MEMUR-SEN GENEL BAŞKANI YALOVA’YA GELDİ
Haber / Zeynep TAŞTAN
Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın ve beraberindekiler daha sonra Yalova İl Milli Eğitim Müdürü Halil İBrahim Akmeşe’yi makamında ziyaret etti. Ziyarette Türkiye Yüzyılı’nda eğitim-öğretimin niteliği temalı istişarelerde bulunulduğu belirtildi. Ziyaretlerin ardından Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, sendika üyeleriyle bir araya gelerek görüşmeler gerçekleştirirken Bursa Yolu’ndaki sendikanın yeni hizmet binasının açılışını yaptı. Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, “Mart’ın sonu bahar demişlerdi, Mart’ın sonunda kara kış yaşattılar bize. Bu açıdan bu seçim sürecinin emekçilerin ekmeği ile oynanan bir süreç olmamasını temenni ediyorum. Emekçiye, ekmeye, kim sahip çıkıyorsa ona sahip çıkın, emek mücadelesini kim kucaklıyorsa ona sahip çıkın, kundaklayana değil” dedi. Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Memur Sen Yalova Şubesi’nin açılış törenine katıldı. Burada konuşma yapan Genel Başkanı Ali Yalçın, CHP ve İYİ Parti’nin bir önceki 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde aldıkları belediyelerde emekçileri kapının önüne yığdığını belirtti. Antalya Belediyesi önünde 2 bin kişiyle eylem yaptıklarını hatırlatan Yalçın, şöyle konuştu:
‘MEMUR-SEN HER YERDE EMEKÇİNİN HAKKINI KORUR’..
Açılışta konuşan Yalçın, “Adana Belediyesi 468 sözleşmeli memuru kapının önüne koydu. İstanbul Esenyurt’tan tutun da Odunpazarı Belediyesi’ne kadar, yanı başınızda İzmit’e kadar birçok belediye emekçileri kapının önüne koydular. İşçileri saymıyorum. İşçi sayısı çok fazla, işçi sendikaları o istatistikleri tutmuştur ama bizde sözleşmeli memur olan 5393’e tabi o günkü arkadaşları 2 satır yazı ile kapı önüne bıraktılar. ‘Görülen lüzum üzerine işinize son verilmiştir.’ bu kadar ama karşılarında Memur – Sen’i buldular. Memur Sen her yerde emekçinin hakkını korur. Eylemleri süreklilikle devam ettirdik ve arkadaşlarımızı yargı kararıyla geri döndürmeyi başardık. Kırşehir Belediyesi’nde CHP’li belediyelerin olduğu yerlerde attılar 25 kişiyi mahkeme kararıyla geri döndürdük. Bir daha attılar, yine yargıya gittik yeniden döndüler. Üçüncü kez attılar 31 Aralık tarihinde. Çünkü aralık ayında sözleşmeleri bitiyordu ve biz de gece 00.00’da yeni yıla girerken 2022’de gittik orada belediyelerin önünde herkes eğlenceyle giderken biz eylemle girdik yeni yıla. Nasıl ki Hak-İş, Bolu Belediyesi’nin önünden 10 günden fazla süre yürüyerek Ankara’ya emek ve adalet yürüyüşü yaparak, suratlarına adeta haykırarak ‘Hani siz emekçileri kucaklayacaktınız, geldiniz emek mücadelesini kundakladınız, emekçileri de kapının önüne koydunuz’ diye sesini yükseltiyse, biz nasıl ki onları bir memur sendikası olarak bizim soyadımız işçi, soyadımız memur olabilir ama ikimizin de adı emekçi. Biz aynı derdin yolcusuyuz diyerek Ankara’da Kazan’da karşıladık. Bin 500 kişiyle onları karşılayıp beraber yürüyüşle Ankara’ya kadar beraber eşlik ettik” dedi.
‘EMEKÇİNİN YANINDAYIZ’..
Her zaman emek ve emekçinin yanında olduklarını kaydeden Yalçın, “Çünkü bizim derdimiz emek, emekçi. Dolayısıyla kimsenin ekmeğine dokunulsun istemeyiz fakat 31 Mart seçimlerinde bu travmayı biz geçmişte yaşadık ve mücadele etmenin neticesinde en son Kırşehir Belediyesi’nde yaşadığımız tablodan sonra Sayın Cumhurbaşkanımıza, ‘Efendim belediyelerdeki, kurumlardaki bu sözleşmeli sistem sıkıntı getiriyor. 2 dudağın arasına hapsediyor. Bin 400 emekçiyi attılar, bin 500 kilometre öteye CHP’li belediye emekçiyi görevlendirme alanına sürgün yaptı. Çünkü yönetmelikte bu konuda hüküm vardı. Yapabileceğine ilişkin ruhsatı, acil ihtiyaca yönelik oradaki hükmü istismar ederek bin 500 kilometre öteye sürgün yaptılar. Pes etsin, istifa etsin ve gitsin diye ama mücadele ettik. O yönetmelik Sayın Cumhurbaşkanımız meseleyi bizim tarafımızdan izah edilmesiyle anlamasından sonra talimatıyla ortadan kalktı. 460 bin sözleşmeli bu belediyelerde yaşanan tartışmalardan sonra sesimizi yükseltmemizle beraber, Cumhurbaşkanımızın konuya el koymasıyla beraber kadroya geçti ve sözleşmeli tartışması geride kaldı. Sözleşmeli memurların hala işten çıkarılma tehlikesi var. Bu açıdan istiyoruz ki şimdi sözleşmeli 3+1 uygulaması var. Yeni başlayanlar 3 yıl çalıştıktan sonra direk kadroya geçiyor. Süresiz sözleşmelilik kalktı ama burada yine de sözleşmeni yenilemedim kapımın önüne koyuyorum diye bir durum çıkabilir mi, çıkabilir. Onun için herkesin bu konuda uyanık olmasına ihtiyaç var. Çünkü biz emekçiyiz, emekçilerin yollara dökülmesine değil, mücadele edip, alın teri döküp ülkeye katkı sunmasına ihtiyaç var ama bunu yaptılar, bunu bize yaşattılar. Bu travmaları biliyoruz. Sayın Kılıçdaroğlu o dönem CHP’nin genel başkanıydı. Pandemi sürecinde online toplantı yaptık. Belediyelerinin, hangilerinin kaç kişiyi attığını isim isim kendisine de ulaştırdım o zaman. Dedim ki, ‘Siz teminat benim dediniz ama bütün hepsini kapının önüne koyuyorlar. Efendim niye iki cümle kurmuyorsunuz diye bu konuda itirazımızı ve isyanımızı ifade ettik. Halbuki o zaman Mart’ın sonu bahar demişlerdi, Mart’ın sonunda kara kış yaşattılar bize. Bu açıdan bu seçim sürecinin emekçilerin ekmeği ile oynanan bir süreç olmamasını temenni ediyorum. Emekçiye, ekmeye, kim sahip çıkıyorsa ona sahip çıkın, emek mücadelesini kim kucaklıyorsa ona sahip çıkın, kundaklayana değil. bu açıdan yeni sürecin ülkemize hayırlı olmasını diliyorum” dedi.