Sevgili Yalovalılar!
Gündemde “Yalova’nın Suyu” olduğundan bu haftaki mektubumu konuya özel yazdım.
Bir zamanlar Yalova’da Paşaköy’den gelen “Sefa”, Termal’in “Şifa” suyu dillere destandı. Sefa suyunu yok ettik, şifa suyunu kaderine terk ettik.
Atatürk, “Yalova, geleceğin su şehri olacaktır.” diyerek ülkeye örnek bir proje sunmuştu.
Şimdi ne oldu?
Yalova’da su krizleri yaşamaya başladık.
Önümüzdeki yaz bizi zor günler bekliyor.
“Su Şehri Yalova’nın” suyu, Temmuz ve Ağustos aylarında akmayabilir. Yıllar önce Yalova’dan İstanbul’a deniz altından su götürebilir miyiz diye fikirler üretiliyordu. Şimdi ise İstanbul’dan bize su getirilebilir mi seçeneklerini konuşmaya başlayacak gibiyiz.
10 yıl önce yazmaya başladık. Sadece ben Yalova’nın suyuyla ilgili 8 yazı yayımlamışım. Sonuç ne oldu derseniz söyleyeyim.
Uzun vadeli planlar yapıldı. Yeni bir baraj inşasına karar verildi. Fakat kısa vadeli projeler hazırlanmadı. Bunun anlamı: Yeni baraj yapılıncaya kadar hayli sıkıntı çekeceğiz.
“B” planımız yok.
Aslında var. Ortaburun göletinden şebekeye direk aktarım yapma imkânına sahibiz.
Sevgili Yalovalılar!
Olmaz denilen oldu.
Yalova’nın suyu köpürdü! Sonra Yalovalıların sinirleri tavan yaptı. Sosyal medya karıştı. Su üzerinden yapılan şişirme haberler kentlilerin psikolojisini bozdu. Üçüncü gün suyu içebilirsiniz dediler. Hâlbuki biz yıllardır çeşme suyundan içmiyoruz.
Sevgili Yalovalılar!
Siz asıl Yalova’nın suyu kesilirse ne yapacağız ona bakınız!
Gördünüz mü? Kurtköy deresi Gökçe barajına değil de direk arıtma önündeki ön havuzlara yani ham su toplama alanına akıtılıyor. Hem de kaç yıllardır! Yani vadi boyundaki villalar ya da ticari tesisler atıklarını dereye boşalttığında bu su direk arıtma öncesi ön havuza gitmiş oluyor.
Kurtköy deresinin suyu neden direk baraj havzasına akmıyor?
Tabi ki bu teknik bir meseledir. Bir de enerji tasarrufu. Baraja akan suyu tekrardan arıtmaya basmak maliyeti iki katına çıkarıyor.
Yalova’nın suyuyla ilgili geçmişte üç önemli iddia vardı.
Kaplıcaların suyu baraja karışıyor diyorlardı. Yeşil Körfez Su Birliği, gemilere ve fabrikalara su satıyor ve barajın performansını düşürüyor iddialarını çokça işitiyorduk. Üçüncüsü ise kayıp kaçakların fazlaca olduğuydu.
İddialar sonrası…
Yetkililer kaplıca suyunun özel bir tesisle Akköy tarafındaki bir bölgeye aktarıldığını söylediler. Duyduk duymasına da şüphelerimiz hiçbir zaman azalmadı. Hala gemilere su satılıyor mu? Bilmiyorum. Satılıyorsa bu yaz zor geçecek demektir. Kayıp kaçaklar konusunda çok çaba sarf edildiğini biliyorum.
Şu son yaşadığımız olay var ya! Yalova Suyu’nun köpürmesi…
Ülkemizin ve dünyanın başka yerinde böyle bir vakıaya şahit olamazsınız. Sadece Yalova’da yaşanabilecek bir olay gündeme düşmüş oldu.
Suyun köpürmesine sebep olan nedenler karmaşık bilgilerle iç içe girmiş. Soruşturma safhasını sanki adli makamlar değil de sosyal medya yürütüyor.
Sevgili Yalovalılar!
Siyasiler, bürokratlar ve yönetenler belki bilmiyordur. Fakat siz Yalovalılar iyi bilirsiniz. Altınova bölgesinde on iki ay akan ve hiç kurumayan akarsularımız var.
Esenköy bölgesinde tüm Yalova’ya yetecek doğal su vadileri var.
Biz hakikaten su şehri olabilir miyiz? Diye soruyorsanız söyleyeyim:
Oluruz. Fakat en az 30 yıllık uzun vadeli planlama gerektiren bir iştir.
Birçoğumuz bu güzellikleri göremeyebiliriz.
Şu an biz bize kızıyoruz. Yaz mevsiminde Altınova, Çiftlikköy, Termal, Çınarcık gibi turizm sahalarına gelen yazlıkçılar su kesintilerine isyan ediyorlar. Bu yüzden yaz turizminde oldukça geriledik. Yazlıkçılar gelmezse kentliler olarak ekonomik kayba uğrayacağımız pek tabi ki hakikattir.
Sevgili Yalovalılar!
Suyumuzun kirlenmesine gösterdiğiniz hassasiyeti suyumuzun geleceği için de göstermenizi temenni ediyorum.
Gelecek yıllarımızı, çocuklarımızı ve torunlarımızı düşünelim.
Yeni plan ve projeler geliştirelim. En azından böyle planlara kentliler olarak destek verelim.
Susuz bir hayat olamayacağını 3 günlük köpürme olayından sonra daha iyi anlamış olduğumuzu umut ediyorum.
Hep birlikte “Yalova’nın Suyu’na” sahip çıkalım.
Çıkalım ki…
Geleceğimiz güvende ve güzel olsun.