VALİ, VEKİLLER, BELEDİYE YÖNETİMLERİ, YTSO, STK’LAR; HEPİNİZE SESLENİYORUZ…
İLK ÖNCELİĞİNİZ YALOVA KONGRESİ OLMALI.. ÇÜNKÜ!
- Eğer şehri yöneten insanlar tüm bu dağınıklığa engel olmazlar, rutin iş ve işlemlerle vakit geçirmeye, ömür tüketmeye devam ederlerse, kimse kendi kendini kandırmasın; hiçbiri huzur bulamayacak, ellerini vicdanlarına götürdüklerinde görevini tam manasıyla yapmış insanlar olduklarına kendilerini bile inandıramayacaklar!
- Haber/Yorum – İbrahim Yurdagül
Yalova şehrini yöneten; başta Sayın Vali olmak üzere, milletvekillerini, belediye ve il genel meclisi başkanlarını, belediye ve il genel meclisi üyelerini, YTSO başta olmak üzere tüm STK’ları, akademik meslek odalarını, çevre kuruluşları ve şehrin tüm sivil dinamiklerini bayram sonrası harekete geçmeye, Yalova için, ‘YALOVA’NIN GERÇEK SORUNLARI’ için ortak masada buluşmaya davet ediyoruz.
HABERCİ olarak haftalardır, aylardır YALOVA KONGRESİ çağrısında bulunuyoruz. İlki bundan 27 yıl önce, 1998’de yapılmıştı; ‘ikincisinin zamanı geldi’ diyoruz. Dahası, Yalova’nın birinci önceliğinin bu kongre olduğunu iddia ediyoruz; zira çok haklı sebeplerimiz var.
- GEREKÇELERİMİZİ ANA BAŞLIKLARLA BİR KEZ DAHA SIRALAYALIM..
- Şehrin imar planları, alt ve üst ölçekli planlar acilen revize edilmek zorunda. Aksi taktirde şehir merkezinde ada bazlı dikey mimarinin uygulanabileceği alanlar oluşturulamaz.
- Söz konusu imar planları revize edilmez ise, yeni imara açılan adalarda, farklı büyüklüklerdeki parsellere yapılacak inşaatlar Yalova şehrini tam bir ucube şehir görünümüne sokacak ve şehrin her alanda değerini, cazibesini düşürecek.
- Gerekçesiz, oldu-bittilerle yeşil alana çevrilen turizm imarlı araziler var. Sorun çözülmezse, hem hukuki açıdan büyük sıkıntı yaşanacak hem de vatandaşın devlete olan güveni tamamen sarsılacak.
- Sektörler dağınık; kimin ne yaptığı, ne karar aldığı belli değil. Hatta Yalova’daki yatırım ve uygulamaların kararının Yalova’da alındığı bile şüpheli. Zira; örneğin, Çiçekçilik OSB’nin yeri şehrin doğusundayken, aynı sektör devletten kiraladığı merkezdeki yüzbinlerce m2 alanda ne yapıyor? Şehrin merkezinde devletten kiralanan arazilerde sözleşme hükümlerine uyulup uyulmadığını sorgulayan var mı? Denetim ve kontroller yapılıyor mu; bilinmiyor. Yalova şu soruyu bile soramıyor: Eğer sektör Çiçekçilik OSB çatısı altında faaliyet gösterecekse, Yalova merkezdeki eski TİGEM arazileri boşaltılsın, yatırım, üretim, satış ve pazarlama şehrin doğusuna kaydırılsın. Yok eğer Yalova merkez bu haliyle kalacaksa o zaman Çiçekçilik OSB’ye ne gerek var? Bir sektör bir bölgede yapılanır, desteklenir. Şehrin hem doğusu hem merkezi tek bir sektöre teslim edilemez; edilmemeli.
- Yalova-Çınarcık-Termal çıkışı lokasyonunda bir zamanlar dev turizm yatırımlarını konuşan Yalova, bugün geldiği noktada; acil çağrı merkezi, arama-kurtarma alanı, atık su arıtma tesisi, belediye uhdesindeki derme-çatma barakalar, yıllardır batı sahil yolunu kesen ve ulaşımı engelleyen birtakım özel tesisler ile karşı karşıya. Devletin acilen bu duruma el koyması, Yalova kamuoyunun da ortak bir bilince kavuşması gerekiyor. Şehrin batıya açılan kapısı olan, Termal’e, Koru ve Çınarcık’a, Teşvikiye ve Esenköy’e, Armutlu’ya uzanan hattın başlangıç noktası olan bu bölge acilen masaya yatırılmalı.
- Samanlı-Çınarcık kavşağında AVM ve rezidansların yapımına başlandı. Yine aynı şekilde Yalova-Samanlı yol başlangıcında yeni AVM ve rezidansların inşaatlarına bahar aylarında başlanacak. Suudi yatırımcı da Ankara’da sorunlarını çözdüğü an arboretum arazisi olarak bilinen yerde, tapulu, turizm tesis imarlı arazisinde dev otel, rezidans, kongre merkezi ve AVM yatırımına başlayacak. Bu bölge, acilen ve ‘BÜTÜNSEL’ olarak yeniden planlanmalı.
- Şehrin doğu bölgesinde tersane yatırımlarına çeki-düzen verilmesi ve geçen 20 yılın hesabının sorulması gerekiyor. 20 yıldır çıkan atıklar nerede depolanıyor; bilen var mı? Osmangazi Köprüsü’nün ayağına kadar uzanan, köprünün bariyerlerine kadar çıkan tersane binalarını gören, hesap soran var mı? Bölgedeki kuruluşların birkaçı hariç tamamı gemi falan üretmiyor, sadece raspa dediğimiz bakım-onarım işlemleriyle, gelişmiş dünya ülkelerinin terk ettiği kumlama-boyama işleriyle denizimizi ve toprağımızı bitiriyor. Denetleyen, müdahale eden var mı?
- Fabrikalar bölgesinde yasa ve yönetmeliklere uygun yapılaşma olduğuna, çevresel tehditlerin bertaraf edildiğine, arıtma tesislerinin denizi ve toprağı koruma altında tutacak kadar yeterli olduğuna, Allah aşkınıza; kaç kişi inanıyor? Yalova hatırlasın; kömür santrali kurulurken emisyon sonuçları hava raporu gibi sık aralıklarla Yalova kamuoyuna açıklanacak, halk bilgilendirilecek denmişti. Bu sözü tutan var mı, bu sözü hatırlayan var mı?
- Yalova-Bursa çıkışında ‘KOD FARKI’ bahanesi ve kandırmacasıyla eski çöplük ve mezarlığın olduğu bölgedeki yapılanmaları soran-sorgulayan var mı?
- Eğitim, sağlık gibi hayati konularda derli-toplu belli yatırım bölgeleri oluşturulması gerekirken, şehir merkezindeki sektörel yapılanmanın bu kadar dağınık ve denetimsiz olmasına karşı çıkması gereken bu şehrin yetişmiş mimarları, mühendisleri, siyasi ve bürokratları tek kelime ediyorlar mı?
- Şehrin kangren halini almış trafik ve park sorunu ne alemde? Başka illere Ulaşım Master Planı hazırlayan kendi üniversitemiz, adını taşıyan Yalova şehrinde ulaşım sorununa yönelik tek bir adım atabildi mi?
- 2025 YILININ YALOVA İÇİN ÖNEMİ.
Gerekçeleri çoğaltmak mümkün. İşte bu yüzden YALOVA KONGRESİ organize edilsin, birkaç günlük ya da haftalık bir beyin fırtınası ile akademisyenler, bürokratlar, şehir plancıları, yetkili her kim varsa ortak bir platformda tespit, görüş ve önerilerini masaya yatırsın diyoruz. Tüm bunlar STK’lar ve yerel idare tarafından Yalova kamuoyuyla paylaşılsın, kamuoyunun destek ve katılımı sağlansın diyoruz. İşte bu yüzden sürekli ve ısrarla 2025 yılının Yalova için önemine vurgu yapıyoruz. Eğer şehri yöneten insanlar tüm bu dağınıklığa engel olmazlar, rutin iş ve işlemlerle vakit geçirmeye, ömür tüketmeye devam ederlerse, kimse kendi kendini kandırmasın; hiçbiri huzur bulamayacak, ellerini vicdanlarına götürdüklerinde görevini tam manasıyla yapmış insanlar olduklarına kendilerini bile inandıramayacaklar; bu kadar iddialı konuşuyoruz.