5 Şubat 1936: Charlie Chaplin’in son sessiz filmi Modern Zamanlar gösterime girdi.
Çağdaş kitle üretiminin giderek gelişmesiyle birlikte, insan doğasında belirmeye başlayan tektipleşme ve makineleşme unsurlarını çarpıcı bir şekilde ortaya seren “Modern Zamanlar“, akıl, bilinçlenme (aydınlanma) ve otonomiye sahip birey gibi kavramları temel alan modernitenin, zamanla bu unsurları insanların elinden birer birer aldığını gösteriyor. Bantlarda ve dev makineler arasında çalışan insanların, sistemin işlemesi adına birer makine parçası haline gelmesi, filmin ana temasını teşkil ediyor. Bugün plazalarda varolan durumun bundan çok da farklı olmadığını düşünüyorum…
*****
13 Şubat 1258: Hülâgû Han, Bağdat’ı işgal etti. 200 bin Bağdatlı öldü.
Kaynaklarda belirtildiği üzere yüzbinlerce kişinin canı alınmıştır. Öyle ki yapılan bu katliam sonrası cesetlerden yayılan koku dolayısıyla Hülâgû bile bir müddet şehirden ayrılmak durumunda kalmıştır. Moğolların Bağdat kütüphanelerinde yaptıkları tahribat ise öylesine büyük bir yıkım yapmıştır ki, İslâm Medeniyetinin gerilemesine giden sürecin başlangıcını oluşturduğu, genellikle, ifade edilir. Moğolların yaktıkları kitaplar dağ kümecikleri oluştururken, kimileri de Dicle Nehri’ne atılmış, nehir günlerce mürekkep renginde akmıştır…
*****
17 Şubat 1600: İtalyan filozof Giordano Bruno, aykırı görüşler savunduğu için sapkın ilan edildi ve diri diri yakılarak idam edildi.
Rönesans felsefesini biçimlendiren filozofların en önemlilerinden biridir ve şair yönüyle de edebiyata en yakın duranıdır. Aristotelesçi kapalı evren görüşünden ilk sıyrılanlar arasında yer alan İtalyan filozof, Kopernik’in tezini savundu. Evrenin sonsuz olduğunu ve evrende, dünyadan başka birçok gezegenin bulunduğunu söyledi. Ölüm kararını Bruno’ya bildiren yargıç, ondan şu cevabı almıştır: “Ölümümü bildirirken benden daha çok korkuyorsunuz“. Kilisenin bu kararı, Roma’da Campo de’ Fiori meydanında Bruno’nun diri diri yakılması ile yerine getirildi.
İtalyanlar, Giordano Bruno’nun yakıldığı alanda, 1889 yılında, anısına bir heykel inşa etti…
*****
20 Şubat 1933: Adolf Hitler, Nazi Partisi’nin seçim kampanyası için para toplamak amacıyla sanayicilerle gizli bir toplantı yaptı.
Seçimler 5 Mart 1933’te yapılacaktı. Nazi Partisi, Etkinleştirme Yasasını geçirmek için üçte iki çoğunluğu elde etmek istedi ve kampanyayı finanse etmek için üç milyon Reichsmark toplamak istedi. Kayıtlara göre, toplantıda 2.071.000 Reichsmark katkıda bulunuldu. Bu gizli toplantı, büyük iş dünyasının Nazi Partisi’nin yükselişinde merkezi bir rol oynamasının kanıtlarından biri olarak nitelendirilmektedir…
*****
22 Şubat 1942: Avusturyalı yazar Stefan Zweig, Brezilya’nın Petropolis kentinde eşiyle birlikte intihar etti.
1920’li ve 1930’lu yıllarda Alman dilinin en çok okunan yazarları arasında sayılan Zweig’ın eserleri, dünya çapında dönemin en çok okunan kitapları arasına girdi, elliyi aşkın dile tercüme edildi. 1933’te eserleri, Naziler tarafından yakıldı. Bu olaydan sonra ülkesini terk eden Zweig, 1941’de Brezilya’ya yerleştikten sonra 22 Şubat 1942’de karısı Lotte Altmann ile birlikte intihar etti. Muhtemelen Nazi’lerin artık yenilme ihtimalinin kalmadığını düşünerek intihar ettiler, oysa 3 sene daha bekleyebilselerdi, Nazi’lerin yokoluşlarını görebileceklerdi…
*****
28 Şubat 1533: Michel de Montaigne doğdu.
Avrupalıların coğrafi keşiflerde tanıdığı yeni uygarlıkları; köleleştirme, yok sayma girişimlerine ve keşfedilen yeni medeniyetlere ”barbar, yamyam” nitelemelerine şiddetle karşı çıkmıştır. Fransız Din Savaşları’nın anlamsızlığından bahsetmiştir. Bunu, ”İnsanlar zırdeli, daha bir tırtılı nasıl yaratacaklarını bilmezken binlerce tanrı yaratmışlar” diyerek dile getirir. Bu çalışmaların sonucu olarak ünlü Denemeler adlı kitabı oluştu. Montaigne, Denemelerinde başta insan sevgisi olmak üzere iyimserlik, dayanışma, özgürlük ve okuma alışkanlığı üzerine çok özgün yazılar kaleme aldı. Sürekli eleştirel inceleme fikrini yeniden insanlara tanıttı. Bu yazıları herkesin anlayabileceği sade bir anlatımla okura ulaştırdı. Montaigne, deneme türünün yaratıcısı olarak kabul edilir. Voltaire eserlerinde kendisine ilham kaynağı olan kişinin Montaigne olduğu belirtir. Nietzsche, Montaigne hakkında: “Böyle bir adamın yazılar yazması, birinin bu dünyada yaşama sevincini gerçekten artırır”. Shakespeare‘in üzerinde de ciddi bir Montaigne etkisi olduğunu söylemek mümkün. Montaigne’in bir sözü: ‘Bana doğru gibi gelen hiç bir fikir yoktur ki, aynı zamanda yanlış gibi de gelmesin’…