Nasrettin Hoca’nın meşhur hikayesini bilirsiniz. Aralarındaki anlaşmazlığı çözemeyen iki kişi, hocaya giderler. Hoca birinci adamı dinler ve ‘sen haklısın’ der. Sonra ikinci adamı da dinler ve ona da, ‘sen haklısın’ der. Konuşmaya kulak misafiri olan karısı, ‘ikisine de haklısın dedin, ikisi birden nasıl haklı olabilir ki’, deyince, ‘valla hanım sen de haklısın’ der…
Bu hikayeyi çok önemsediğim için, zaman zaman gündeme getiriyorum. Yaşamın siyah ve beyaz, doğru ve yanlış, iyi ve kötü gibi, net ve kesin olgulardan oluşmadığını, tüm olan bitenin gri tonlarda gerçekleştiğini, grinin nasıl bir gri olduğunun da baktığınız pencereye göre değiştiğini bize hatırlatan önemli bir hikaye…
*****
İki takım maç yaparken, atılan bir gol üzerine ciddi tartışmalar olur bazen. Mesela FB ve GS maç yapıyor, FB bir gol attı, GS ise golün geçerli olmaması gerektiğini, çünkü faul olduğunu iddia ediyor. Bakıyorsunuz, FB taraftarlarının %90’ı golün neden geçerli olduğunu size dakikalarca anlatabiliyor. GS taraftarlarının %90’ı ise neden faul olduğunu size yine dakikalarca anlatabiliyor (bu durum geçmişte ofsayt kuralı üzerinden sıkça yaşanırdı ama ‘var’ın ortaya çıkmasıyla ofsayttı-değildi tartışması bitmedi ama azaldı). Bunlar koca koca adamlar.İçlerinde profesörler falan da var. Hiç fark etmiyor. Oysa günlük yaşamlarında hakkın, hukukun önemini vurgulayan insanlar bunlar. Bir basit gol hakkında bile nesnellik hızla kayboluyor, tarafgirlik başlıyor. Bir gol için kavgaya tutuşabiliyorlar, birbirlerine küsebiliyorlar. FB-GS arasındaki tartışmada mesela BJK seyircisi olaya tarafsız yaklaşabilir ama eğer BJK’nin şampiyonluk iddiasını etkileyen bir durum varsa, BJK seyircisinin de %90’ı tarafsızlığını kaybedip, hangi seçenek işine geliyorsa ona doğru yönelebiliyor…
*****
Rusya ve Ukrayna bir süredir savaş halinde. Ukrayna Rus emperyalizmine karşı savaştığı iddiasında, Rusya ise hem Ukrayna’nın Donetsk ve Luhansk’daki emperyalist tavrına hem de batı emperyalizmine karşı savaştığını söylüyor. İkisi de teorik olarak ahlaki anlamda emperyalizm kavramına karşı ama kendisininkine değil, sadece karşı tarafın emperyalizmine karşı. İkisi de kendi tavrının bu kategoride olmadığını düşünüyor…
Fener Ortodoks Kilisesi savaşta Ukrayna’yı destekliyor, Rus Ortodoks Kilisesi ise Rusya’yı. Kendilerini Tanrı’nın yeryüzündeki temsilcileri olarak gören bu yapılar, tamamen nesnel baktıklarını düşünerek karşı saflarda yer alıyorlar. İşin özünde hangi kilisenin çıkarı ne taraftaysa, o taraf destekleniyor, olan bundan ibaret. Her iki kiliseden de çatlak bir ses çıktı mı, duymadım. Yani tüm o koca koca adamlar, kendi durdukları yerin doğru yer olduğundan eminler, şüpheleri yok…
*****
Çocukluğumdan beri, dünyada iyiler ve kötüler olduğundan bahsedilir. Son yıllarda sosyal medyada da böyle bir olgu gerçekmiş gibi sürekli işlenmeye çalışılıyor. Mevcut dünya düzeni, insan topluluklarının birbirleriyle çatışması sayesinde varlığını sürdürebildiği için, her topluluğa farklı figürler aracılığıyla, ‘sen iyi taraftasın ve haklısın, karşı taraf kötü ve haksız’ cümlesini işliyor. İnsanoğlunun bu durumu sorgulayabilmesi, yakın zamanda mümkünmüş gibi görünmüyor. En azından 21. yüzyılda böyle bir sorgulamanın gerçekleşmeyeceğini söylemek kehanet olmaz…