Haber / Zeynep TAŞTAN
Sağlık-Sen Yalova Şubesi, Yalova Devlet Hastanesi önünde bir açıklama yaptı. Yapılan açıklamada konuşan Yalova Şube Başkanı Halil İbrahim Özer, devlet tarafından sağlık çalışanlarına haksızlık yapıldığını dile getirdi. Özer, yaptığı açıklamada şu sözlere yer verdi: “Sözlerime başlamadan önce covid nedeniyle hayatını kaybeden tüm sağlık şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Geçen hafta Çarşamba günü, gündeme bir haber düştü. Hükümet, hekimlerin ücretlerinde 2 bin 500 ile 5 bin TL aralığında bir iyileştirme yapacağını ifade etti. Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik koşullar dikkate alındığında, yapılacak olan iyileştirme herkes tarafına memnuniyetle karşılandı. Çünkü döviz almış başını gidiyor, artan enflasyon nedeniyle ürünlerin etiketi günden güne değişiyor. Yani para pula döndüğü için fiyatlar cep yakıyor, yürek yakıyor. Hayat her açıdan ateş pahası. İşte böyle bir ortamda, herkese değil de hekimlerimizin de hepsini kapsamayacak şekilde bir iyileştirme yapılacağı açıklandı. İlk tepkimiz: “Hekimler hak ediyor, elbette zam yapılacak! Peki ya geride kalan diğer hekimlerimiz ve yüz binlerce sağlık çalışanımız, onlara zam yok mu, onlar hak etmiyor mu?” Öncelikli olarak şu konuya açıklık getirmek istiyorum. Hekimler adına yapılan düzenleme yerinde bir düzenlemedir. Dolayısıyla sonuna kadar destekliyoruz. Hatta çok geç kalmış ve eksik bir düzenlemedir diyoruz. Bu dediklerimizin dışında kullandığımız başka bir cümle yok. Bu dediklerimizin aksini iddia eden birisi varsa ortaya çıksın. Belgesi olan varsa ortaya koysun. Algı operasyonuyla sağlık-senin haklı mücadelesine gölge düşürmeye çalışanlar iddialarını ispatlamakla yükümlüdürler. İspatlamazlarsa yalancıdırlar, iftiracıdırlar. Sağlık Sen olarak; hekimlerin haklarını her zeminde savunduğumuzu birlikte çalıştaylar yaptığımız hekim dernekleri çok iyi bilir. Bu konuda yapmış olduğumuz çalıştaylar hazırlamış olduğumuz raporlar kamuoyuyla paylaşıldı. Yetkililere iletildi. performanstan kaynaklanan ücret adaletsizliğinin yaratmış olduğu tahribat her platformda bizzat Sağlık-Sen tarafından dile getirildi. Tüm bu bilgilerin kamuoyuna açık olmasına rağmen Sağlık-Sen üzerinden bir algı operasyonu yapılmasını asla doğru bulmuyoruz. Algı operasyonu, Sağlık-Sen’in haklı mücadelesine gölge düşürmekten başka bir anlam ifade etmiyor. Sağlık hizmetleri, emeği yoğun bir hizmettir. Pandeminin olağanüstü şartları içerisinde tüm sağlık çalışanları cansiperane çalıştılar. Sağlık bakanlığı tarafından yapılan ve Hekiminden Hemşiresine, Teknikerinden memuruna sağlık çalışanlarının tümünü kapsamayan bir düzenleme kadüktür. Hiç bir sağlık çalışanı bu düzenlemenin dışında tutulmamalıdır. Bu büyük bir haksızlıktır. Bizim tepkimiz bunadır ve bu tepki haklı bir tepkidir. Bu tepkiyi sadece bizler değil, yüz binlerce sağlık çalışanı gösterdi. Sosyal medya adeta inledi. Sadece sağlık bakanlığı çalışanları değil aynı zamanda üniversite hastanesinde çalışan öğretim üyeleri, araştırma görevlileri ve aile hekimliği çalışanlarında bu düzenlemenin dışında tutulmuştur. Açıkçası bu durum sağlık çalışanları İçerisinde çok büyük bir infiale yol açmıştır. Şunun altını özellikle çiziyoruz; yetkili sendika olarak, biz zam yapılmasına asla karşı değiliz, olamayız da. Zamma karşı olmamız, sendikal kimliğimizi ve mücadelemizi inkar anlamına gelir. Biz zam üzerinden ayrımcılık yapılmasına karşıyız. Yüz binlerce sağlık çalışanının üvey evlat görülmesine, yok sayılmasına, emeklerinin hor görülmesine karşıyız. Can kurtarmak için can vermekten çekinmeyen sağlık çalışanlarının fedakarlıklarının, mücadelelerinin, gayretlerinin görmezden gelinmesine karşıyız. Bizim karşı olduğumuz bu. Herkesi emek ve ekmek mücadelesine destek vermeye davet ediyoruz. Hep söylediğimiz gibi; çünkü sağlık ekip işidir, bu hizmeti sunan sağlık çalışanları da bir vücudun organları gibi bir bütündür. Hemşireyi doktordan, doktoru teknikerden, teknikeri ambulans şoföründen ayrı görürseniz ve ona göre muamele ederseniz, bir yönüyle hepsine kötülük etmiş olursunuz. Dahası, bu şekilde davranarak sağlık sisteminin altını oymuş olursunuz! Sağlık çalışanları bu kötülüğü hak etmiyor… Sağlık sisteminin bu ve benzeri kötülüklerle, haksızlıklarla ayakta durması mümkün değildir. Ülkemizde, kamu adına 1 milyon sağlık çalışanı görev yapıyor. Kapıdaki güvenlik görevlisinden danışmadaki memura, temizlik görevlisinden teknikere, ambulans şoföründen röntgen teknisyenine, hemşiresinden doktoruna. Bunların tamamı 1 milyon sağlık emekçisine dahildir. Görev tanımları farklıdır ancak yaptıkları iş insanımıza sağlık hizmeti sunmaktır. Her bir branştaki, her bir birimdeki sağlık emekçisi, sağlık hizmet zincirinin bir halkasını temsil ediyor. Zincirin bir halkasını yok sayarsanız, tamamını yok saymış olursunuz. Zincirin bir halkasını kırarsanız, tamamını incitmiş olursunuz. Zincirin bir halkasını görmezden gelirseniz, tamamını görmezden gelmiş olursunuz. Zam konusunda geçen hafta yapılan açıklamalarla tam da bu durum ortaya konmuştur. Üstelik en yetkililerin ağzından. Gerçekten de çok üzüntü verici bir durum. Geçen hafta, sağlığın bir ekip işi olduğu, sağlık çalışanlarının da bir bütün olduğu, göz ardı edilmiştir. Çok şükür; Sağlık-Sen teşkilatının onurlu duruşu, genel merkez yönetimimizin çok yönlü girişimleri ve ülke sathındaki sağlık çalışanlarının feryadı neticesinde siyasi irade, eksikliğin farkına varmış görünüyor. Açıklamalara bakacak olursak, zam konusu, bütçe görüşmeleri neticesinde tekrar Meclis gündemine gelecek. Buradan siyasi iradeye sesleniyoruz; meclisten, yüz binlerce sağlık çalışanının üvey evlat olmadığını gösteren kapsamlı ve adil bir zam karar bekliyoruz. Tersi bir uygulamaya; tüm sağlık ve sosyal hizmet kolu çalışanlarını kırar. Tersi bir uygulama, sağlık çalışanlarını meslekten soğutacağı gibi, sağlık sistemini de ciddi ölçüde yaralar. Biliyorsunuz, pandemiyle mücadele tüm hızıyla devam ediyor. Pandemiyle mücadelemizdeki başarımız dolayısıyla bizleri yani fedakar sağlık çalışanlarını alkışlamayan, teşekkür etmeyen kalmamıştı. Buradan sormak istiyoruz; sağlık çalışanlarını alkışlıyoruz, teşekkür ediyoruz diyenler, sağlık çalışanlarının bir kısmını mı alkışladılar. Belli branştaki sağlık çalışanlarına mı teşekkür ettiler. Hayır. Ayrım yapmaksızın sağlık çalışanlarının tamamına teşekkür ettiler ve alkışladılar değil mi? O günler ne çabuk unutuldu. Zam konusuna gelince, bu ayrımcılık niye? Ayrımcılık yaparak, yüz binlerce sağlık çalışanıyla helalleşeceklerini mi düşünüyorlar? Ya da ayrımcılık yaparak, çalışma barışını sağlayacaklarını, çalışanların moral ve motivasyonu artıracaklarını mı düşünüyorlar? Saha gerçekliğinden yoksun, oldu-bitti masa başı kararlar bunların olması mümkün değil! Yüz binlerce sağlık çalışanının takdirini kazanmanın yolu belli; hak ve hakkaniyet ölçüsünde, bir kısmına değil, tamamına zam yapmaktır. 1 milyon sağlık çalışanının bir kısmına zam yapıp, geri kalanını yok saymak; çalışma barışını baltalamaktan, sağlık çalışanlarını kutuplaştırmaktan başka bir anlam ifade etmez. Hele tüm bunlar, sağlık çalışanlarını en iyi anlaması gereken sağlık bakanlığı tarafından yapılıyorsa bu çok daha vahim bir durum. Sağlık-Sen olarak, bu vehamete “dur” demek için bugün olduğu gibi Perşembe günü de iş bırakıyoruz. Sadece kendi ilimizde değil, tüm Türkiye’de şubelerimizle, genel merkezlerimizle iş bırakıyoruz. Tüm sağlık çalışanlarını bizlere destek olmaya davet ediyoruz. Sağlık-Sen olarak, sağlık çalışanlarını yok sayan bir yanlışa imza atılmaması için var gücümüzle mücadele etmeye kararlıyız. Çünkü sağlık çalışanları ülkemizin hayat sigortası. Sağlık ordumuz, bu tür yanlışlıkları, bu tür haksızlıkları asla hak etmiyor. Ümit ve temennimiz, çok geç olmadan, kapsamlı bir zam açıklamasıyla sağlık çalışanlarının tamamının yüzünün gülmesidir. Her bir sağlık çalışanının yüzünün gülmesine, işine dört elle sarılmasına, iş barışının ve çalışma huzurunun sağlanmasına özellikle bu süreçte büyük ihtiyaç olduğunu hiçbir kimsenin unutmaması gerekir.”