Hatırlanacağı gibi, yerel yönetimler reformu kapsamında Bütünşehir Yasası, 2014 seçimlerinden sonra yürürlüğe girmiş; ilk etapta Ağrı ve Adıyaman illerinin ‘pilot il’ seçildikleri açıklanmıştı.
Aradan yaklaşık 10 yıl geçti..
Yürürlüğe giren yasa 51 ili kapsıyordu ve son büyük depremler olmasa belki de Mart 2024 seçimleri öncesi Büyükşehir olmayan Yalova’mızın da içinde bulunduğu 51 ilimiz Bütünşehir statüsüne geçmiş olacaktı.
Biraz açalım isterseniz…
Yeni bir yönetim formatından bahsediyoruz…
Bütünşehir uygulamasına geçilecek illerde belde belediyeleri ve köy muhtarlıkları kalkıyor, köyler mahalleye dönüştürülüyor. İlçe belediyelerinin imar yetkileri ile itfaiye ve zabıta hizmetleri büyükşehir belediyelerine devroluyor. Özel İdarelerin kalkması, imar ve planlama konularının kalıcı ve daha sağlıklı, bütüncül hale getirilmesi, belediyeler arası görev ve yetki devrinin yeniden düzenlenmesi, belediyelerin mali yapısı ve finansman, teşkilat ve personel yapılarının gelişimi, denetim ve şeffaflık, mali ve sosyal hakların yeniden düzenlenmesi gibi ana başlıklar dikkat çekiyor…
İktidar ve muhalefetin bir türlü uzlaşamayışı…
Yaşanan büyük depremler…
Başta ekonomi ve dış politika olmak üzere, bölgesel ve küresel bir yığın sorunlar yumağı…
Tüm bunlar sürecin 10 yıl uzamasına neden oldu, ancak görünen o ki; Mart 2024 seçimleri belki de mevcut formatla gireceğimiz son seçim olacak…
Yalova olarak neler yapmamız gerekiyor?
Bir defa; 51 ilin tamamına yönelik uygulama bir çırpıda ne kadar mümkün olabilir bilemeyiz ancak…
- Yalova olarak ne yapıp-edip şehrimizi ‘PİLOT İL’ kapsamında öncelikli konuma taşımalıyız…
Bu noktada iktidar vekillerimiz Ahmet Büyükgümüş ile Meliha Akyol’a…
Muhalif vekilimiz Tahsin Becan’a…
Tüm yerel seçilmişlerimize…
Sayın Valimize…
Başta Yalova Ticaret ve Sanayi Odası olmak üzere sivil dinamiklerimize…
Üniversitemize, yerel basınımıza ve tüm kanaat önderlerimize…
Büyük bir sorumluluk düşüyor…
Şunu asla unutmayalım…
Plan bütünlüğünün tesisi, en üst düzeyde hizmet verimliliğinin ve sunumunun sağlanması, hizmetlerin eşit ve adil dağılımı, kaynakların etkin kullanımı için…
Bütünşehir statüsüne biran önce kavuşmak Yalova’mızın olmazsa olmazı…
Üstelik sadece yerelde hizmetlerin verimlilik kazanmasından bahsetmiyoruz…
Bakın…
Yalova’nın Çiftlikköy’ünde iki adet OSB yapılanıyor; biri Avrasya diğeri Yalova OSB…
Çiftlikköy’e bağlı Taşköprü beldesinde varlığı ile yokluğu belli olmayan bir Yalkim OSB var; hizmet verdiği kurum ise tek: AKKÖK Şirketler Grubu…
Ve elbette bir de Türk-Amerikan ortaklığındaki Dowaksa…
Altınova ilçesinde ise Tersane Girişimcileri A.Ş. var ve bu bölgede sağlıklı bir denetim ve kontrol mekanizmasının işletildiğini kim iddia edebilir?
Dahası…
Bu dev yatırımcıların, yatırımlarının her aşamasında şeffaf olduklarını, yasalara tam anlamıyla uygun hareket ettiklerini, tüm bunları da Yalova kamuoyuyla açık ve net biçimde paylaştıklarını, bilgilendirmede sorun olmadığını söyleyebilir miyiz?
Altınova’da denizimizin korunduğunu…
Altınova ve Taşköprü’de toprağımızın, yeraltı kaynaklarımızın korunduğunu…
Çiftlikköy’de doğanın ve dere yataklarının korunduğunu…
Hangimiz söyleyebiliriz?
Eğer Yalova, Bütünşehir statüsüne geçerse…
En azından şehrin bütününe yönelik bir disiplin gelecek, başıbozuk yapı ortadan kalkacak ve belki de en önemlisi…
Yalova’nın yerel yönetiminin ve sivil dinamiklerinin sesi daha gür çıkacak…
Yalova şehri tüm varlığı ile daha fazla ciddiye alınacak ve işin özeti…
Yalova’ya ve Yalovalıya rağmen adımlar atılamayacak…
Dağınık yönetimlerden istifade ile adamını bulan Ankara’dan işini halledemeyecek…
En azından birileri bugünkü kadar rahat at koşturamayacak…
Bütünşehir uygulaması…
Ne getirir ne götürür?
Önümüzdeki süreçte konuya ilişkin yazacak ve söyleyecek çok şeyimiz elbette olacak…
Yeter ki bu şehrin sevdalıları…
Bu şehre gönül veren…
Geleceğini bu şehirde gören…
Aklı başında her bir Yalovalı…
Ortak akılla ortak hareket etmeyi öğrenebilsin…
Bunun artık bir ‘zorunluluk’ olduğunun farkına varabilsin…