Bir şeyleri değiştirmenin vakti hala gelmedi mi sizce de? Türkiye haritasını açıp önümüze koyduğumuzda Yalova’nın ne kadar farklı, ne kadar özellikli bir şehir olduğunu görmemekte direnecek kadar kör olabilmek mümkün mü?
…………………..
HABERCİ’nin bugünkü manşetinde mega marina konusu var. Daha önce de gündeme getirdiğimiz, özellikle arboretum arazisine turizm yatırımları için gün saydığını bildiğimiz holding yetkililerinin bölgedeki yatırımlarını geliştirmeye hazır olduğunu ve limitsiz kaynak aktarımına sıcak baktıklarını öğrendiğimiz andan itibaren sıkça dillendirdiğimiz bir konu; MARİNA.
Ama nasıl bir marina?
Halen İDO iskelesinin bitişiğindeki modern balıkçı barınağı (!) ya da tekne çekek yeri (!) gibi bir işlevsellikten bahsetmiyoruz elbette.
Biraz açalım isterseniz..
-90’lı yılların ortalarında Yalova’nın ilk milletvekili Merhum Cevdet Aydın, ikili ilişkilerini ve ağırlığını ortaya koyarak, o dönem ülkenin birkaç bölgesinde planlanan marinalardan birini de Yalova’ya kazandırmak için masaya yumruğunu vurmuş ve deyim yerindeyse marina yatırımını ‘söküp almıştı’.
..Ve aslına bakarsanız ilk yanlışı da o gün yapmıştık; zira yer tercihi büyük bir hataydı. Rahmetli Cevdet Aydın, yer tespitine ilişkin STK’lar ile çevre kuruluşlarından gelen eleştirilere bir hayli üzülmüş ve ‘ne yapsam yaranamıyorum’ diye yakınmıştı.
Eğer o gün diretsek, yer seçimini mendireğe kaydırabilsek, çok daha geniş kapasiteli, kim bilir, belki cruise gemilerinin de yanaşabileceği bir marinamız olacak ve dahası, devlete ait Ata mirası arazilerde çok farklı yatırımlar hayata geçirilebilecekti.
Neyse, olmadı ve İDO bitişiğinde planlanan yatırım bile yıllarca gecikti. Son aşamada 2000’lerin başlarında dönemin milletvekili şükrü Önder’in çabalarıyla yatırıma onay çıktı; ancak bir farkla. Tekne ve yat kapasitesi 800’den 400’e düşürülmüş, proje iyice ‘güdük’ hale getirilmişti.
Geçmişte yaşananları kısaca böyle özetleyebiliriz..
- Bugün gelinen noktada ise bir taşla birkaç kuş vurma şansımız var; Yalova olarak..
- Valilik başta olmak üzere ilgili kurumların balık mezatı/hali talebi olduğunu biliyoruz. İDO iskelesi bitişiğindeki mevcut marina, modern bir balık haline dönüştürebilir, etrafında balıkçı lokantaları ve diğer eğlence mekanları ile bütünsel bir çalışma sonucu çok daha işlevsel bir hale getirilebilir.
- Doğacak marina ihtiyacı, mendirekte hayat bulabilir ve bu defa mevcudun kat be kat fazlası kapasite ile üstelik İstanbul’a gelen cruise gemilerinin Yalova’ya da uğramalarını sağlayabiliriz. Bunu yaparken sadece uluslararası kapasitede mega bir marinadan bahsetmiyoruz. Aynı zamanda bölgedeki otel projelerini, beraberinde golf sahalarını, kongre merkezlerini ve helikopter pistlerini de düşünmek mümkün. Bu bütünsellik içerisinde, bölgedeki devlet arazileri mezbelelikten kurtarılıp, ilave yatırımlarla mükemmel bir konseptin önü açılabilir. Garden A.Ş.’nin sözleşmesi güncellenip faaliyet sınırları yeniden çizilir, bugüne kadar aksatılan devlet denetimleri eksiksiz uygulanır. Belediyenin kullanımında mezbeleliğe dönen alanlar, öğretmenevi, sorunlu ve yıkık-dökük yapılar bütünsel projenin içine sokulur. Hatta, üniversite yapılanması hariç, AFAD ve arıtma tesisi dahil tüm mevcut yapıların bu bütünsellik içinde yeniden ele alınması sağlanır.
……………….
Bugün için konuyu daha fazla uzatmayalım; burada bir virgül koyalım..
Ancak şu çok iyi bilinsin..
Bir yerden başlamak gerekiyorsa..
Yalova’nın geleceğini yeniden şekillendireceksek..
Şehrimizin bütününe yeni ve farklı bir kimlik kazandırmak için bir vizyon ortaya koyacaksak..
İlk kıvılcımın yakılacağı adres, mendireğin olduğu, arboretum arazilerinin bulunduğu, TİGEM’e ve devlete ait arazilerin yoğunlaştığı o bölge olacaktır..
Eğer biz mendirek ve civarındaki geniş alan üzerinde iyi çalışırsak, sadece Yalova merkezi değil, Yalova’nın doğusunu da batısını da kurtarmış, 125 km.’lik sahil şeridinin bütününe yönelik yatırımların ve gelişimin kapısını aralamış oluruz.