..”Türkü yine aynı türkü, ne var ki tel değişti; yumruk yine aynı yumruk, ne var ki el değişti!”
..”Belediyelerden beslenenler bağımsız gazeteci olabilir mi? Bunlar tetikçi, iftiracı, yalancı, sahtekar, besleme!”
‘ADAMI İLK KEZ BEN SALLADIM!’
..”20 seçim kaybetmişler, ‘adam kazandı’ lafını bana bırakıyorlar! Hadi oradan. Adamı kazandırdınız 20 seçimdir; ilk kez ben salladım!”
Memleket Partisi Genel Başkanı, 2002-2018 yılları arası 5 dönem üst üste (2015’te kısa aralıkla iki seçim yapılmıştı) Yalova milletvekili olarak hizmet veren, 27 yıldır il olan Yalova’nın toplam 16 yıl boyunca vekilliğini yapan Muharrem İnce, Türk basınının iç yüzünü çarpıcı örneklerle ortaya koydu.
“Kamu bankalarından, kamudan gelen reklamlarla, hazineden gelen kıyaklarla yayın yapanlar var; bunlara yandaş medya diyoruz. Bir de sol havuz medyası var; bunlar da hazineden ve belediyelerden gelen kaynaklarla geçiniyorlar” şeklinde konuşan İnce, bakın Türk basınının içinde bulunduğu durumu şöyle dile getirdi: “Bu sol havuz medyası her ay belediyelere, genel merkezlere kaçar liralık fatura kesiyor, çıkıp söylesinler. Ben soru soruyorum, onlar seçim gecesi ile ilgili iftira atıyorlar. Çünkü bunlar tetikçi, iftiracı, yalancı, sahtekar, besleme. Seçim gecesi yalnız değildim. Engin Altay, Yaşar Tüzün, Tanju Özcan, Hasan Akgün ve birçok CHP’li yönetici yanımdaydı; 50-60 kişiydik. İnanmıyorlarsa bu arkadaşlarla beni kanallarına çıkarsınlar. Ama bunu yapamazlar, çünkü korkarlar, çünkü patronları parayı keser. Diğer kanallar yapabilir mi? Onlar da yapamaz.”
“Gazeteciliğin temel kuralı, cevap hakkına saygı göstermektir. Bana soru soruyor, saydırıyor; ama kanalında yer vermiyor. Böyle gazetecilik olur mu? Bunların iktidar medyasından farkı yok” diyen Memleket partisi genel Başkanı Muharrem İnce, bakın neler söyledi:
“Türkü yine aynı türkü, ne var ki tel değişti; yumruk yine aynı yumruk, ne var ki el değişti. Bunlarda utanma da yok. Ziraat bankasından kredi alıp medyanın el değiştirmesini konuşalım, kamu reklamlarının paylaşılmasını konuşalım, ama belediyelerden gelenleri konuşmayalım. İktidardakiler yaptı mı bunları konuşalım, ama belediyeler olunca konuşmayalım. Öyle yağma yok. Senin hırsızın, benim hırsızım olmaz. Biri kamudan öbürü belediyeden alacak; yok öyle şey. İkisini birden konuşacağız. ‘Fon alan gazeteciler bağımsız gazeteci olamaz’ diyorlar. Peki; belediyelerden beslenenler bağımsız gazeteci olabilir mi? Hangi yürekli belediye başkanı bunlara maaş ödemiyor; merak ediyorum. Çıksınlar açıklasınlar. Adına maaş değil sözleşme diyorlar. Güya hizmet alıyorlarmış; sevsinler sizi. Biz bu besleme medya düzenine karşıyız. İster iktidar ister muhalefet kaynaklarından olsun. Biz bu medya düzenini yıkacağız. Sevsinler sizin demokratlığınızı, solculuğunuzu. Önce namuslu olacaksın; tırışka solcular sizi! Yerli olacaksın, milli olacaksın, dürüst olacaksın.
Bunların AKP medyasından bir farkı yok. Parayı verenin düdüğü çaldığı bir medya düzeni. Bunları yerle yeksan edeceğiz.”
‘Adam kazandı’ şeklindeki tweetine de değinen Muharrem İnce, bakın neler söyledi: “Adam 20 senedir hep kaybediyordu sanki!! Bir tek 2018’de Muharrem İnce aday olunca adam kazandı, çünkü Muharrem İnce öyle dedi!? Bakın açık söyleyeyim; bu zeka memleket için bir beka meselesidir. Adam 2002’de kazandı, adam 2004’te kazandı, adam 2007’de kazandı. Adam 2009’da yeniden kazandı. Adam 2010 referandumunu da kazandı. Adam 2011 seçimlerini de kazandı, adam 2014’ü de kazandı. Adam 2015’te iki seçim kazandı. Adam 2016 referandumunu da, 2017 referandumunu da kazandı. Adam 2018’de Muharrem İnce tarafından ilk kez sallandı. Kazandı değil; sallandı. 20 seçim kaybetmişler, adam kazandı lafını bana bırakıyorlar!! Hadi oradan ya. Adamı kazandırdınız 20 seçimdir; ilk kez ben salladım.”
İnce, son olarak şunları söyledi: “Vatan hainliği ile vatanperverlik yer değiştirir zaman zaman. Atatürk’e fetva çıkardılar, ‘katli vaciptir’ diye, ‘hain’ diye. Atatürk; bu ülkenin kurucusu. Kenan Evren’e ‘kurtarıcı’ dediler, sonra rütbelerini söktüler. Adnan Menderes’i astılar, sonra anıt mezar yaptılar. Yani; kim sarayın adamı, kim sarayla mücadele ediyor, bunu zaman içinde anlarsınız ama inşallah geç kalmazsınız. Adamla mücadele ediyor gibi yapıp adama hizmet edenleri umarım önce tanır ve geç kalmazsınız. O yüzden ben bu meseleyi bir beka meselesi olarak görüyorum.”