Sevgili dostum, ben Nasrettin Hocan. Her türkünün bir hikayesi, her şiirin bir mazisi, her fıkranın da acı bir reçetesi vardır, yoksa hepsi uydurmadır. Bu yüzden sadece gülmeyelim, daha çok düşünelim. Geçişişiyle yüzleşmeyen yüzleşemeyen, hiç bir kimse, hiç bir aile, hiç bir toplum, hiç bir devlet, gelecek kuramaz. Çünkü geçmişin günahı peşini bırakmaz, buna müsaade etmez. Top yekun tövbe edip, yeniden bir hayat kurup temizlenmedikçe. İyilerin hükmünün geçerli olduğu, kötülerin kötülüğünü yapamadığı gün gelmedikçe, evlatlarımıza huzurlu bir Dünya asla bırakamayız. Kim istemez ki çocuklarım, torunlarım, torunlarımın torunları mutlu olsun, ama mutluluk istemekle olmuyor. Başkalarını kardeşin, onların çocuklarını da kendi çocukların görmedikçe bunu başaramazsın. Bu düşünceye millet diyoruz, bu yüzden ırkını, hırsını bir kenara bırak millet ol, yani ümmet ol. Tek kurtuluş yolu bu yol, yok başka çıkar yol. Dilerim yazdıklarımdan, ben yazarken, sen de okurken ders alır, ders verirsin, ben bu yazıyı sadece bana yaşmış olmam, böylece yalnız kalmam. Size ahirette de ihtiyacım var çünkü, derdimiz imtihan derdi. Aynı derdi taşırsak paylaşırız, böylece derdimiz artmaz, derdimiz ikimize de şifa olur, zahmetten çıkar rahmete döner.
Sevgili dostum, bir insan önce kendini, sonra bir aileyi, daha sonra koca bir devleti, yapar da, yıkar da. İhtiras ve hırs varsa yıkar, kanaat ve şükür varsa yapar. Dur hemen başkasını suçlama, sende olmasın ihtiras ve hırs, kanaat ve şükür olsun, verilene razı, yüreğinde sabır ve şükür olsun, şükürsüz bir insan, mutsuz, mutsuz bir insanın yuvası huzursuz, huzursuz ailelerin toplumu düzensiz, düzensiz toplumun devleti başarısız olur, millet bozulursa devlet düzelemez, devlet bozulursa millet düzeltir, yeter ki millet olsun. Millet düşerse devlet kaldıramaz, devlet düşerse millet kaldırır. Bu millet kurulmadan sağlıklı devlet kurulamaz, bu yüzden her şey devletten beklenmez. Komşusu açken tok yatmayan millete, Allah cc gece gündüz çalışan devlet nasip eder. İyi günüde kötü günüde paylaşırlar. Ben Nasrettin hocan, bunları hem millete hem de babasının ölümüyle suçlanan ikinci Gıyasettin Keyhüsreve söyledim. Eğer sen babanı öldürmediysen, yada öldürtmediysen, suçlu kimse onu bul ve cezalandır. Yoksa moğol belasından, bizi ne sizin kılıcınız, nede bizim duamız korur. Birde devleti siz mi yöneteceksiniz, yoksa Sadeddin Köpek mi dedim ve söze şöyle devam ettim. Size bir fıkra anlatacağım, ama gerçek.
Bir gün seslendim oğluma, al merkebi çıkalım yola, aldık azıklarımızı, çeşme başında verdik mola, ne yapacağımıza karar verdik, bismillah deyip düştük yola.
Bir sen bin, bir ben merkebi yormayalım, yükü ağır olacak, bir yerde durmayalım. Eşek arkada bizde oğlumla yürürken kol kola. Biri arkadan seslendi, hocam bu ne hal dedi, ne var ki halimizde, bir noksanlık mı gördün bizde. Eşek mi size yol gösterir siz mi eşeğe, o eşek binin sene üstüne. Doğru söyledin unutmuşuz, çok yolumuz var yorulmuşuz. Haydi oğlum şimdi sen bin, ben yorulunca, ben bineyim sen in. Eşek önde ben arkada, üstünde çocuk, yaklaşmışız şehre ne çabuk, biri oradan bağırdı gelin çabuk. Bu ne hal hocam yazık değil mi, sizin gibi adam yürümeye değer mi. Siz binin eşeğe çocuk yürüsün, hem de daha çabuk büyüsün. Haklısın, oğlum in biraz ben bineyim, eşek ne diyecek bir göreyim. Çıktık yola üç beş adım atmadan, yine biri seslendi, varamazsınız şehre şehir yatmadan. Peki sen söyle ne yapalım, git öne çocuğu da arkana atalım. Şükür bu sefer tamam, derken biri seslenmez mi arkadan, aman hocam aman, ne oldu be adam. Koca çocuk koca adam, eşeğinde canı var, nasıl binersiniz utanmadan, kalır mı bu eşeğin canı şehre varmadan. İki kişi bir eşeğe biner mi, buda can taşır şehre kadar gider mi. Oğlum in yürüyelim, eşek yüzünden bir daha azar işitmeyelim. Yine biri karşıdan bağırdı, dedim sakın konuşma, ne diyeceğini çok iyi bilirim, boşuna uğraşma. Oğlum bunların aklına gelmeyeni yapalım, bu sefer eşeği biz sırtlayalım. Bakma öyle aval aval yüzüme, her yolu denedik, her kesin dediğini yaptık, kimseye bir şey demedik. Adam diyecek eşeğe binin, başkası denk gelecek inin. Bu yüzden sırtlanırsak eşeği, kırmamış oluruz hiç kimseyi. Girdik eşeğin altına kaldırdık, ne konuşana nede gülene aldırdık. Nedir bunun sebebi hocam, bir öğrenelim, bu iş burada bitmez hutbede görüşelim. Günlerden cuma cemaat meraklı, eşek sırtlanmaz ki cemaat haklı. Çıktım kürsüye, merak ediyorsunuz eşek neden sırtımda, bakın hala izi var arkamda. Niyetim size ders vermektir, biraz da güldürmektir. Eşek eşek olalı, böyle gün görmedi, eşek öğrendi bu işi, ama insan öğrenemedi. Çıktık yola başımıza gelmeyen kalmadı, herkes eşekten taraf oldu, halimizi hiç kimse sormadı. Oğlum bindi indirdiler, sonra beni bindirdiler, ikimizi bindiren de oldu, neredeyse yaya geldik koca yolu. Eşeğe yüklendik de kurtulduk, tek çare bunu bulduk. Anlattım size yolda geçenleri, bir şey anlatıyor mu söyledikleri, Sizi bilmem ben aldım alacağımı. Dinlerseniz her önünüze geleni, yüklerler sonunda sırtınıza eşeği. Siz siz olun sorun bilmediklerinizi, ama siz koruyun eşeğinizi. Kararı siz verin, sözde işte sizin olsun, eşek sırtınıza binmesin, aklınızda bulunsun. Karar senin olursa, eşeklikten kurtulursun. Sultan Gıyasettin dedi gerçek mi bu anlattıkların, dedim ne fark eder, belki bir sanat, bir fıkra, ya da bir hikaye, sultanım bu bir yoldur, yola her kes çıkar, ben eşekle çıkarım, siz koca bir devletle çıkarsınız, iyi kötü eşeği oğlumla taşıdık, altında kalmadık, çünkü bizde hırs yoktur, fakat siz iyi insanlarla yola çıkmazsanız, altında kalırsınız. Çok gayret içine girdi ama hırs mıydı ihtiras mıydı bilemem, fakat yirmi beş yaşında öldü, nasıl öldüğünün de bir önemi yok, moğollara yenildi ve Selçuklunun sonunu hazırladı. İyi insanlarla yola çıkmadı, sonradan toparlayamadı. Çünkü babasını koruyamadı, eğer korusaydı Selçuklu belki de, bir o kadar daha yaşardı. Siz siz olun tarihten ders almadan adım atmayın, tarih derken sizin hayatınızın da tarih olacağını unutmayın, evlatlarınıza kara bir leke bırakmayın, geçmişinizle yüzleşin, değişin sonra helalleşin. Devletlerde yüz yıl uzun bir zaman sayılmaz, beyaz bir sayfa açmak için vaktiniz var. Yeterki sahte olmayan yüreğiniz olsun. Başkasını boş verin sizin olsun.