yalovahabercihabergazetegündemgüncelson dakikaenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhpak parti
DOLAR
34,5167
EURO
36,1695
ALTIN
2.981,59
BIST
9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Yalova
Yağmurlu
19°C
Yalova
19°C
Yağmurlu
Cumartesi Hafif Yağmurlu
9°C
Pazar Hafif Yağmurlu
10°C
Pazartesi Çok Bulutlu
9°C
Salı Parçalı Bulutlu
12°C

TİGEM YAĞMA HASAN’IN BÖREĞİ Mİ?

20.10.2024 12:56
0
A+
A-

 

Efendiler!

Türk milletine bağışlanan TİGEM arazileri Yağma Hasan’ın Böreği hikâyesine döndü, farkında mısınız?

Yalova’dan Termal’e giderken sol taraftaki TİGEM’e ait araziye de bizim Yalova’nın meşhur çiçek şirketi yerleşmeye başladı.

Gördünüz mü anayolun kenarına çekilen çiti? Neredeyse çınar ağacına yaslayacaklarmış tellerini. Ayıp değil mi? O arazi size babanızdan kalma tapulu mal mı? Siz orada kiracı değil misiniz? Tel örgüleri bir metre geriden çekseydiniz de vatandaşlara bir yürüyüş yolu kalsa olmaz mıydı?

Bu çiçekçilik şirketini kim denetliyor?

Arazinin yarısına beton dökülmüş. Bir sürü yapı oturtulmuş. TİGEM’le sözleşme böyle miydi?

Yetkililer derhal olaya müdahale etmeli ve millete bağışlanan arazilerden millet mahrum edilmemelidir.

Fazla gitmez, bu arazilere üçer beşer katlı binalar da inşa edilir.

Çevre duyarlılığı olan her vatandaş ortaya çıkan bu durumdan rahatsız oluyor.

Hele Dereağzı tarafından TİGEM birinci kapı ikinci ve üçüncü derken pat karşınıza bir tatil köyü çıkıyor. Sahil, deniz sıfırından hapishane duvarı gibi kesilmiş. Geçme şansınız yok.

Soruyorum Efendiler!

Sahiller kamuya ait yerler değil midir?

Bizim köyde gariban insanların deniz kenarındaki balıkçı barınakları sahil koruma kanununa göre yıkıldı. Tenha ve bakir yerdeki köylülerin barınağına yıkım kararı çıkarıyorsunuz da bu tatil köyünün çitlerini niye yıkamıyorsunuz?

Tatil köyü denen araziler bu kişilere büyüklerinden miras mı kaldı? Yoksa kamuya ait bir yerdi de kiralandı mı? Öyle olsa bile deniz kenarını şahsi mülkleri gibi kullanma hakları var mıdır? Kıyı kenar kanunu köylerde yaşayıp evindeki sofraya iki tane balık götürmek isteyen köylülere mi geçerlidir sadece?

Açın bu sahili açın…

Az ileride üniversitemiz var. Gençlerimiz deniz sahili boyunda devam eden bu yoldan yürüyerek şehir merkezine gelsinler.

Anlattığım iki hadise dünyanın hiçbir yerinde olmaz, Türkiye’nin de sadece Yalovası’nda olur. O tatil köyünün hemen arkası birinci derece sit alanıdır. Maltepe mevkii diye geçer. Atatürk, ünlü arkeolog Arif Müfit Mansel’e bu alanda kazı çalıştırması yaptırmış ve sonra yeniden inceleriz diyerek kapattırmıştır.

Düşünün Efendiler!

Milletin malından millet geçemiyor. Termal yolu da öyle TİGEM sahil yolu da öyle…

Sahi tekrar soruyorum? Bahsettiğim yerlere dokunamıyorsunuz da gariban köylülerin küçücük barakalarını niye yıktınız? O gariban insanlar haklarını size helal eder mi?

Adalet herkese lazım değil mi?

Geçenlerde sosyal medyada bir paylaşım yapmıştım. Yalova’da hatırı sayılır bir çevre derneği yok demiştim. Bir sürü sitem dolu yazılar geldi. TİGEM arazileri Yalova’nın çevre sorunu sayılmıyor mu? Bu konuda itiraz edip demeç veren bir sivil toplum kuruluşuna rastladınız mı?

Ben size söyleyeyim. Bu arazilerin bir kısmının üniversiteye verilmesi de yanlış, çiçekçilik şirketine verilmesi de… Yada özel şahıslara…

İtiraf edeyim ki, üniversite oraya kurulmadan önce ben arazinin sit alanı olduğunu ve çok değerli tarihi eserlerin bu arazi içinde gömülmüş olabileceğini belgeleriyle yazmıştım. Belki de o meşhur rektör buraya üniversite kurmaktan ziyade hazinelerini bulabilmek için ısrarla talip oldu. Ya da orayı tatil köyü yapanlar Atatürk’ün kazdırdığı fakat sonraya bıraktığı çalışmalarını tamamlamak için gelmiştir.

Sıkı durun şimdi…

Argonotların Kolhis Kırallığı’ndan çaldığı Altın Post’un bu arazi içlerinde olabileceğine dair efsaneler vardır. Altın Post’a kim sahip olursa dünyayı o yönetir diye bir inanç da yaygındır. Sizce o meşhur rektör Altın Post’u bulup Amerika’ya kaçırmış olabilir mi? Çünkü o yıllar devletin tüm imkânlarını fetöcüler kullanıyordu. Ben ihtimal vermiyorum. Fakat Arganotların tarihini araştıran Dr. Martmann, Kafkasya’daki Kolhis krallığından Altın Post’u çalan Arganotların geri dönüş yolunda Koruköy önlerinde bir deniz savaşına tutuştuğunu ve karaya çıkmak zorunda kaldıklarını anlatır. Ellerindeki Altın Postu da bu bölgedeki bir koruluğa gömdüklerini söyler. Tam nokta atışı yerini söylemeyeyim. Ben bu tarihi kesitleri geçmişte Haberci Gazetesi’nde yazmıştım.

Fazla mı hayal kurdum bilmiyorum ama buraların birinci derece sit alanı olduğundan adım gibi eminim.

İşte kızmam bu sebebe bağlıdır.

Yalova’da Rüstem Paşa Camii hariç tek bir tarihi eser varlığını sürdürememiştir. Yalova anlaşılmaz biçimde tarihi eserlerini yıkıp yok etmiştir. Rüstem Paşa Camisi bir mabet olmasaydı eminim ki onu da yıkacaklardı. Caminin eklentisi olan hamamı nasıl iç etmişler anlayabildiniz mi? Caminin etrafındaki muazzam tarihi mezar taşları ne oldu? Onları kim çaldı? Kimler çalınmasına göz yumdu?

İşte ben böyle yazınca hemencecik kızıyorlar. Niye kızıyorsunuz? Benim bu işten bir çıkarım mı var? Kamunun haklarını korumak yanlış bir atılım mıdır?

Bana kızacağınıza yanlış giden işlerin müsebbiplerine kızın. Kanunları uygulayacaksanız eşit şekilde uygulayınız. Kişilerin değil Yalova’nın haklarına sahip çıkınız.

Milletin malını milletin kullanımına sununuz.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.