Yalova’nın tarihi “kopyalayıp yapıştırmaktan” ibarettir.
Hemen hemen resmi kurumların tamamında bu usul uygulanır.
Mesela resmi kurumlar bir web sitesi hazırlarken sadece yazılımcıya ihtiyaç duyar. Ücreti neyse verir ve sitesini sanal ortama sunar. Web sitesinin yazılımcısı önüne gelen siteden Yalova’nın tarihini, kültürünü, gelmişini, geçmişini, folklorunu kopyalar ve yapıştırır. Doğru ya da yanlış olduğuna bakmaz.
Bizim gibi Yalova’nın tarihine ve kültürüne ömrünü verenlerin görüşüne itibar edilmez.
Bu konular Kültür Müdürlüğü’nün yetki alanına girmez. Milli Eğitim hiç karışmaz. Yalova Üniversitesi zaten Yalova konularıyla uğraşıp zaman kaybetmez. Tüm sorumluluk internet sitesi hazırlayan yazılımcı arkadaştadır.
Mesela Yalova Valiliği’nin sitesinde şöyle bir cümle vardır:
“Yalova, 1867 yılında Bursa Merkez Sancağı’na bağlı bir kaza iken, 1901’de bağımsız İzmit Sancağı’na bağlanmıştır.”
Bu cümlenin hiçbir belgesi olmadığı gibi dayanağı olacak bir durum da yoktur. Çünkü Yalova, İstanbul’un fethinden sonra yerleşik hayata açılmış bir bölge olup hiçbir zaman Bursa’ya bağlanmamıştır.
Yalova, 1867 yılında Kocaeli Sancağı’na bağlı Karamürsel kazasının nahiyesidir.
Sadece 1939 yılında Bursa’ya bağlanması için TBMM’ne kanun teklifi verilmiş, kısa bir süre sonra bu kanun teklifi geri çekilmiştir.
Buna rağmen Yalova’nın Bursa’ya bağlı kaza olduğunu kim niye söyler ya da yazar hala anlamış değilim.
Yalova Valiliği’nin sitesinde aynı sayfada bir cümle daha dikkatimi çekti.
“2 Haziran 1929’da Atatürk’ün isteği üzerine çıkarılan bir kanun gereğince, Yalova ilçe yapılarak İstanbul iline bağlanmıştır.”
Ben size bu konudaki meclis tutanağını sunayım:
“Bütçe Encümeni mazbatası YÜKSEK REİSLİĞE
Kocaeli Vilâyetinin Karamürsel Kazasına merbut Yaluva nahiyesinin kaza haline ifrağı ile İstanbul Vilâyetine ilhakı hakkında olup Dâhiliye ve Bütçe Encümenlerine havale buyrulan Başvekâletin 20/11/1929 tarih ve 6/4194 numaralı tezkeresi ile gelen kanun lâyihası ve Dâhiliye Encümeninin buna müteallik mazbatası tetkik ve mütalaa olundu. Hükümetin esbabı mucibesindeki mütalaaya encümenimizce de iştirak olunarak kanun esas itibariyle kabule şayan görülmüştür. Yeni kaza teşkili için icap eden memurların mevcut kadrolarla temini mümkün olduğu ve yalnız bir mal müdürlüğü ilâvesi lâzım geldiği tetkik ile anlaşıldığından bu ciheti temin için ikinci madde tanzim ve ilâve olunmuştur. Diğer tadiller şekle ait olup Dâhiliye Encümeninin teklifi veçhile kanunun müstacelen müzakeresinin Umumî Heyete arzına karar verilmiştir. 28.11.1929”
Tarihte bugün yani 20 Kasım 1929 tarihinde Başvekâlet Yalova’nın kaza olmasına dair tezkeresini İçişleri Bakanlığı’na havale ediyor.
Hükûmetin teklifi
Kanun MADDE 1 — Kocaeli Vilâyetine tabi Karamürsel kazasına bağlı Yaluva nahiyesi ilişik cetvelde yazılı köylerden mürekkep olmak üzere kaza haline konularak İstanbul Vilâyetine bağlanmıştır.
MADDE 2 — Bu kanun hükmünü icraya İcra Vekilleri Heyeti memurdur. 20-XI-1929
Daha vahimi nedir biliyor musunuz? Cümleye dikkat ediniz!!!
“Kurtuluş Savaşı sonrasında 19 Ağustos 1929 tarihinde ilk defa Yalova’ya gelen Cumhuriyetimizin kurucusu büyük önder Atatürk, Termal’in yeniden inşasını sağlamıştır.”
O zaman şöyle soralım:
İlk defa 19 Ağustos’ta Yalova’ya gelen Atatürk nasıl oluyor da 02 Haziran 1929 tarihinde Yalova’nın kaza olmasını meclisten talep ediyor.
Yalova’daki bütün kurumların resmi internet siteleri böyle yanlış bilgilerle doludur.
Çok detaylarına kadar incelemedim.
Yalova Üniversitesi’nin tarih bölümü yok mudur? Ya da Yalova’da okullarda tarih öğretmenliği yapan onlarca eğitimcimiz bulunmuyor mu?
Bir komisyon kurarak Yalova’nın derli toplu bir tarihini çıkarıp tüm kurumların faydasına sunmak çok zor bir iş midir?
Bakınız kaç yıllardır bu yanlış bilgiler gözümüzün önünde duruyor. Ne yazarçizer takımı ne yerel siyasetçiler ne de akademisyenler bu tür yanlış bilgilendirmeleri görmüyor.
Düzenlenen birçok panele katıldım. Katılımcı akademisyenler dahi konuşmalarındaki bilgileri resmi kurumların sitelerinden kopyalayıp sunumlarını yapıyorlar. Ortaya çok ilginç bir durum çıkıyor. Bir web sitesi hazırlayıcısının derleyip topladığı bilgiler bir profesörün konferansının kaynak metinlerini oluşturuyor.
Zincirin halkaları baştan sona yanlış baklalardan oluşuyor.
Bu yüzden bir türlü “Yalova kent kültürünü” oluşturamıyoruz.
Artık bazı hataların düzeltilme zamanı gelmedi mi?
