Son yazımı İsmet Paşa hakkında yazmıştım ve Paşa üzerine yazmaya devam edeceğimi söylemiştim. Evet bu yazının konusu da yine İsmet Paşa.
İsmet Paşa hemen hemen her zaman oldukça mütevazı, sakin, ölçülü ve dengeliydi. Maceradan ve ütopik düşüncelerden genellikle uzak durdu. Bu özellikleri nedeniyle de bence karizmatik bir lider değildi. Devraldığı rejimi, titiz bir memur tavrıyla elinden geldiğince daha iyi bir yerlere taşımaya çalıştı. Göründüğü kadarıyla kendisine biçtiği misyon böyle bir şeydi, fazlası değil…
Sözüne güvenilirdi. Talat Aydemir darbe yapmaya kalktığında, ‘paşam darbecilerin istediklerini yapacakmışsınız gibi davranın, daha sonra fırsatını bulunca onları tutuklayalım’ diyenlere, ‘onlar benim sözüme itimat ediyorlar, böyle yaparsak bir daha benim sözüme kimse itimat etmez’ diyerek karşı çıktığı söylenir…
*****
Sigara içmeyi çok sevdiği biliniyor. Doktorların isteklerine rağmen sigara içmeye devam ederdi. Bir keresinde, ‘sigarayı bırakmaktan kolay ne var, ben en az beş defa bıraktım‘ demişti… Vefatından bir süre önce doktorunun sert bir tavırla sigarayı bırakmasını istemesi üzerine önce ayak diretmiş ama doktorun daha da sertleştiğini görünce, ‘insanın böyle sert bir doktoru olunca yapacak bir şey kalmıyor, sigarayı bırakıyorum’ dediği ve şöyle devam ettiği söyleniyor: Atatürk hastalığının arttığı günlerde bana, ‘eğer doktorlar içki içmememi çok net olarak baştan söylemiş olsalardı içkiyi bırakırdım ve hastalığım bu kadar ilerlemezdi ama bana bunu ısrarla söyleyen olmadı’ demişti, o nedenle senin uyarına uyacağım…
Sigarayı çok sevdiğinin bilinmesine rağmen, alkollü içkilerle irtibatına dair yazılmış pek bir şey yok. Sanıyorum nadiren ve az miktarda bir şey içerdi. Alkollü içkilere düşkünlüğü olduğunu zannetmiyorum…
*****
Hayatı boyunca öğrenmeye, yeni uğraşlar ve hobiler edinmeye devam etti. Düzenli olarak ata bindiği, yüzme stilini sürekli geliştirmeye çalıştığı, eşi Mevhibe hanımla boş zamanlarında bezik oynadığı biliniyor. Çok ve her türlü konuda okuduğu söylenir. Ama özellikle siyasal ve bilimsel gelişmeleri yakından takip etmeye çalışıyordu. Yabancı dilini geliştirmeye de hayatının sonlarına kadar devam etti. Vefatından önceki yıl (o yıl CHP’den de istifa etmişti) Yalova’ya gelmiş ve Yalova Lisesine de gitmişti. Yalova Lisesinde Güler Ergun hocamızın ingilizce dersine girmiş ve o sırada öğrenci olan ablamla ingilizce sohbet etmişlerdi…
*****
Köy Enstitüleri 1940 yılında İsmet Paşa’nın desteği ile kurulmaya başlandı. Enstitülerin DP tarafından kapatıldığı şeklinde bir kanaat yaygındır. Evet DP iktidarı 1954 yılında Köy Enstitülerine son darbeyi vurarak tamamen kapattı ama kapatılma süreci CHP yani İsmet Paşa döneminde başlatılmıştı. 1946 yılında ABD ekonomik yardım yapma karşılığında Türkiye’den bazı taleplerde bulundu. Bunlardan biri de Köy Enstitülerinin kapatılmasıydı. Buna ilave olarak aynı yıl başlayan çok partili hayat da enstitülerin kapatılmaya başlanmasının bir diğer nedeniydi. Çünkü halkın önemli bir kısmı, özellikle kırsal kesim ve kasabalarda yaşayan halk, bu enstitülerden tedirgindi. Hatta bazı CHP’liler bile tedirgindi. Dönemin CHP’li Milli Eğitim bakanının, bir köy enstitüsünü ziyaretinde, öğrencilerin iyi eğitimli ve kendilerine güvenleri olduğunu görünce, ‘bunları biz yetiştiriyoruz ama görünüşe göre bunlar bizi de beğenmeyecekler’ gibi bir şeyler söylediği ve enstitülere olumsuz baktığı rivayet edilir (Baha, enstitülerdeki eğitimin görece üstünlüğündeki ana nedenin; Dostoyevski, Tolstoy, Balzac gibi önemli yazarların kitaplarının bolca okunmasının teşvik edilmesi olduğunu söylüyor). Yeni dönemde halktan oy isteyecek olan bir partinin, halkın bir kısmındaki tedirginliği görmezden gelmesi zordu. Bu nedenle DP iktidarı öncesinde Köy Enstitüleri İsmet Paşa tarafından kapatılmaya başlanmıştı…
*****
Rahat okunabilmesi için yazımı burada bitirmek istiyorum. Sonraki yazımda da İsmet Paşa’ya devam etmeyi düşünüyorum…