yalovahabercihabergazetegündemgüncelson dakikaenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhpak parti
DOLAR
34,4783
EURO
36,2440
ALTIN
2.957,81
BIST
9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Yalova
Parçalı Bulutlu
20°C
Yalova
20°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
19°C
Cumartesi Hafif Yağmurlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Açık
11°C

Ortaya Karışık

03.04.2024 12:51
0
A+
A-

Bilinçaltımız, bilinçli zihnimizden her anlamda çok daha güçlüdür. Ama bu potansiyeli doğrudan kullanma imkanımız yok. Bu potansiyeli efektif bir biçimde kullanabilirsek, hiç hayal etmediğimiz şeyleri kolaylıkla başarabiliriz.

Aslında dışarıdan büyücülük, cadılık ve uçtu-kaçtı olarak görünen pek çok şeyi iyice ve açık görüşlülükle incelediğimizde hiç de öyle olmadıklarını ve tersine gayet mantıklı temellere dayandıklarını görebiliriz. Bizim birşeyi açıklayamıyor olmamız, o şeyin varolmadığı anlamına gelmez. Isaac Newton, simya ve okült gibi konularda da çalışmalar yapmıştı ama sonraki takipçileri onun bu çalışmalarını sansürledi ve gelecek kuşakların onun bu yönlerini bilmesini istemediler.

Günümüzde çevrecilik meselelerinde bazıları, yerli kabilelerin doğayı ve çevreyi günümüz modern insanından çok daha iyi bildikleri ve tanıdıkları görüşünü belirtiyorlar. Metakoloniyalist zihniyet ile batılı olmayan her türlü bilgi, bilim ve eğitime muazzam bir düşmanlık ediyorlar. Batılı olmayan ulusların sözde aydınlarının beyinleri ciddi şekilde yıkanmış durumda. Tabi batılı olmayan bir insanın kendi toplumunun klişelerine ve ritüellerine körü körüne bağlı kalması da doğru olarak görülmemelidir. Burada bazıları ikisinin sentezini uygun buluyor. Ama bana sorarsanız bu da yanlış. Önemli olan gerçek ve doğru olmalıdır. Kaldı ki en büyük medeniyetin en büyük dahisinin ve bilgesinin bile ilkel bir kabileden öğrenebileceği nice şeyler olabilir. Ama böyle bakmak da öyle birisi için hiç kolay olmayabilir.

Neden bilimsel metod? Neden sadece deney ve gözlem? Neden bambaşka bilimsel metodlar olamasın? Sokrat, Platon, Descartes ve Leibniz akılcıydı. Henri Bergson ve nice mistik de sezgiciydi. Rene Guenon’un öncülük ettiği Tradisyonalist Ekol/Perennializm de ayrıca listeye eklemesek olmayacak bir başka ekoldür. Çok daha zengin bir dünya var aslında. Ama o zengin dünyayı elimizin tersiyle itiyoruz. Sümerlerde, Druidlerde ve başka pek çok toplumda din adamları aynı zamanda filozof, büyücü ve bilimadamıydı da. Ama günümüzde dördünü birbirinden çok ayırdılar.

Sahi neden illa darwin illa darwin? Ve de illa malthus? Halbuki Lamarck, Lysenko, Kropotkin, Nietzsche, Henri Bergson ve daha nicelerinin nice teorileri var aslında. Ama düzen malthus’un ve darwin’in düzeni. Düzenler kaderciliği sever. Ama malthus ve darwin, aynı zamanda çok zalim bir dünyanın temellerini atan kimselerdir. Sözde 2. Dünya savaşında mağlup edildi. Aslında mağlup falan edilmedi; sadece günümüzde zehri balla karıştırarak bize yutturuyorlar.

Neden dünyadaki en eski takvimlerin hepsi birden söz birliği etmişçesine 365 değil de 360 gün? Birbirinden bağımsız coğrafyaların hepsinde birden aynı hatanın yapılıyor olması ne kadar mantıklı? Ya Pangaea, milyonlarca yılda değilde birkaç hafta gibi bir sürede parçalanıp bugünkü haritayı oluşturduysa?

Kanada’daki bazı kabilelerin halk hikayelerini incelediğinizde Mamutların hala o coğrafyanın ıssız yerlerinde yaşıyor olabileceğine dair işaretler bulabilirsiniz. Aynı şekilde Sibirya’daki kabilelerin halk hikayelerinde anlatılan Ayı türleri de ortodoks bilimin o coğrafyada yaşamakta olduğunu kabul ettiği ayı cinslerinden daha büyük. Soyu tükenmiş türlerin klonlanarak tekrar diriltilmesine dair çalışmalar var. Peki ya hali hazırda ıssız bir yerde yaşamakta olan bir hayvanın bir anda kamuoyuna bir diriltme başarısı olarak sunulmayacağı ne malum? Hayvanat bahçesinde ve laboratuvarlardaki hayvanların kimseye bir zararı yok. Ama dünya kamuoyunun sıkı çevre koruma kanunları için bastırması, pek çoklarını çok zor durumda bırakabilir.

Sayı doğrusunun bir ucu artı sonsuza giderken öbür ucu eksi sonsuza doğru gider. Peki artı sonsuz ve eksi sonsuzun dışında ne var? Neden sonsuzların dışında kalan da birşeyler, hatta bir sürü şey olamasın? Birşeyin sonsuz olması, o şeyin dışında hiçbirşey olmadığı anlamına neden gelsin ki? Ayrıca Trigonometrideki Tanjant’ın değeri 89’dan 90’a yaklaştıkça artı sonsuza, 91’den 90’a yaklaştıkça ise eksi sonsuza doğru yaklaşır. Tanjant 90 ise sayının sıfıra bölümü olduğu için tanımsız kabul edilir. Halbuki artı sonsuz ve eksi sonsuzun birleştiği nokta olmuyor mu? Sayı doğrusu aynı noktada toplanabilir. Ama sonsuz olmayan sayılarla o çemberin değerlerini ölçemeyiz ve dolayısıyla da bize doğru gibi gelir. Zaten sonsuzun alanına girdiğimiz zaman bildiğimiz mantık artık devre dışı kalır. Öklid dışı geometride de birçok kanun geçersizdir. 3 boyutta hiçbirşey Öklid dışı geometri değildir ama 3 boyutlu bir cisim olan dünyanın yüzeyi 2 boyutlu kabul edildiğinde öklid dışı olmaktadır; ki bu yüzden haritada eğimli bir çizgi olarak görünen uçak rotaları düz çizgi olarak görünenlerden daha kısa olmaktadır.

 

Düşünün ve sorgulayın! Merak edin ve okuyun! Hayalgücünün ve yaratıcılığın da önemini ve kıymetini iyi bilin!

 

Hakkımızda hayırlısı!

 

Sevgi ve selametle!

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.