Sevgili gençler. Ben size İslam’dan, insanlıktan, ahlaktan, namustan, hatta doğruluktan, ibadetten bile bahsetmeyeceğim. Biraz düşünürseniz eğer, bunlar sizden uzak değil, sizin kanınızda var. Kafanızın karışıklığı labirent gibi size sunulan, fikir ve kavram kargaşalarıdır. Bunu çözecek olansa yine sizsiniz. Kölemi olacaksınız, efendimi kalacaksınız karar verecek olanda sizsiniz. Siz zaten efendi olarak doğdunuz, dedeleriniz ya da dedelerinizin babaları, hürriyet için efendi kalmak için, cephelerde etten duvar ördüler. Köleliği kabul etmediler. Hürriyet babalarımıza miras kaldı. Babalarımız Dünya hayatını zor geçirdiler, beyinleri hür olsa da köle gibi yaşadılar, ya da birileri yaşattılar. Siz ise, Size miras bırakılan, bu hürriyetten hala birazı kalmış ise, bunu fark edebilirsiniz. Dedelerinize teşekkür eder, babalarınıza kızmadan, evlatlarınıza hürriyeti yaşatabilirsiniz. Bu yüzden, hürriyet mirasının baki kalması için, ne yapmanız gerekli onu anlatacağım. Var mısınız, yok musunuz? Elbette varım diyeceksiniz. Kim köle olmak ister ki, şu dünyada. Ama dünya düzeni öyle demiyor. Dünyada iki insan türü olsun istiyor. Köleler ve efendiler. Sevgili gençler. Biz bu dünya düzeninin tam aksine, iki tarafında da olmayacağız. İnsanı köleleştiren zihniyeti de, köleliği kabul eden zihniyeti de asla kabul etmeyeceğiz. Davanızın büyük, yüreğinizin de büyük, olacağından eminim. Bu kör düğümü yine ancak siz çözebilir, aşılmaz denilen yolları siz aşabilir, davanın yükünü ancak siz kaldırabilirsiniz. Tek yapacağınız şey o yolda terlemiş olanlardan haberdar olmak o kadar. Yalnız İçinizdeki heyecanınız, biraz törpülenmiş, inancınız küllenmiş, hatta öz güveninize beton dökülmüş olabilir. Bu yüzden kendinize bir çıkış yolu, bir fikir, bir kültür bir medeniyet arama içinde de olabilirsiniz. Arama içinde iseniz, yolunuz yanlış bile olsa, doğru olanı mutlaka bulacaksınız. Ben gençlere her daim güvendim, hala güveniyorum. Asıl tehlike arama içinde olmamanızdır. Doğu ile batı arasında sıkıştırılarak, bir tarafa mecbur bırakılıp, sağ, sol, emperyalist, antiemperyalist gibi, bir kısım medeniyet dışı kavramlarla, sizi oyalayanlar, her daim olacaktır. Kafalarınızı birileri karıştırmış ya da karıştırıyor da olabilir, ta ki bilginizi ve kendi gücünüzü fark edip, kendiniz olana, kendiniz kullanana kadar. Bu gibi zihniyetlerle her zaman karşılaşacaksınız, buna hazır olun. Bu zihniyetler şeytanın aklına gelmeyen kılıklara bürünürler. Güçlü bireyler olmadan bunları asla tanıyamazsınız. Bunlar ya bedeninizi, ya da beyninizi satın almak için her yolu denerler. Bunlardan ancak insanın parasal değeri olmadığına, alınıp satılmadığına, hürriyetin bedelinin ancak Allah tarafından ödendiğine inandığınız gün kurtulacaksınız. Ben size esaretten, özgürlükten hürriyetten, insanın insanca yaşama hakkı olduğundan bahsedeceğim. Bu düşünceyi dava edinmenizden, asla vazgeçmemenizden, Dünya’ya ayar vermenizden bahsedeceğim. Ne nefsine köle olanlar anlayacak sizi, nede davayı günlük yaşayanlar. Belki yalnız kalacaksınız, işte o zaman yalnız olmadığınızı anlayacaksınız. Çünkü sizi hür yaratan Allah’ı daha iyi tanıyacaksınız. Siz artık güçlü hür efendiliğin, Allah’ı Allah’ın isteği gibi tanımak olduğunu fark etmiş, bunun dışındakilerin tamamının, köle olduğunu kavrayacaksınız. Sizin gibi düşünen insanların çoğalması için, gayret edecek, bu yolu açanlara da yardım edeceksiniz. Dava ancak güçlü bireylerin omuzlarında yükselir, bunu asla unutmayacaksınız. İnsanı kendine köle yapan şeytanla savaşacak, insanları Allah’a kulluğa çağıracaksınız. Şeytana köle olanlar insanları kendilerine köle yaparak, şeytanın değirmenine ateş taşırlar, bunu da unutmayacaksınız. Sevgili gençler, dava nasıl payidar olur yani ebedi olur, anlatmamı ister misiniz? O zaman haftaya görüşelim, hoşçakalın.