20 Ocak 2020’de toprağa verdiğimiz ‘TOPRAK DEDE’yi vefatının 4. yılında bir dizi etkinliklerle, süslü-püslü sözlerle andık, ancak bıraktığı mirası korumak, vasiyetine sahip çıkmak adına da açıkçası; HİÇBİR ŞEY YAPMADIK!
Sadece Yalova’mız açısından bir gurur abidesi değil, ülkemizin dünyada tanınan marka yüzüydü; Merhum Hayrettin Karaca..
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün bir ağacın dalını kesmemek için inşa edilen köşkü yürüttüğü Yalova’dan dünyaya verdiği çevrecilik mesajı gibi..
Merhum Karaca’nın; kurduğu TEMA Vakfı ve alt yapısını oluşturduğu TEMA gönüllüleri ile ülke ve dünya çapında toprağa, yeşile, doğaya verdiği önem çok değerliydi..
Karaca’nın vefatının üzerinden 4 yıl geçti; geçtiğimiz günlerde Merhum’un vefat yıldönümüne ilişkin bir dizi etkinlikler gerçekleştirildi ancak kafalardaki şu soru hala cevabını bulmuş değil: ‘ANMAK MI ÖNEMLİ YOKSA ANLAMAK MI?’
Gerçekten…
Merhum Karaca’yı anlayabildik mi?
Ne yapmak, ne söylemek, neyi oluşturmak istediğini yeterince kavrayabildik mi?
……………
Memleketi olan Yalova’da çarpık kentleşmenin önüne geçebilmek adına ne yaptık, ne yapıyoruz?
Ya da..
Yalova’nın doğusunda şekillenen sanayi yatırımlarının doğaya verdiği zararı yeterince gündeme getirebiliyor muyuz?
Örneğin; tersane bölgesindeki raspa işlemlerinin denize verdiği büyük zararı..
Yine aynı bölgede atıkların doğaya zarar vermeden, toprağa karışmadan bertaraf edilip edilmediğini..
Fabrikaların yapılanmasında toprağın ve yeraltı kaynaklarının korunup korunmadığını..
Çevresel risklere karşı yeterli önlemlerin alınıp alınmadığını..
İlgili müdürlüklerin denetimlerini yapıp yapmadığını..
Tüm bunları Yalova olarak sorguluyor muyuz, şehrin sivil toplum kuruluşları seslerini yeterince yükseltebiliyor mu, kamuoyunda farkındalık oluşturabiliyor muyuz?
Cevabını bulmayan o kadar çok soru var ki..
Böylesi bir ortamda Merhum Karaca’yı ‘anmış olmak için anmaktan’ başka, kim-ne yapıyor; bilen ve anlayan var mı?