Haber / Zeynep TAŞTAN
İstanbul Şile’de boşanmak istediği eşi Mustafa Ç. tarafından 9 bıçak darbesiyle öldürülen Gözde Ç. Subaşı’nda toprağa verildi. Cenazede aile, artık kadın cinayetlerinin son bulmasını diledi. Boşanmak istediği için kocası Mustafa Ç tarafından canice öldürülen Gözde Ç’nin cenazesi İstanbul’dan Yalova’ya getirildi. Subaşı Kalıcı Konutlar Camisi’nde son yolcuğuna uğurlanan Gözde Ç. belde mezarlığına defnedildi. Cenazeye, Subaşı Belediye Başkanı Turan Canbay’ın yanı sıra belde halkı da katıldı.
‘ÇOCUKLARINA SÖYLEMEDİK’..
Cenazede konuşan acılı baba Özcan Arslan, “Bize de bir şey demiyordu. Kızımı bir şeyle tehdit etmiş, bile bile yine gidiyor. Bizi öldürmekle tehdit mi etti, çocuklara bir şey yaparım diye tehdit etti. Kızım bile bile dayak yiyeceğini ölüme gitti. Gideyim ne yaparsa yapsın kurtulayım diye düşündü. Kızımı planlayarak öldürdü. 8 ve 10 yaşındaki iki erkek çocuğa annelerini ölüm haberini vermedik. İdam kalktı. 9 bıçak saplayan birinin cezası ne olmalı? İdam olmalı. Hapishaneye girecek. Devletim onu erken çıkarmasın” dedi.
‘YAPMAZ ABLA’ DİYORDU’..
Abla Gülşen Arslan ise kız kardeşini ölüme götüren 2 günlük süreci anlattı. Cinayetten bir gün önce de kardeşinin Mustafa Ç. ile buluştuğunu ve şiddet gördüğünü anlatan Arslan, “’Gidene kadar ağzıma, burnuma vurdu, ağzımdan kan geldi’ dedi. ‘Annemler fark etmedi mi eve gidince’ dedim. ‘Buz tamponu yaptık’ dedi. 9 saat tampon yaparak o şişliği kanamayı durdurdular. ‘Sakın bir daha gitme bak’ dedim. ‘Psikopat o’ dedim yapar. Arabada döven onu da yapar. Baktı ki boşansam da Yalova’ya gitsem de bu benim peşimi bırakmayacak belki bilerek gitti. 3 seçenek sunmuş. Ya o denize gir kendini öldür, ya çocukları bana bırakacaksın ya da Yalova’ya gideceksin. Gözde de suya doğru gitmiş. Sonra ‘gel gel Gözde’ demiş. ‘Ben sana iyi eş olamadım. Bundan sonra iyi bir arkadaş, dost olacağım. Maddi, manevi yanında olacağım’ demiş. O gün iyi ayrılmışlar. O gün iyi anlaştıkları için belki kendi ayağı ile gitti ama ayrıldıkları için belki de gitti. ‘Yapmaz, abla yapmaz abla’ diyordu.”