yalovahabercihabergazetegündemgüncelson dakikaenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhpak parti
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Yalova
Az Bulutlu
16°C
Yalova
16°C
Az Bulutlu
Pazar Az Bulutlu
18°C
Pazartesi Hafif Yağmurlu
16°C
Salı Hafif Yağmurlu
19°C
Çarşamba Az Bulutlu
18°C

YİNE BİR DR. YAVUZ DİZDAR SÖYLEŞİSİ

18.09.2023 13:02
0
A+
A-

Evvelki hafta yazımın odağında Dr. Yavuz Dizdar‘la yapılan bir söyleşi vardı. Sağlık konusunun ilgilendiğimiz pek çok konudan daha önemli olduğunu düşünüyorum. Mesela günlük siyaset konuşmalarından bence çok daha önemli (siyaseti günlük çekişmelerin dışına çıkartıp, sağlam bir temelde ele alabilsek, buna fazla bir sözüm olmaz ama bugün konuşulan şekliyle siyaset, TV’lerdeki açık oturumlar da dahil, kahvehane konuşmalarının ötesine geçemiyor bence). Sağlığa verdiğim önem nedeniyle, bu alanda önemli şeyler söylediğini düşündüğüm Yavuz beyin bir başka söyleşisini de bu hafta ele almak istiyorum…

Bu hafta bahsetmek istediğim, Youtube’da haberlercom sayfasının yaptığı bir söyleşi. Başlığı: ‘Şikayet olmadan doktora gitmenin postu çizdirmek olduğunu düşünüyorum‘. Yaklaşık bir yıl önce yayınlanmış bu söyleşi de karşıma tesadüfen çıktı. Tabii algıda seçicilik nedeniyle, kafanız nelerle meşgulse onlar çıkıyor karşınıza. Daha doğrusu onlar çıktığında, duraklayıp incelemeye başlıyorsunuz…

*****

Biliyorsunuz Dr. Yavuz Dizdar, pek çok kesim tarafından görüşleri dikkate alınan bir onkoloji uzmanı.

İşte bu söyleşiden bazı cümleler (cümlelerin bazılarını aynen aldım, aşağıdaki cümlelerin bazıları ise, anlamı bozmadan, konuşma dilini yazı diline çevirerek, anlatılmak istenen anlamı yansıtıyor):

— ‘Çağın hastalığı kanser mi onu bilmiyoruz ama en karlı hastalığın kanser olduğunu biliyoruz’.

— ‘İnanın tıbbi mercilerin kanser hastalığının neden arttığına dair en ufak bir merakları yok’.

— ‘Neden arttığına dair elimizde veri yok, sadece bazı şeylere çamur atılıyor’.

— ‘Kanser suçlusu olarak; sigara, alkol, hareketsizlik, obezite ve genetik belirlenmiş, bunların hepsi kişiye ait kavramlar’.

— ‘Bunların kanserin artış nedeni olduğuna dair elde net veriler yok’.

— ‘Çevre kirliliği gibi, kişiye ait olmayan, dıştan değiştirilebilir faktörlerin itham edilmesini ise istemiyorlar’.

— ‘Çünkü o zaman iş, çevre kirliliğini kim yapıyor’a gelir, buraya gelince sonra da niye durdurmuyorsunuz’a gelir’.

— ‘İş buralara geleceği için, kanserin artış nedenlerine dair ciddi bir arayış bilim camiasında yok’.

*****

— ‘Tıbbi tetkike girdiğinizde, bugünkü görüntüleme teknolojisi çok ilerlediği için, sizde bir şey bulunma ihtimali yüksek’.

— ‘Şikayet olmadan doktora gitmenin postu çizdirmek olduğunu düşünüyorum’.

— ‘Adamın iştahı iyi, enerjisi iyi, kilo kaybı yok, hasta kağıt üstünde evrelemeyle evre 4 ama hastanın aslında şikayeti yok’.

(Yavuz bey böyle bir tabloda tedaviye girişilmesini doğru bulmuyor).

— ‘Biz hastayı manipüle ediyoruz, nasıl böyle dolaşırsın, saatli bomba gibisin, bu lafları edince hastanın gardı düşer ve size tabi olur’.

(Yavuz beyin tasvir ettiği bu tablonun çok benzerini kayın pederimde yaşadık, tesadüfen teşhis kondu, ameliyat ve kemoterapiler sonrasında birkaç ay içinde oldukça sıkıntılı bir şekilde vefat etti).

*****

— ‘Kanser Amerikanlaşmış sistemin ürünü, onlar sorunu görmek istemezler, siz de sistemin parçasıysanız bu durum sizde de aynıyla oluyor’.

— ‘1950 öncesi kanser bugünkü yaygınlığından çok uzaktı’.

*****

— ‘Akıllı dediğiniz zaman 500 liralık ilacı 5 bin liraya satabiliyorsunuz’.

— ‘Kemoterapi dozu 8 kür standart, ama insanlar standart değil, hastalık standart değil’.

— ‘4’de şifayı gördün bırakıyoruz diyenini görmedim, çünkü bu bir business’.

— ‘Tıp fakültelerinde sorgulayıcı bireyler yetiştirmiyoruz’.

— ‘Düşünce değişikliği olmadığı sürece tıp herhangi bir şeyi irdelemez, gözlerimi kaparım vazifemi yaparım’.

*****

— ‘Çernobil’den sonra bakan bey ekranlarda çay içti, oysa ben hikayenin arka planını biliyorum, dönemin çayı müthiş radyasyonluydu’.

— ‘Evde yapılan yoğurt kansere karşı önemli bir engelleyici, endüstriyel yoğurt yarar değil zarar sağlar’.

*****

Söyleşide Yavuz bey check up yaptırılmasını da doğru bulmadığını ifade ediyor.

Yukarıdaki cümleler, Yavuz beyin sağlık sistemine kanser hastalığı üzerinden getirdiği eleştiriler. Yavuz bey kanser uzmanı olduğu için sisteme eleştirilerini ağırlıklı olarak bu alan üzerinden yapıyor ama aslında diğer hastalıklar hakkında da çok farklı düşünmüyor, dünyadaki mevcut sistemin tüm sektörü benzer yanlışlara sürüklediğini düşünüyor.

Yavuz bey söyleşilerinde, doktorların Hipokrat‘ın iki prensibini rehber edinmeleri gerektiğini söylüyor: ‘Hastaya zarar vermemeyi tedaviden daha fazla önemsemek’ ve ‘hastalıkların kişiden kişiye çok değiştiğini bilerek, herkese o kişinin hastalığına uygun tedavi uygulamak’. Ancak bu iki prensibin de, hadi iş yoğunluğundan diyelim (diğer nedenlere girmek istemiyorum), ikisinin birden göz ardı edildiğini görüyoruz…

Diyelim ki doktorlar aldıkları eğitim nedeniyle meselenin bütününü sorgulamıyorlar/sorgulayamıyorlar (Yavuz bey böyle düşünüyor, tabii ki  istisnalar vardır). Ve yine diyelim ki, Sağlık Bakanlığı yetkilileri de benzer bir meslek körlüğü içinde olduklarından dünyaya hakim düzenin kurduğu sağlık sistemini sorgulamıyorlar/sorgulayamıyorlar. Türk Tabipler Birliği de mi aynı meslek körlüğü içinde? O da mı sorgulayamıyor?…

 

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.