Bu kapıdır hakka giden yol
Herkese açıktır, kim olursan ol
Biraz zahmetlidir, ara ve bul
Baldan tatlıdır, gönül kapısı.
İnsan olmazdı, olmasaydı değeri
Yok olmak değil, insanlığın kaderi
Geleni geri çevirmez, alır içeri
Sonsuzluğa açılır, gönül kapısı
İtibar edilmezse, bir gün sözüne
Her kapı kapansa da, o gün yüzüne
Eğer dönersen, bir gün özüne
Kapıda seni bekler, gönül kapısı
Gece gündüz, koşar durursun
Bırak eli, kendini bile unutursun
Yoksa kıymeti, boşa yorulursun
Baş köşeye alır, gönül kapısı
Sana yer yok sanıp, geri dönme
Bir gönüle girmeden, sakın ölme
Düşene ağla, gülenle gülme
Sıratı müstakimdir, gönül kapısı
Başka bir yol var mı, bildirin bana
Demir atsam denize, hangi limana
Çok kızsam, darılsam da insana
Bir tek insanda var, gönül kapısı
Hemen geri dönüp, vazgeçme sakın
Yolunu bul, belki kırarsın inadın
Bilme, kim dostun, kim düşmanın
En iyi pencere, gönül kapısı
Gönül yarası, geçmez derler
Söylerler ama gönül bilmezler
Ne kapı çalar, nede girmezler
Hak’ kapısıdır, gönül kapısı.
Kabe, mescit, cami, Allah’ın evi
İnsan toplamaktır, onların görevi
Memnun etmek ister isen, Mevla’yı
Kainatı içeri alır, gönül kapısı.
Sevgili dostum, sana huzur veren bir gönül kapın var. Yalnız kaldığın zaman, derdin olduğu zaman, kimsenin seni anlamadığı zaman olduğu gibi, sevincini, mutluluğunu, sevgini, daha doğrusu hayatının tamamını, düzenleyeceğin, planlayacağın, bir yola koyacağın, senden öte içinde bir sen var. Bir giriş ya da çıkış kapısı aradığında, tefekkür et düşün ve sende senin içinde var olan gönül kapını çal. Orada her sorunun cevabı, her kazancın hesabı, her günahın cezası, her iyiliğin mükafatı var. Yeter ki gönül kapısını çalmayı, içeri girmeyi, sabırla beklemeyi bil. İşte o zaman insanlığı, yüksek ahlakı, şuur ve fazileti, huzurlu bir hayatı yakalayacaksın. Bunu sana gönül kapısı verecek, orada bekle. Çünkü Allah’ın gerçek evi sende var olan, kalp dediğimiz, yürek dediğimiz, kainatı içine alan gönülden başkası değildir. Yeter ki farkına var, değerli dostum.