HAYATINDAN HAYATA BİR İZ…
HOBİ OLARAK BAŞLADI, SANATA DÖNÜŞTÜ
..”Vitray sanatçısı Ahmet Sami Oskay’ın kapısını çaldım. Bana 5 dakikada bütün basamaklarını gösterir misin diye. 1 hafta boyunca bu işin detaylarına bana anlattı. Gerekli bütün ekipmanları alarak, kendi kendime öğrendim. Yaptıkça sevmeye başladım. 15 yıl boyunca da sürekli üretim yaptım.”
..”Bu camlar kırılıncaya kadar hayata bir iz bırakıyorum. Başka evlerde bu camlar hayat bulacak. Benim yaşadığımın izi bir başkasının evinde devam edecek.”
Haber \ Büşra GÜNDÜZ
Vitray Sanatçısı Fulya Yeşim Özırmak, emekli olduktan sonra hobi olarak başladığı 15 yıllık eserlerini, Yeni Yaşam Engelliler Derneği tarafından açılan bir sergide sanatseverlerle buluşturdu. Şimdiye kadar hiçbir ticari kaygı gütmeden, tamamen yaşamından bir iz bırakmak adına bu sanatı kendi kendine geliştiren Fulya Yeşim Özırmak, keyifle yaptığı vitray sanatını HABERCİ’ye anlattı.
‘15 YIL BOYUNCA EVDE ÜRETİM YAPTIM’
2010 yılında emekli olduktan sonra eşiyle birlikte yurt dışına yerleşen Fulya Yeşim Özırmak, vitray sanatçısı Ahmet Sami Oskay’dan sadece bir haftada öğrendiği metotları kendi kendine geliştirerek, 15 yılı aşkın sürede birçok eser ortaya koydu. Fulya Yeşim Özırmak, “Bu sanatı geliştirmeyi çok istedim. Vitray sanatçısı Ahmet Sami Oskay’ın kapısını çaldım. Bana 5 dakikada bütün basamaklarını gösterir misin diye. 1 hafta boyunca bu işin detaylarına bana anlattı. Gerekli bütün ekipmanları alarak, kendi kendime öğrendim. Yaptıkça sevmeye başladım. 15 yıl boyunca da sürekli üretim yaptım. Kendi evimde, herhangi bir atölyede değil” dedi.
‘BİR TİCARİ KAYGI GÜTMEDİM’
Yeni Yaşam Engelliler Derneği’ne katkı sunmak adına çalışmalarını sergilediğini ifade eden Fulya Yeşim Özırmak, “Yaptığım işler biriktikçe birikti. Herhangi bir ticari amaç gütmedim. Önemli olan, yaptığım her ürün bir yerlerde yaşamasıydı. Ne yapabilirim diye düşündüm. Bunun üzerine de teyzemden tanıdığım, bütün faaliyetlerinin ne kadar samimi, ne kadar doğru yere gittiğini bildiğim Yeni Yaşam Engelliler Derneği ekibine katkı amaçlı bu sergiyi düzenledik. Sergide 400 parça eser vardı” şeklinde konuştu.
‘GÖZLEMLER YAPTIM’
Dernek çalışmalarına destek olmak amacıyla üretim yapmayı planladığını kaydeden Fulya Yeşim Özırmak, “Burada gözlemler yaptım; insanlar cam objesi olarak neleri seviyorlar. Cam objesinin bardak altlığından takısına kadar yaptım. Bazı parçalar özel koleksiyonumdu. Hobimdi benim ama daha spesifik alana yoğunlaşabilirim” ifadelerini kullandı.
‘BAK BUGÜN YAŞADIM, KANITI DA BURADA’
15 yıldır yaptığın emeğini birkaç cümle ile özetleyen Fulya Yeşim Özırmak, “Bu camlar boyanarak değil, kesilerek yapılıyor. Parçalar ayrı ayrı kesiliyor elmasla. Bir patron dahilinde çalışılıyor. Ben hayal ediyorum, şöyle olsun diye, her parçayı ayrı kesip bir bakır folyo ile çevirdikten sonra lehimliyorum. 15 yıl önce yaptığım çalışma ile 15 yıl sonunda yaptığım çalışmalar arasında farklar var. Her gün bir ürün üretmeye çalıştım. O günün yaşadığımın bir kanıtı olması gerekiyordu bana. Her gün yaptığım eseri bir gün seyrederim. Akşam yemeğinde de derim ki, ‘bak bugün yaşadım, kanıtı da burada.’ Bu camlar kırılıncaya kadar hayata bir iz bırakıyorum. Başka evlerde bu camlar hayat bulacak. Benim yaşadığımın izi bir başkasının evinde devam edecek. Ölümsüzlük, senin hiçbir iz bırakmadan gidişin. Hiçbir dokunuş yapmadığın zaman hayata, işte o zaman ölüyorsun” dedi.
‘HER ZİYARETÇİ GERÇEKTEN ÇOK ETKİLENDİ’
“Bütün bu renkli camlarda insanlara pozitif enerjiler var” diyen Fulya Yeşim Özırmak, “Bunu siz bir cama asarsanız, o güneş ışığının geldiği günlerde odanızın içerisine bu sarı ışıklar farklı bir formda girer. Benim hedeflediğim her gün bir eserim olsun. Bir işe yarar ya da yaramaz mantığını hiç gütmedim. Ticari hiçbir kaygım olmadı. Camın hiçbir bölümü ziyan etmemeye çalışıyorum. Sergi boyunca öğrenmek isteyenler oldu. Şu an bunu hiç düşünemedim. Ancak böyle talepler geliyor. Buraya gelen her ziyaretçi gerçekten çok etkilendi ve ilgilendi. Bu işi ticari kaygı gütmeden, o anki yaşamımdan iz bırakmak için yaptım” şeklinde konuştu.
