2022 yılını hem gençlik hem de gençleri çok seven, onlara çok ama çok değer veren, Nasrettin Hoca yılı ilan etmek istiyorum. Ayrıca gençlere, çocuklara değer verenlerinde yılı olması temennisiyle, değer verenleri, umudu tükenmeyenleri, şikayet etmeyenleri, fikir üretenleri, tekeden süt çıkaranları, iman varsa imkanda vardır diyenleri, israf etmeyenleri, bu maya tutar diyenleri, maya çalmaya davet ediyorum.
Önce ben kimim tanıyalım bakalım, ben bundan tam bin yıl önce yaşayan, Nasrettin Hoca’nın, bugünkü ruhuyum, düşünürseniz siz de öylesiniz, sizi bin yıl sonraya götürecek olan mayayı çalmaya geldim. Sizde de bu maya var, unutmuşsanız, hatırlatmaya geldim. O gün dedelerimiz olmaz deselerdi, bugün belki biz olmazdık, olsak da, biz biz olmazdık, biz biz olmayı, henüz kaybetmedik, eğer kaybedersek bin yıl sonra, ne sen kalır ne biz, gelin göle maya çalar gibi plan yapalım. Bin yılı yüzer yüzer ona bölelim, 2023 bir numara, 3023 on numara olsun. Hayaller çok büyük kurulsun, bin yıl önce maya göle nasıl çalındı ise, şimdi bizde denizlere aynı ruhla çalalım, umutlar bu kadar güçlü olsun, gülelim, eğlenelim, düşünelim, yarışalım, çalışalım. hem kendimizi hem dünyamızı kurtarmak için, okyanuslara bile maya çalalım ama önce tutacağına biz inanalım. İsterse yalnız kalalım, yeter ki umutlu olalım, umudu yayalım. Biz yaparız mayası tutsun. Bizi bin yıla getiren bu maya, besmeleyle çalındı, bütün işler besmeleyle başladı, bu yüzden, gökten rahmet yağdı, yer cömertti, çünkü bütün kalplerde Allah vardı. Olan olmayanı bilir, yemez yedirir, tüm gönüllere girilir, ilim öğrenilir, öğretilir, birbirini görmese de insanlar, aynı medeniyetten beslenirdi. Bu yüzden tam da o zamanlarda, Ahmet Yeseviler, Hacı Bektaşı Veliler, Mevlanalar, Yunus Emreler, Taptuk Emreler, Sarı Saltuklar, Ahi Evrenler, Nasrettin Hocalar saymakla bitmeyen, ilim adamı, gönül adamı eksik olmazdı. Günümüzde hala bize ışık tutan bu zatlar, bin yıl öncenin planı, bu plan bize kadar ulaştı, bu planı aynen alır, kendimizi önümüzdeki bin yıla taşırsak var olacak, yok eğer islam medeniyetini unutur, unutturur, başka medeniyetler ararsak, yok olacağız. İşin garip tarafı, bu insanlar tarikatta medresede yetişmişler, tarikatı sevmeyip, Yunus Emre’yi sevmek, ya da Mevlana’dan bahsetmek, Ahmet Yesevi’yi, Evliya Çelebi’yi takip etmek, Hacı Bektaşı Veli’den nasiplenmek, ne yaptığını bilmemek anlamına gelmez mi, koskoca bir medeniyeti tanımamak, bilmemek, inkar etmek kendini inkar anlamı taşımaz mı, gerçek olan medeniyetinizin büyüklüğü sizi korkutan, bilmediğinizin düşmanısınız. Bu yüzden İslam medeniyetinin üstünü örttünüz, güneş balçıkla sıvanmaz, belki bu günkü tarikatların birçoğu görevini yapamıyor, ama sizde yapamıyorsunuz, evinize devlet kurdunuzda tarikatlar mı engel oldu. İslam medeniyetinin örtüsünü artık kaldırın, birbirinizle çekişip, maddi ve manevi gücünüzü zayıflatmayın, düşmanın fitnesi sizi bölmesin, birbirinizi tenkit etmeyin, kardeşsiniz, kardeş kalın. Farklılıklar sizi yok etmesin, rahmet ancak akıl sahiplerine ulaşır, unutmayın. Milli ve Manevi Eğitim Bakanlığı’nı, evlerimize, sivil toplum örgütlerimize, okullarımıza, cadde ve sokaklarımıza, hayat tarzı yapıp, insan kalitemizi artırmadıkça, ne kadar zenginleşirsek zenginleşelim, huzur bulamayacak, hatta huzursuzluğumuz artıkça artacaktır. Yüreğimizde çok büyük bir acı bırakan, Avrupa’ya medeniyet kuran, zenginleştikçe medeniyetten uzaklaşan, bugün ise tamamen yok olan, Endülüs’ü aklımızdan çıkarırsak eğer, nasıl bir medeniyet kuracağımızı, anlayamaz, planda kuramayız. O günün medeniyetinde, bütün kurum ve kuruluşlar, aileler, tekke ve zaviler, insan odaklı çalışmış insanlığı zirveye taşımış, çok büyük medeniyet kurmuşlar, bu medeniyetin kurulmasına büyük katkı sağlayanlardan biride merhum Nasrettin Hocamızdır. Bu yüzden o günün medeniyetini, Nasrettin Hocamızla yaşayacak, bu güne taşıyacak, fıkralarının hikayesini, güzelliklerini anlatacak, önce gülecek, sonra düşünecek, tebessüm edecek, ders çıkaracağız. Bu dersler bize, evlatlarımıza evlerimize, okullarımıza, dergahlarımıza, tüm insanlarımıza yol gösterecek, hayat verecek, yaşantımızı kolaylaştıracak, huzur verecek, birçoğumuzun yeni bir hayata başlamasına vesile olacaktır. Nasrettin Hoca kimsenin malı değildir, anonimdir, herkes hatta her millet kullanabilir, ders çıkarabilir, insanlığını geliştirebilir, düşmanlığını yok eder, hırsını, sinirini kontrol eder, aynı düşünmese bile dost elini uzatabilir. Bu düşüncenin, bu ruhun, insanlığın, İslam medeniyetinden geldiğini anlayan her insanın, İslam’ı tercih etmesi kolaylaşır. Bu medeniyeti o gün anlayanlar İslam’ı böyle yaymış ve muvaffak olmuşlar. Üzeri küllenmiş bu medeniyetin üzerini, Nasrettin Hocayla açacağız ve huzura doğru yol alacağız. Hoca var olmuş, yaşamış, efsane bir adam, tek suçu bize bir eser bırakmamış, fakat kendini bırakmış, halktan biri, hazır cevap, mesneviden, Saltukname’den tanıyoruz onu, en önemlisi ise, halkın dilinden, gönlünden tanıyoruz. Bu yüzden Nasrettin Hoca’yı kendi dilinden, kendi ağzından, kendi gönlünden yazmaya karar verdim, inşallah Rabbim yardım eder başarılı olurum, işe yarayan ders veren, her insana hitap eden, en çokta gençlerin elinden dilinden, düşürmediği bir eser meydana getirmek istiyorum. Sevgili gençler, çok kıymetli arkadaşlar, çok farklı bir Nasrettin Hoca okuyacaksınız, fıkralarına hiçbir yerde rastlamadığınız bir yorum katacağım. Yazılarım uzun ama bir o kadar okuyana keyif vereceğinden eminim. Sonsuzluğa yolculukta, yol alan medeniyetimizin mimarlarının her biri yeniden keşfedilmeyi her daim hak ediyorlar, biz insanlığı insan olmayı, onlardan öğrendik, kendi değerlerinin farkında olmayan bir toplum, asla millet olamaz, kendine güvenemez, kendini daima küçük görür, üretmez, yönetemez, yönetilir, bu yüzden hazır cevap Nasrettin Hocamızı iyi tanıyacak, kendimize güvenecek, göle maya çalacağız, ya tutarsa demiş ve tutmuş, tutmasaydı bize kadar ulaşamazdı. Bir hafta sonra kaleme alacağım çalışmamda, Nasrettin Hoca’yı tanıtacak, sonraki haftalarda Allah nasip ederse, fıkralarını yorumlayacağım. Millet olarak yeniden var olacak ve yeryüzünde, yerimizi alacağız, yerimiz sözünün itibar gördüğü, mazlumların duasında yer alan, zalimlerin korkulu rüyası, bin yıllık plan yapan, kıyamete kadar baki kalacağına inandığımız, ümmetin umudu maddi ve manevi gücü olan, güçlü Türkiye olmaktır. İnananların yolu açık olsun, gayret ve dualarınız eksik olmasın. Amin.