yalovahabercihabergazetegündemgüncelson dakikaenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhpak parti
DOLAR
34,5424
EURO
36,0063
ALTIN
3.006,41
BIST
9.549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Yalova
Hafif Yağmurlu
9°C
Yalova
9°C
Hafif Yağmurlu
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Çok Bulutlu
10°C
Salı Parçalı Bulutlu
12°C
Çarşamba Açık
14°C

Metakoloniyalizmin Çaresi

18.07.2024 12:55
0
A+
A-

Koloniyalizmin ne olduğunu anlatmama gerek yok sanırım! Sömürge valilerinin yerini yerel işbirlikçilerin doldurduğu varyasyonu olan Neokoloniyalizmi de anlatmama gerek olduğunu düşünmüyorum! Peki; ‘Metakoloniyalizm’ nedir, biliyor musunuz? Bilginin, bilimin, eğitimin, eğitim sistemlerinin, kültürün, değerlerin vsavrupalılaştırılması ve avrupa dışından olan diğer herşeyin aşağı görülüp avrupalı olanlarla yer değiştirmesidir! Zihinler, değerler, kültür ve her şey sömürgeleştirilir! Avrupalı olmayan kendini avrupalıdan aşağı görür! Belki kendine bile itiraf edemez ama öyledir! Ayrıca daha az avrupalılaşmış olan da kendini daha çok avrupalılaşmış olan soydaşından aşağı görür! Britanya Hindistan’ı fena hırpaladı ama Hint elitleri İngiltere’ye hayran! Pakistan için de aynı şey geçerli! Hatta biz de bütün batılılara inanılmaz bir hayranlık duyuyoruz; ki bizdeki metakoloniyalist hasarın ilerleme seviyesi, üçüncü dünyanın hiçbir yerinde olmayan noktalara varmış durumda; onlarda mesela 4. , 5. evre olsa bizde 7. , 8. evre olmuş durumda! Kolonileştirilenlerin bazıları da tepki duyarak kendi kültürüne ve değerlerine sarılmaya çalışır! Ama bu o kültürün ve değerlerin rönesans yaşamasına neden olmaz çünkü klişeler, karikatürler ve kuru ritüeller gibi şeylere sarılırlar! Üçüncü bir yol olarak da, avrupalılaşma ile kolonileşme öncesi klişelerin harmanlanması önümüze sunulur! Özellikle ülkemizde bu hale ciddi şekilde rastlamaktayız! Saygınlık siyaseti ile avrupalılara yaranmaya çalışıyoruz, hem de bunu kendi kimliğimizi ve kişiliğimizi koruduğumuzu zannederek yapıyoruz; ama tek başardığımız şey kendi insanlarımızın ‘saygınlık siyasetine’ inanmayanlarını hırpalamak oluyor! Ayrıca kendimizi ne kadar avrupalılaştırmaya çalışırsak çalışalım asla bir avrupalı olarak kabul edilmeyecek hiçbir kolonileştirilmiş toplum! İlla bir şeyler eksik olacak; hiç eksik olmayanları bile ırksal nedenlerle dışlanacaktır!

Bu konuya neden girdim? Çin, 2000 yıldır geleneksel konumu olan süpergüç seviyesine şimdiden gelmiş durumda ve diğer dev olan Hindistan da hızla yükseliyor! Diğer asya ülkelerinin durumu da hiç fena değil şu anda ve onlar da giderek orta güç noktasına evriliyorlar! 21. Yüzyılın Asya’nın yüzyılı olacağını söylemek mümkün gibi! Ama Asyalı uluslar kendilerini batılılardan aşağı görürken fiziksel olarak güçlenseler bile bu nasıl bir yüzyıl olacaktır? Üstelik hali hazırda beyaz ırk kültürel marksizm ve malthusçuluk gibi sebeblerden ötürü yok olmaya doğru gidiyor! Doğu Asya’da da doğum oranları epey kötü ama onların kendini kurtarma şansı çok daha fazla! ABD’de Güney Asyalılar giderek mevzi kazanıyor ve yakında genel olarak ipleri ellerine alırlarsa hiç şaşırmayın! Avrupa’da ise aşırı sağ yükselişte ama göçmenleri ülkelerine geri göndermeyi ancak çok ama çok ağır bir bedel ödemeye razı olarak başarabilirler. Burjuvazi bu bedeli ödemeye razı olacak mıdır? Zaten şimdiden ‘bizden daha çok vergi alın’ diyorlar! Sosyal demokrat, hatta nispeten sosyalistleri iktidara getirirlerse sakın şaşırmayın! İlginç bir şekilde batıdaki sosyal tabakanın alt kesimlerinde olanlar ve onların entelektüelleri batı medeniyetinin yok olmakta olduğu görüşünü dillendiriyorlar! Erkek hakları hareketi, anti-gender hareketi, küresel ısınma tezine muhalefet ve aşı karşıtlığı gibi konularda etkin olan ve Tradisyonalist Katoliklik ile Rus Kilisesinden, Evolacılık ile Neopaganizme kadar farklı tonları olabilen 200-300 yıl öncekinden çok farklı bir muhafazakarlık ortaya çıkmaya başlıyor olabilir! Ne kadar şansı olacağını da 22. ve 23. yüzyıla gelindiğinde görebileceğiz!

Pekimetakoloniyalizme karşı ne yapmalıyız?Elbettekiavrupalılığı kabullenmemiz mümkün değil! Eskiye de dönemiyoruz! Bu ikisinin harmanı da hiç iyi bir seçenek değil elbette! Peki ne yapacağız? Sıfırdan başlayacağız! Elimizde binlerce yıllık bir sürü külliyat var! Mesela 2000-2500 yıllık Çin klasikleri! Biz çok uzun süre ‘batılılık mı, kendi kültürümüz mü’ tartışmasını yaptık ama ikisi dışında da medeniyetler ve kaynaklar olduğu neden aklımıza gelmedi hiç? Japon klasikleri de ayrıca güzel olur! Hint klasiklerine batılılar müthiş hayran olmuşlar, hatta o kültürü ve felsefeyi ciddi oranda ithal bile etmişler! Amerikan yerlilerinin bilgeliği de epey ilginçtir! Ayrıca Amerikan yerlileri ve benzeri ilkel olarak gördüğümüz kabileler, özellikle doğa ve bitkiler hakkında bizden çok daha fazla şey bilebiliyorlar; ve bunu ortodoks bilim bile kabul etmek zorunda kalabiliyor! Ayrıca Avrupa, Yunan felsefesi ve kendi temelini oluşturan aydınlanma felsefesini dayatıyor ancak mesela MeisterEckhart ve Assisili Francis gibi başka ekollere bağlı olan kendi düşünürlerini bile çöpe atmaktan geri durmuyor! Onlar sahip çıkmıyorsa neden biz sahip çıkmayalım peki? Hem avrupalıların kendi kökü ve özü olarak gördüğü Yunan Felsefesinin kökeni Mısır Felsefesidir; ki bunu söyleyenler de bizzat Yunan Filozoflarının kendileridir! Bir ilginç kaynak da Avustralya yerlilerinin Dreamtime külliyatıdır! Orada da daha neler neler ile karşılaşabiliriz… Bir de bir sürü batı klasiği roman var ama mesela neden çok daha eski olan İzlanda Sagaları ve benzerleri çok daha geri planda kalıyor? Üstüne mesela Japonya’da yazılmış olan Genji’ninHikayesi adlı roman, en eski batı romanı sayılan Don Kişot’tan yüzlerce yıl daha eski! Don Kişot’tan bahsederken ana karakterin delirme sebebi olarak gösterilen şovalyehikayeleri neden pek ortalarda yok diye ayrıca sormadan da edemeyeceğim!

Ölçümüz medeniyet, kültür, kimlik vs değil sadece ve sadece Hakikat olmalıdır! İstisnasız her medeniyetin artıları ve eksileri, üstün ve zayıf yanları, doğru ve yanlış görüşleri ve fikirleri muhakkak vardır! Hepsini birbiriyle karşılaştırır ve kıyaslarsak o zaman çok daha farklı bir resim ortaya çıkar! Ama açık görüşlü ve hür düşünceli olmak da hiç kolay olmayabilir! İstisnasız herşeyi iyice sorgulamalı ve istisnasız hiçbir şeyi de iyice sorgulamadan kabul edip benimsememeliyiz! Dediklerimin çok zor olduğunun farkındayım! Herkes yapamaz! Hatta bu bedeli ancak çok az sayıda kimse ödeyebilir! Ama birilerinin de muhakkak yapması gereklidir!

Hakkımızda en hayırlısı olsun!

İnstagram: @bahatunafikir

mail adresi: xyztu12345@gmail.com

 

Yazarın Diğer Yazıları
29.09.2022 14:41
11.05.2023 12:34
23.03.2023 13:07
08.09.2022 15:15
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.