Senelerce memuriyette 112’de ambulansta çalıştım. Birçok hayatın kurtulmasına vesile oldum. Sağlık Memuru olarak acil serviste de çalıştım, defalarca kırmızı oda müdahale ekibinde bulundum. 2007 yılında memuriyetten istifa ettikten sonra daha teknik bir alanda değişik uzmanlıklar ile mühendislik mesleğini sürdürüyorum. Değişen mevzuat ile ilk yardım hem ülkemizde hem de dünyada artık yalnızca İlk Yardımcı Belgesi’ne sahip kişilerce yapılabiliyor. Yani “açılın ben doktorum” ya da “çekilin ben hemşireyim” değil. “ben sertifikalı ilkyardımcıyım” diyenler ilk yardım yapabiliyor. Daha detaylı belirtmek gerekirse; İlk yardımcı kartı ve sertifikası olamadan yaralanmalar, donmalar, yanıklar, zehirlenmeler ve kanamalarda ilk yardım yapabilir. Ancak ilk yardımcı kartı olmadan asla kalbi ve solunumu durmuş kişilere yapay solunum ve kalp masajı uygulaması yapılamaz. Örnek üzerinde bilgilendirmek daha aydınlatıcı olur. Bu sertifikaya sahip biri, bir hasta veya yaralıya müdahale ettikten sonra hasta ölürse hakkında soruşturma açılmıyor. Sertifikaya sahip olmayan biri ilk yardım uygulayıp da şahıs ölürse başı belaya girebilir. İlk yardım eğitimi almamış kişilerin ilk yardım yapması istenmiyor.
Umut İlk Yardım Eğitim Merkezimizi yeni diyebilecek bir zaman öncesinde açıp hizmet vermeye başlattığımızı bizi takip edenler bilir. İlk eğitimi Umut Mühendislik ailesine aldırmayı, daha sonrasında bu eğitimi ihtiyaç belirten müşterilerimize sunmayı daha ahlaki bulduğumdan, vakti müsait tüm ekip arkadaşlarımız ile ilk eğitim grubunu oluşturduk. Eğitimcimiz Cansel Hanım bu iş için biçilmiş kaftan olduğunu iki gün süren hafta sonu eğitiminde bize kanıtladı. Tüm arkadaşlar ilk yardımın ABC’sini iliklerimize kadar öğrendik. Eğitim sonrasında İl Sağlık Müdürlüğü tarafından atanan gözetmenler nezaretinde yapılması gereken sınavı, bir sonraki grup eğitimi sonrası ile birleştirdiğimizden bir hafta sonra yapılan yazılı sınavda 100 puan alarak tüm eğitim katılımcıların içerisinde en iyi puanı alan üç kişiden biri olmanın gururunu yaşadım. Buraya kadar her şey güzel gitmişti. Lakin uygulama sınavında o aradaki bir haftadaki aşırı yorgunluğum sebebiyle unuttuğum birkaç konu sebebiyle eksik yaptığım kritik bir uygulama hatası, 80 puan alsam da uygulama sınavından başarısız olmama sebep oldu.
12 kişilik eğitim ekibinden uygulamada kalan ben ve bir arkadaşım olmamız bizi çok üzmüş olsa da eğitim merkezinin sahibi ve senelerce acil servislerde çalışan biri olsam da sınavı ciddiye almazsam kalınabileceğini gösteren bir durum olması sebebiyle bu durumu sindirebildim (!)
Uygulama sınavında kalanlar bir sonraki uygulama sınavına yeniden girebiliyor olduğunu bildiğimizden iyi bir hazırlıkla bugün yapılan sınavdan geçerek ilk yardımcı olma hakkı kazandım. Sonra bu durum hakkında biraz düşününce, bazılarının hayret ettiği bir şey olsa da benim uygulama sınavından kalmamın ne izzetli ve takdir edilesi bir durum olduğunu anladım.
Bir İlk Yardım Eğitim Merkezi kuruyorsunuz. Eski sağlıkçısınız. Kimse talep etmemiş olsa da maliyetine katlanıp eğitim alıyorsunuz. Eğitime tam katılıyor ve kaytarmıyorsunuz. Yorgunluktan eğitimde odaklanamadığınız kısmı sınavda denk geldiğinden yapamıyor ve sınavdan kalıp yeniden sınava girmek ve sonrasında başarı gösterip geçmek gibi, bu devrin insanlarının abes karşıladığı ama adaletli ve hakkaniyetli bir süreç yönetmenin onuru ile taltif ediliyorsunuz.
Herkesin hakkı olmadan makam, mevki, sıfat, koltuk, belge, sertifika, eğitim, lisans vbvb aldığı bir asırda, bütün ayıplayıcıların aptal gülümsemesini göğüsleyip, arkadan “Uğur Bey de sınavdan kalmış ha” diye bıyık altı sırıtmasını duyup umursamadan, doğru ve hakkaniyetli süreç yönetmenin haklı gururu ile sınavı geçerek belgesini alan bir ilk yardımcı olarak köşe yazısı yazmanın rahatlığını yaşıyorum.
Tüm vazgeçtiklerimin verdiği rahatlığı yaşadığım gibi.
Bıyık altı sırıtıcılar, müfteri goygoycular… Sizlerle teneşir sonrasında…
Vesselam