Baha‘nın çocukken ürettiği bir teorisi vardı: Tüm insanlar birbirine eşit değerdedir. Burada Baha’nın söylemek istediği şuydu: Evrensel olarak insana ait olabilecek özelliklere puan versek, herkesin özellikleri birbirinden farklı olmasına rağmen, toplam puanları birbirine eşit çıkacaktır. Yani birine puan getiren özellikler başka birinde olmayabilir ama onda var olan bazı özellikler de berikinde olmayacaktır, gibi… Bu puanlamada esas olan zavallı zihnimizin değerlendirme anlayışı değil, bizi sarmalayan evrenin değerlendirme anlayışı…
Tabii ki bu teorinin bilimsel bir yanı yoktu, tamamen hissiyata dayalıydı. Üzerinde ciddi şekilde çalışılsa, muhtemelen bazı bilimsel dayanaklar üretmek mümkün olurdu…
Baha’nın uzun yıllar önce ürettiği bu teori, benim de çok aklıma yatmıştı. Eğer bu teoride gerçeklik payı varsa, insanlar arasında bugün var olan sosyo-ekonomik dengesizlik neyin nesiydi ve nasıl giderilebilirdi?
*****
Cem Karaca‘nın 1970’lerde söylediği Safinaz isimli şarkıda, dönemin Ahlak Bilgisi kitabında ‘doktorun işçiden şerefli olduğunun’ yazdığını söylüyordu. Çünkü içinde yaşayageldiğimiz toplumsal yaşam, yaptığımız işi paraya veya güce dönüştürebiliyorsak bu işe iş gözüyle bakıyor ve burada işe karşılık gelen para (veya güç)’ün miktarı oranında da işlerin bir hiyerarşik sıralaması, dolayısıyla da insanların bir hiyerarşik sıralaması oluşuyor.
Resim yapıyorsanız, resimlerinizi iyi bir fiyata satabilmeniz halinde bir iş yapmış oluyorsunuz, aksi halde ne yaptığınız işin ne de sizin pek bir değeriniz yokmuş gibi davranıyor size toplum. Oysa Van Gogh yaptığı 860 tane yağlı boya tablosundan sadece bir tanesini satabilmişti ölmeden önce. Ama bugün bir Van Gogh tablosunu ancak 50 milyon dolar veya 80 milyon dolar gibi fiyatlarla alabilirsiniz. Van Gogh bugün bile bilinmiyor olabilirdi, tamamen unutulmuş olabilirdi ama böyle bir durum onun evrensel bazdaki değerini düşürür müydü?
Gitar çalıyorsanız, eğer size iyi bir rakam ödenmiyorsa, yani ünlü bir gitarist değilseniz, ne yaptığınız işin ne de sizin pek bir değeriniz yokmuş gibi davranıyor size toplum. Bir Jimi Hendrix değilseniz veya B. B. King veya Eric Clapton veya Kurt Cobain veya Carlos Santana; sosyo-ekonomik toplumsal sıralamada oldukça aşağılarda yer alırsınız. Gitar çalarken ne kadar mutlu olduğunuzun ise hiç bir önemi yoktur, insanoğlunun baktığı ilkel zaviyede…
Şiir yazıyorsanız eğer galiba işiniz daha da zor. Bu işten Nazım Hikmet ve Orhan Veli‘nin bile pek bir para kazandığı söylenemez. Pablo Neruda kazanmış mıdır? Hiç sanmıyorum.
*****
Bence insanlar istedikleri işleri yapmalı ama insanca da yaşayabilmelidir. Bunu gerçekleştirebilmek geçmişte olabilir miydi bilmiyorum ama bugünün devasa ve kolay üretim araçları vasıtasıyla, herkese insanca yaşam olanağı sağlamak hiç zor değil. Dünyaya hakim sistem, bunun anlaşılmasını, dolayısıyla da talep edilmesini hiç istemiyor. İstiyor ki, herkes değirmene koşulu eşek misali değirmen taşlarını döndürmeye devam etsin…
Denecektir ki, herkesi istediği mesleğe yönelmekte serbest bıraksak ve bu yönelimleri sonucu sosyo-ekonomik olarak zayıf konumda da olmayacaklarsa eğer, doktor ve mühendis vb olacak insan bulmakta zorlanmaya başlarız; herkes ressam, müzisyen, şair vb branşlara yönelir. Eğer gerçekten böyle olursa, bu durum aslında doktor, mühendis gibi mesleklere ihtiyacımızın zannettiğimizden çok az ve ressam, müzisyen gibi mesleklere ihtiyacımızın ise zannettiğimizden daha fazla olduğunu ortaya koyacaktır, bence…
Yaşamda asıl olanın insanın kendini gerçekleştirmesi, ne ise o özellikler üzerinden bir yaşam sürmesi olduğuna inanıyorum. Ancak bu şekilde doyuma ulaşmış, sağlıklı, huzurlu yaşantılar ortaya çıkabilir. Böyle yaşantıların çok fazla doktora ve mühendise de ihtiyacı olmayacaktır….
Bugün insanoğlu bu düşüncelerin oldukça uzağında ancak bu aymazlık sonsuza kadar sürmeyecek…