Sevgili Yalovalılar!
Bu hafta sizlere 1949 yılında ulusal basında çıkan iki Yalova haberiyle seslenmek istiyorum.
Fakat öncesinde bir görüşümü de Yalova kamuoyuyla paylaşarak bir durumu gözler önüne sereceğim.
Marmara bölgesinin en muhteşem doğal güzelliği olan mekânlarından biri de Samanlı deresinin denizle buluştuğu Dereağzı mevkiidir. Yalova’nın hiçbir zaman hakkıyla değerlendiremediği en muhteşem tabiat harikası olan Dereağzı atıl durumdan çıkarılamadı.
TİGEM arazisine üniversitemiz kurulduğundan bu yana bir Yalovalı olarak hayalim deniz sahili boyunca DSİ arazisi istikametinden bir yolla gezmek suretiyle Koruköy’e kadar gidebilmekti. Fakat ne hikmetse devlete ait olan bu arazinin deniz sahili boyunca bir yol güzergâhı kurulamadı.
Neden?
Deniz kenarları milli emlak arazisi değil midir?
Gençlerimiz yaz aylarının güzel günlerinde sahil boyunca yürüyerek okullarına hangi sebeple gitmek hakkından mahrum bırakılıyor?
Denizin kenar kıyı çizgisini hiç kimse sahiplenemez. Bize bugüne kadar böyle öğretildi. Birkaç kez bu konuyu yazmama rağmen kimseden ses seda çıkmadı.
Ben yanlış mı düşünüyorum?
Yanlış düşünüyorsam biri çıkıp bunun kanunen mümkün olmadığını bana söylemesi gerekiyor.
Bakın Dereağzı’nın stratejik önemine dair 1949 tarihi bir yazıyı sizlere sunuyorum.
SABAH GAZETESİ, 19.07.1949
YALOVA SAMANLI DERESİ
Derenin temizlettirilmesi motörleri müşkül durumdan kurtaracak.
Yalova (Hususi)- Uzun zamandan beri halkın ısrarla istediği Yalova’nın en mühim derelerinden biri de Samanlı deresinin temizlenmesidir.
Yalova’dan başka Bursa, Orhangazi, Gemlik ve İznik’in bir sebze ihraç merkezi olan Samanlı deresi tıkanmış durumda idi. Bu vaziyet karşısında en şiddetli havalara dahi bütün rüzgârlara açık olan Yalova iskelesinde barınmak mecburiyetinde kalan motorların bir kısmı büyük zararlara uğruyordu. Dere temizlendikten sonra motorlarımız bu müşkül durumdan kurtulacaklar ve bu suretle sebze nakil fiyatları da düşecektir.
…
Sevgili Yalovalılar!
Bir de sizlere 1949 yılında yaşanan Yalova futbol hadisesinden bir haberi anlatacağım. Yalova Gençlik Kulübü futbol takımının Kartal’da yaşadığı bir hadiseden bahsedeceğim.
Geçmişte Yalova ‘nın futbol takımları çok çekişmeli müsabakalar yapmış ve büyük rekabetler yaşamıştır. İşte onlardan bir örnek…
SON POSTA GAZETESİ, 24.08.1949
YALOVALI FUTBOLCULAR DOMATES YAĞMURUNA TUTULDULAR.
Yalova (Hususi) – Kartal Halkevi spor kolunun daveti üzerine Kartal’a giden Yalova Gençlik Kulübü takımları arasındaki futbol maçının ilk devresi 2–2 berabere bitti.
İkinci devreye büyük bir enerjiyle başlayan Yalovalılar, Ali’nin şahsi gayretiyle üçüncü gollerini atarlarken Kartal sağbeki tarafından kasti bir hareketle düşürüldü. Yalovalı hakem herhangi bir hadiseye meydan vermemek için bariz olan penaltıyı vermedi. Kartal gençleri Yalova’daki mağlubiyetin acısını çıkarmak için Yalova gençlerinin çoğunu kırdılar. Yalova’nın haklı sahayı terk edişi ve seremoni yapması uzun uzun sporsever Kartal halkı tarafından alkışlandı. Sahadan çekilen Yalovalılara kulüp reisleri “Defolun gidin!” diye bağırdı. Yalovalılar dönüşlerinde Kartal sporcuları tarafından taş ve domates yağmuruna tutuldular.
Sevgili Yalovalılar!
Haftaya bir başka Yalova sohbetinde buluşma dileklerimle hayırlı bayramlar diliyorum.