Haberci Gazetemizin 8 Ağustos 2023 tarihli sayısının ön sayfasında, İbrahim Yurdagül imzalı bir haber/yorum yer aldı. Haberci’nin sahibi de olan İbrahim Yurdagül‘ün ‘Su Şehri Yalova’dan, Susuz Şehir Yalova’ya’ başlıklı bu yazısını çok önemli bulduğum için, bir kere daha hatırlatma amacıyla, yazının üzerinden geçmek istedim…
*****
Yazıda ilimizdeki su sorununun ana kaynakları büyük puntolarla yazılmıştı:
— Tankerlere bedava sayılabilecek ücrete su veriyorsunuz, bu tankerler İstanbul açıklarında, TL ile aldıkları suyu yük gemilerine, şileplere dövizle ve 10-20 katı fiyata satılıyor!
— Fabrikalara, tersanelere, OSB’lere kaç ton su veriliyor, bu su nerelerde kullanılıyor?
— Yalova’nın yeraltı suları niçin çekiliyor? Bunun nedenleri niçin araştırılmıyor, sorumlularından niye hesap sorulmuyor?
— ‘Doldu’ denilen baraj nasıl oluyor da çok kısa sürede boşalıyor? Bu durumu sadece kayıp-kaçakla izah etmek mümkün mü?
*****
Yalova, Ankara’nın doğusundaki illerden, çok uzun bir süredir yoğun göç alan bir il. Son yıllarda buna birde yurt dışından gelen göçler eklendi. Tahmin ediyorum şu anda ilimizde yaşayanların yaklaşık dörtte biri yurt dışından gelip Yalova’ya yerleşenler (Irak’lılar başta olmak üzere yaklaşık 50 civarında farklı ülkenin insanları). OSB’lerin yapımı bittiğinde de burada çalışanların göçüyle karşılaşacağız. Türkiye’nin en küçük yüzölçümü olan ilimiz bu kalabalığı nasıl kaldıracak, başta su meselesi olmak üzere; çevre kirliliği, asayiş, trafik vb meselelerin altından nasıl kalkılabilecek hep beraber yaşayıp göreceğiz. Tabii ki bütün bunlardan sonra yine bir denge noktasına ulaşılacak ama Yalova Yalova olmaktan çıkma pahasına…
*****
İlimizde yeterince aktif hiç bir Sivil Toplum Kuruluşu olmaması büyük bir boşluk yaratıyor. Eğer Arif Ekim bugün yaşıyor olsaydı (ve tabii ÇEKO da var olsaydı), başkanı olduğu ÇEKO ile, su meselesi ve ilimizi ilgilendiren pek çok meselede kıyameti koparıyor olurdu. Eğer Yalova’da birkaç tane Arif Ekim çeşitli kurumların başında olsaydı, herkes attığı adımları beş kere daha düşünüp atmak zorunda kalırdı. Bugün ise eski TEMA başkanı Faruk Tezcan dışında, su meselesi ile ilgilenen kimse neredeyse yok gibi. Yerel Basın, siyasi partilerin il başkanlıkları, Kent Konseyi, TEMA, TMMOB’ye bağlı odalar, TTB, Baronun Çevre Komisyonu, ÇYDD, ADD gibi kuruluşların bu tür konularda durumdan vazife çıkartmaları gerekiyor bence. Belki bir şeyler diyor veya yapıyorlardır da ben duymamışımdır, belki…
*****
Atatürk’ün ne Yalova için, ne de Termal için, ‘geleceğin su şehri olacaktır’ şeklinde bir sözü kayıtlarda yer almıyor (chat.openai.com böyle diyor). Yalova gibi aslında su fakiri denebilecek bir il hakkında, Atatürk gibi kavrayışı çok güçlü bir insanın ‘su şehri’ ifadesini kullanması zaten pek mümkün görünmüyor (Atatürk’ün ‘Yalova benim kentimdir’ şeklinde söylediği iddia edilen söz de, aynı şekilde, kayıtlarda yer alan bir söz değil). Kurtuluş Savaşı başlamadan önce Sivas’ın Suşehri ilçesinin verdiği desteği Atatürk unutmamıştır. Muhtemelen içinde Yalova ve Suşehri kelimeleri geçen bir konuşmasını dinleyenler, daha sonra bu sözleri farklı şekilde bir araya getirip, bugüne farklı bir sözün gelmesine yol açtılar…
*****
Yalova’daki su meselesi ile ilgili bir ayrıntıyla yazıyı bitirmek istiyorum: Son aylarda özellikle Mustafa Kemal Paşa Mahallesinde su hatlarındaki arıza nedeniyle sık sık su kesintileri yaşanmakta ve saatlerce su akmamaktadır. Bu durum yılda birkaç kere yaşansa normaldir ama haftada birkaç kere yaşanıyorsa (ki öyle), belediyede bu birimin başındakilerin problemi iyi yönetemediklerini bize göstermektedir. Arıza nedeniyle su kesintisi Japonya’da yaşansa, muhtemelen üçüncü kesintiden sonra işin başındaki adam harakiri yapardı…