yalovahabercihabergazetegündemgüncelson dakikaenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhpak parti
DOLAR
34,5424
EURO
36,0063
ALTIN
3.006,41
BIST
9.549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Yalova
Hafif Yağmurlu
10°C
Yalova
10°C
Hafif Yağmurlu
Pazartesi Az Bulutlu
11°C
Salı Açık
12°C
Çarşamba Parçalı Bulutlu
14°C
Perşembe Az Bulutlu
15°C

İSMET PAŞA

18.07.2022 13:59
0
A+
A-

 

 

Yazı konusu bulmakta bazen zorluk çekiyorum, o nedenle aklıma gelen yazı konularını kaydettiğim bir defterim var. Bu deftere birkaç ay önce ‘İsmet Paşa’ yazmışım. Ne gördüm veya duydum da, ‘İsmet Paşa hakkında bir yazı yazmalıyım’ dedim, şimdi hatırlamıyorum.

İnsanlar ne tamamen iyidir, ne de tamamen kötüdür. Mutlak iyi veya mutlak kötü var mıdır, bilemiyorum. Birisini veya bir olayı, iyi veya kötü diye yargılamamıza yol açan husus asıl olarak çıkarlarımız ve dünyaya bakış şeklimiz. Bana çok iyi gibi görünen bir olay, başka birisine çok kötü görünebilir. Bu demektir ki, o kişi ile çıkarlarımız ve/veya dünyayı algılama biçimimiz hiç paralel değil…

Bir de çok moda bir cümle kullanılıyor, son 15-20 yıldır. ‘O kişi/olay bugünün koşullarıyla değil, kendi koşulları içinde değerlendirilmeli” (daha süslü bir ifadeyle, ‘konuyu tarihsel bağlamı içinde ele almak lazım’) şeklinde bir cümle bu. Çok kullanışlı, ingiliz anahtarı gibi. Yalnız bu cümleyi dillerine yapıştıranlar, sadece sevdikleri (yani çıkarlarına ve/veya bakışlarına uygun düşen) insanlar/olaylar için bu cümleyi kullanıyorlar. Karşı oldukları, sevmedikleri insanlar veya olaylar için asla kullanmıyorlar. Söz konusu olan sevdikleri biriyse, ‘bunu yaptı, evet yapılan belki kötü birşey ama o günün koşulları öyle gerektiriyordu’ deyiveriyorlar. Sevmedikleri birinin yaptığını ise, koşul-moşul dinlemeden yerden yere vuruyorlar…

Yukarıdaki cümleleri, İsmet Paşa hakkında olabildiğince tarafsız cümleler yazmaya çalışacağımın girizgahı olarak yazdım. Aslında sadece Paşa için değil, kimin için yazarsam yazayım, aynı kriteri herkes için kullanmaya çalışıyorum, yapabildiğim kadar tabii…

Çocukluğumda babamın İsmet Paşa’ya saygı duyduğunu hissederdim (daha doğrusu bunun böyle olduğunu yıllar sonra idrak ettim). Evimizde siyaset pek fazla konuşulmazdı. Babam Merkez Bankasında müşavirdi, yani devlet memuruydu. Devlet memurunun, bir de şehir hayatına iyi denebilecek seviyede uyum sağlamışsa ve konumu da kötü değilse; devletten, devletin ideolojisinden ve bu ideolojiyi layıkıyla temsil edebilenlerden yana olması çok doğal. Devlet de özellikle o yıllarda, memurundan yanaydı, anladığım kadarıyla. Yani karşılıklı olarak birbirinden yana olma durumu…

*****

1884 yılında İzmir’de doğan Mustafa İsmet, 1903 yılında Topçu Okulu’ndan birincilikle mezun olarak Osmanlı Ordusuna katıldı. 17 yıldan fazla başbakanlık, 12 yıla yakın da cumhurbaşkanlığı görevlerinde bulundu. 1973 yılında 89 yaşında vefat etti.

İsmet Paşa hakkında en çok konuşulan konulardan biri, Adnan Menderes ve arkadaşlarının idamında rolü olup olmadığı hususudur. İnönü Vakfının sitesinde konu şöyle anlatılıyor:

”İsmet Paşa’nın, eğer Yassıada duruşmalarında idam kararları verilirse, bunların infaz edilip edilmeyeceği konusunu Cemal Gürsel ile ilk defa görüşmesi 1961 yılının 3 Mart’ında oldu. Gürsel, idam yapmayacağını kesin olarak bildirdi. İsmet Paşa bu karardan duyduğu sevinci dile getirdi. Gürsel, “Sizin yardımınız çok kıymetli olacaktır. Fakat komiteye infaz yaptırmayacağım katidir” diye düşüncesini tekrar belirtti. 3 Mart’ta Gürsel ülkede duruma kendisinin tamamen hakim olduğunu sanıyordu…”

”13 Eylül 1961 günü İsmet Paşa mektubunu yollamak için hazırlamıştı. Hitap ettiği kimse “Orgeneral Cemal Gürsel – Sayın Silahlı Kuvvetler Başkomutanı ve Milli Birlik Komitesi Başkanı” idi. İsmet Paşa bu mektubunda idamların infazının tamamıyle karşısında olduğunu en açık dille bildiriyor, “siyasi suçlardan dolayı ölüm cezası bugün dünyada kalmamış gibidir” diyordu.  İsmet Paşa’nın hiçbir tereddüte yer bırakmayacak tarzda söylediği şuydu: “ Memleketimizin bugünkü halinde ne kadar az sayıda olursa olsun, ölüm kararlarının tasdik ve infazı yüksek milli menfaatlere her suretle aykırıdır. Kansız bir ihtilal yapıldı. Böyle bir ihtilalden bir buçuk sene sonra geçmiş bir iktidar erkanının siyasi suçlardan dolayı idam edilmeleri, siyasi idamların bünyesinde zaten mevcut olan hak tereddütünü azami ölçüde arttırmış olacaktır. Suçluların en ziyade kahrını çekmiş vatandaşlar bile bu infazı aşırı bulacak ve müteessir olacaklardır.””

İsmet Paşa idamları önlemek için 3 Mart’tan, 17 Eylül’e kadar sürekli ve samimi bir çaba içindeydi. Ben kerhen bir çaba olmadığına, mış gibi yapılmadığına inanıyorum. Cumhurbaşkanı Gürsel de, 15 Eylül günü yapılan Milli Birlik Komitesi toplantısında, idamların yapılmaması yönünde oy kullanmıştı. Ancak o dönem iktidara egemen kesimler, İnönü ve Gürsel’i aşarak idamları gerçekleştirmekte ne yazık ki kararlıydılar…

*****

İsmet Paşa idam karşıtı tavrını, 11 yıl sonra 1972 yılında Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamında da aynı şekilde sürdürdü. İdamlardan 2 hafta evvel mecliste yaptığı konuşmada şunları söylüyordu: ”Suçluların cezaları müebbet hapse çevrilmelidir. Nihayet bunlar genç, tecrübesiz, taşkın insanlardır. Taşkınlıklarının hiçbir netice veremeyeceği kendilerine ve emsallerine öğretilmiştir”…

Ancak sözünü bırakın çoğunluğu oluşturan AP milletvekillerine geçirmeyi, genel başkanı olduğu CHP milletvekillerinin bir kısmına bile geçiremedi maalesef. Yukarıdaki konuşmayı yaptığı gün yapılan meclis oylamasına Necmettin Erbakan hassasiyet göstererek katılmamış ancak CHP milletvekillerinden 28 tanesi idamlar için ‘evet’ oyu kullanmışlardı…

*****

İnönü idamları önlemek için, 61’de de 72’de de belki daha çok şey yapabilirdi, belki de yapamazdı, bunun için bugün kesin bir şey söylemek zor. Ancak her iki olayda da idamların olmaması için samimi bir çaba içinde olduğu anlaşılıyor…

Çok uzamaması için yazıyı burada kesiyorum. Bir başka yazı ile İsmet Paşa konusuna devam etmek istiyorum…

 

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.