebekesi tarafından kaçırılması, Sultan Abdülhamîd’den fidye istemeleri… Çok amaçlı bir terör eylemi. Yalova Hadisesi dediğimiz olay. Kaçırılan kadınlardan biri Ermeni diplomatın kızkardeşi ve torunu. Sultan Abdülhamîd’i köşeye sıkıştırmak, devleti güçsüz göstermek, dış ilişkileri bozmak ve Ermeni halkı galeyana getirmek…

Dördüncüsü, Hamidiye Cami önünde Sultan Abdülhamîd’e bombalı araçla suikast düzenlenmesi… Ermenilerin yaptığı her eyleme karşı önlem alan Sultan Hamîd’i öldürmeye karar veren bir yeraltı örgütünün dünya tarihinde düzenlediği ilk bombalı araba suikastı. Uçan kuşları gözleyen hafiyelerin İstanbul’da dört yıl yeraltı çalışması yapan ölüm hücrelerini görememesi… Kimseye inandırıcı gelmeyen ilişkiler ağı…

Bu dört aksiyon içinde onlarca farklı olayın çözümünü yaparken binleri aşan yazışma ve savcılık ifadelerinden faydalanma yoluna gittim. O döneme ait Sultan Abdülhamîd için yazılmış lehte veya aleyhte onlarca Osmanlıca eseri inceledim. Devlet arşivlerindeki bilgileri Avrupa basınında çıkan haberlerle karşılaştırdım. Aynı usulü İttihat ve Terakki için yaptım.

Siyonist emelleri, masonluğun iç yüzünü, Hınçak ve Taşnak gibi Ermeni terör örgütlerini ve örgütlerin emrindeki gizli hücreleri okuyucunun bilgisine sundum.

Siyonizmin bunaltıcı baskısı, güçlü Avrupa ülkelerinin terör şebekelerine diplomatik ve nakdi yardımlarda bulunması, hatta diyebilirim ki dünya bir taraf, Türk imparatorluğu yalnız taraf olmuş bir soğuk savaş…

Hiçbir kesime yaranamayan fakat bir türlü de yıkılmayan Abdülhamîd…

Darbe yaparak devletin yönetimini ele geçirmenin “devletin çöküşü” olduğunu iş işten geçtikten sonra anlayan Türk aydınları…

Pişmanlıklar…

Kudretli paşaların ağlayarak ülkeyi terk etmek zorunda kalışları…

Buna benzer birçok konuların içinde beşinci kol faaliyetleriyle İslamcı, ümmetçi, milliyetçi, yenilikçi kesimlerin kendi öz değerlerine nasıl karşı çıktıklarını örnekleriyle sundum.

Beşinci kol faaliyetlerini en ince detaylarına kadar vermeme rağmen kendim dahi bir iki noktada bu faaliyetlerin tesirinde kalarak yorum hatası yaptım. Mesela Orta Asya kavramını kullandım. Batılı ve Rus tarihçilerin etkisinde kalarak Türkistan yerine Orta Asya dedim. Türkler Anadolu’ya Malazgirt’le girdi diyerek Ermenilerin algılarına kapıldım. Hâlbuki Türkler Anadolu’ya Ermenilerden çok önce gelip yerleşmişlerdi.

Bu kitapta göreceğiniz en önemli konulardan biri de şudur ki;  Siyonistler savaşarak değil başkalarını savaştırarak hedeflerine ulaşmışlardır. Birçok kesim Siyonistleri ve emrindeki uşakları Sultan Abdülhamîd’e karşı mücadele ediyor sanarak sempati dahi duyanlar olmuştu. Hâlbuki hakikat öyle değildi. Hedef Türk imparatorluğunu yıkmaktı. Sultan Abdülhamîd’i algılarına araç yaptılar. Ve birçok Türk aydını hedef şaşırdı. Sonra hepsi pişman oldu.

Şükür ki elimizde bir Anadolu kaldı. Türk yurdu Anadolu’dan da olsaydık o koca şairlerin,  kudretli paşaların, güçlü yazarların, fırıldak gibi dönen siyasetçilerin bir tekinin adı bile anılmamış olacaktı.

Eserin ana fikri böyle ama içinde bu saydıklarımın çok daha ötesinde sayısız mesajlar okuyanlarını beklemektedir.

Yeni bir imza gününde buluşma dileklerimle…

 

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.