yalovahabercihabergazetegündemgüncelson dakikaenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhpak parti
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Yalova
Açık
22°C
Yalova
22°C
Açık
Cumartesi Az Bulutlu
24°C
Pazar Az Bulutlu
23°C
Pazartesi Az Bulutlu
23°C
Salı Az Bulutlu
24°C

FİLMİN SONUNU HENÜZ GÖRMEDİK

02.03.2023 13:42
0
A+
A-

 

Filmlerde kahramanların başına türlü türlü şey gelir. Filmin başında veya ortasında kahraman, kabus gibi şeylere maruz kalabilir. Ama film sonunda iyi sonla da bitebilir. Gerçi filmin ortasındayken karakterin maruz kaldığı olayın aynısına maruz kalsak, iyi sonla biter diye düşünmeyiz büyük ihtimalle.

Hayatta insanın başına türlü türlü şey gelebilir. En sevdiğiniz kişi ölebilir, iflas edebilirsiniz, gözünüz dönerek veya iftira sonucu hapse düşebilirsiniz, vs, vs… 60 yaşında geçmişe bakınca insan 30’unda başına gelene ‘iyi ki başıma gelmiş’ diyebilir ama o an sırasında bunu diyebilmek pek de mümkün değildir. ‘Yandı’, ‘Bitti’ gibisinden bakıldıktan sonra korkunç bir başarıya veya başka şeylere kavuşan insanlar yok değildir ama o anda bu, pek mümkünmüş gibi gelmez. Kuran’da Yusuf’un hikayesi epey detaylı anlatılır. Köle olarak satılır, zindana atılır, ama sonunda Vezir olur. Köle olarak satıldığında veya zindana atıldığında bir gün vezir olacağını kim tahmin edebilirdi ki? Ortaokuldayken iyi arkadaşlarım olsun isterdim. Rüyasını bile görmüştüm. Olsa, epey mutlu olurdum ama bu satırları yazan ben olamazdım. İnsan geleceği merak eder. Astroloji gibi şeylerin kaynağı budur. Ama geleceği tam öngörmek kolay değildir ve yanlış öngörmek ise çok kolaydır. Bu hayatta insanın başına türlü türlü şey gelebilir. Çalışmak, çabalamak… Ama ne için? Doğru şey için! Doğru şey için çalışıp çabalarsanız, filmin sonu illa mutlu sonla bitecektir. Doğru şey için çabalamak çok önemli, çünkü yanlış şey için çabalarsanız zamanınızı ziyan etmiş olursunuz ve bu dünyadaki süremiz pek kıttır.

Hızır kıssasında Hızır, görünüşte durup dururken bir çocuğu öldürüyor. Sizin karşınızda birisi bir çocuğu durup dururken öldürürse ne yaparsınız? Bu hikaye Kuran’da geçiyor. Üzerine çok ciddi tefekkür edilmesi gereken bir kıssa. Yanlış anlaşılmalara çok açık. İnsanlar da pek toleranslı olmayacaktır. Hızır için Musa’dan bile daha alim deniyor. İnsanlar sadece gözüyle gördüğü veya kulağıyla duyduğu kadarını bilebilir. Herşeyi gören Allahtır ve Allah her şeyi hesaba katarak kararını verir ama bizim hesabımızda özellikle de görmediğimiz ve duymadığımız şeyler, eksik kalacaktır. Filmlerde de ana kahramandan çok uzakta geçen bazı sahneler olur ama o sahnelerde olup bitenden ana kahramanın haberi dahi olmaz; belki de ölünceye kadar. Bir Hint destanının kahramanı olan Sita da, masum olmasına rağmen kocasına masumiyetini ispat edememişti.

 

Bütün büyükler, acı çekmiştir. Zaten hiçbir zaman acı, madde aleminden eksik olmayacaktır. Bir insan, eğer acı çekmiyorsa neden bilgeliği önemsesin ki? Acılı bir yola neden girer ki? Bu dünyada hayat, her zaman acılarla doludur. Yol çoktur. En uygunundan gidilmeli. Bazen mizaca uygun kamil bir mürşid bulunamayabilir; o zaman yola tek başına devam etmelisiniz. Ama sahte gurulara dikkat edin çünkü onlar sadece sizi sömürmekle ilgilenir ve zaten istediğiniz şey onlarda yoktur. Bilgelik yolu, bazen de son çaredir. Artık yapacak bir tek bu kalmıştır. Bir insan, işine gücüne bakmak yerine bilgelikle uğraşıyorsa, o kişi de bir şeyler normalden oldukça farklıdır. Zaten herşeyin bir sebebi yok mudur? Günümüzdeki manastırlara bakmayın. İstisnasız bütün halklar, tarih boyunca her zaman ve her yerde bilgelik yollarını kirletmiş ve tahrif etmiştir.

 

Filmlerde hiç olmayacak maceralar da olabilir. Hiç umulmayacak şeyler zaten film konusu olur. Türlü türlü maceralar yaşanır. Biraz da filmdeki karakterin yerine kendinizi koymayı deneyin. Siz olsanız ne yaparsınız? Ne düşünürsünüz? Ne hissedersiniz? Doğumunuzdan ölümünüze kadarki süre film olsa ve izleseniz… Ama ölüm anına daha gelmedik. Hayatında bir sürü iniş çıkış yaşamış pek çok tarihi şahsiyet vardır. Orta noktasında durun ve o anı bir düşünün; en sonunda da final var tabi. Bizans imparatoru 2. Jüstinyen, devrilip burnu kesildikten ve kör edildikten sonra tahta geri dönebilmiştir mesela.

Ölümle ilgili de şu soru sorulmalıdır: Bir yokoluş mudur, yoksa yeni bir başlangıç mıdır? Ölümden sonrasıyla ilgili ne varlığa ne yokluğa dair bilimsel veri pek yok. Aslında pekçok şey ispatlanabilir ama dindarlar kendi doktrinlerini sorgulamayı reddediyor, dindar olmayanlar da bu konuyla ilgilenmek istemiyor. Parapsikoloji gibi konular, dünyanın her yerindeki üniversitelerde tabu ve bundan dolayı da bu alanda ciddi çalışmalar yapılamıyor.

Filmin sonunu henüz görmedik! Belki de hayal ettiğinizden çok daha farklı olacak. Neyin ne olacağı hiç belli olmaz. Çalışmak ve çabalamak; ama doğru şeye çünkü zaman çok değerli!

Filmin sonunu henüz görmedik! Gelecek illa gelecek! Sabırlı ve sakin olun! Tabi bu bazen büyük maharet ister.

Hayat bazen müthiş acı verir. Bazı zamanlar ‘sabırlı ve sakin olun’ lafı sanki küfürmüş gibi gelebilir.

Hayatta döngüler vardır. Mesela Komünizm zamanında Bulgaristan’da yaşayanlar Türkiye’ye gelmeye çalışıyordu ama şimdi Güçlü pasaportu nedeniyle Türkiye’de yaşayan insanlar Bulgaristan vatandaşı olmaya çalışıyor. Veya 1929 krizi dünyanın önemli bir kısmı için bir felaketti ama 1945-1973 arasında birçok ülke için inanılmaz bir bolluk ve refah dönemi yaşandı.

‘Hastalık, Yaşlılık ve Ölüm vardır bu dünyada’ der Budist düşünce. Bunların değişmesi için doğa kanunlarının değişmesi gerekir. Hayatın adil olmayışı da aynen böyledir. Zaten adaleti elinde kılıç tutan gözü bağlı bir kadın olarak tasvir ederiz. Filmin sonu olumlu yada olumsuz olabilir. Ama çekilen filmin sonrasını da anlatan birşey yoksa kötü sonla biten bir filmin karakterleri için yalnızca ‘vah vah’ düşüncesiyle bakarız. ‘Hepimiz Gogol’un Palto’sundan çıktık’ der Dostoyevski. Biraz üzerinde tefekkür edince Gogol’un paltosundan çok daha fazlasının da çıktığını görebiliriz. Nietzsche, Hristiyanlık ile Roma’da kölelerin efendilerine kendi ahlaklarını benimsettiğini söyler. Bir nevi yüzyıllarca çekilen şeylerin intikamı. Uygurlar 18. yüzyılda Cungar halkının yokedilmesinde rol oynadılar ve günümüzde kendilerine korkunç acılar çektiriliyor. Yüzyıllar boyu bölünmüş parçalanmış Avrupa, Amerika kıtası halklarının salgınlarla yok olması ve 19. yüzyılda Asya imparatorluklarının güçlerinin çok zayıf olması sayesinde dünyanın geri kalanına hükmedebilmiştir.

Başka örnekler vermek gerekirse zengin bir Ailenin çocuğu olan Assisili Francis, esir düşüp zindana atılmasıyla meşhur Assisili Francis olmaya başlamıştır. Çin tarihinde sıradan ailelerin çocukları olan İmparator Gaozu ve Hongwu, hanedan kurucusu olabilmiştir. KFC’nin kurucusu ve Thomas Edison, başarıyı elde edene kadar defalarca mağlubiyet almıştır. Charlie Chaplin‘in hayatının ilk yılları deyim yerindeyse bir kabustu. Bir Amerikan Başkanı olan FDR, çocuk felci nedeniyle bacaklarından sakat kalmıştır. Cengiz Han; çocukken babasını kaybetmiş ve evsiz kalmıştır. Sonra karısı kaçırılmış ve eve hamile olarak dönmüştür. Bütün Moğolları birleştirene kadar da pek çok badire atlatmıştır ve sonunda da o günün açık ara en muazzam savaş makinesinin babası olmuştur.

Ayrıca düşünmemiz gereken bir şey de başarılı olmanın ne demek olduğudur. Para ve nüfuz kazanmak mı sadece başarı sayılır? Günlerini tekkede çorba içerek geçiren ama çok mutlu ve huzuru hiç eksilmeyen bir adam başarısız; plazada çalışan, normalin oldukça üzerinde para kazanan, evli, çocuklu, ancak iş stresi yüzünden türlü türlü hastalığa yakalanan bir adam ise başarılı mı sayılmalıdır? Mesela? Ancak farklı önermeler de getirilebilir. Örnek vermek gerekirse Nietzsche’nin hayatının tamamı deyim yerindeyse sürünerek geçmiştir. Ancak o kişi Koskoca Nietzsche’dir. Tesla ise Amerika’ya gelmiş, önce patronundan ve sonra da finansörlerinden kazık yemiş, elindeki parayı ise tutmayı becerememiştir.

Bana sorarsanız bu hayatta doğru olan ne ise o yapılmalı. Tabi o doğru şeyin ne olduğu konusunda uzun uzun tartışmalar yapılabilir. İslam’da da ‘Vaki olanda hayır vardır’ diye bir söz vardır. Şöyle birşey demem mümkün: Ölüm döşeğinde ‘İyi ki’ mi diyeceğim yoksa ‘Keşke’ mi diyeceğim? Veya öldükten sonra bizim için ne diyecekler mesela? Tarih, okunurken su gibi gider ama yaşanırken hiç de öyle olmaz!

Rabbim, en hayırlısı neyse onu nasib eylesin!

 

Yazarın Diğer Yazıları
23.06.2023 15:18
26.01.2023 17:41
17.04.2024 12:24
01.02.2024 13:33
13.10.2022 15:49
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.