- Kentsel dönüşüm ile ilgili, birbiriyle bağlantılı üç soruya verilen cevapların özeti: Güvenmiyoruz, inanmıyoruz, bilmiyoruz!
HABERCİ DİYOR Kİ
- HABERCİ, Yüksek İstişare Kurulu’nun YTSO’daki toplantısında açıklanan anket çalışmasının detaylarına ulaştı. Buna göre en çarpıcı sonuçlardan biri, ‘kentsel dönüşümde kamu kuruluşlarına ne kadar güvenildiği’ ile ilgili soruya verilen cevaplar oldu. Ankete katılanların % 52,2’si güven duymadığını, % 30,4’ü kararsız olduğunu beyan ediyor ve sadece % 17,4’ü ‘güveniyorum’ diyor. Bu, ne demek? Yalova insanı, haftalardır-aylardır siyasilerin ve yerel yönetimlerin kentsel dönüşümle ilgili açıklamaları, bilgilendirmeleri sonucunda şu sonuca varıyor: Açıklamalarınızdan tatmin olmadık, yapacağınız kentsel dönüşüm bize inandırıcı gelmiyor ve size inanmıyoruz, güvenmiyoruz! Niçin böyle düşünüyor insanlar? Çünkü; 1999 deprem felaketinin üzerinden 23 koca yıl geçti ve bu zaman içerisinde somut tek bir adım atılmadığı gibi, insan yaşamını ön plana alan, güvenli-depreme dayanıklı konutları hedefleyen ciddi bir dönüşüm projesi ele alınmadı. Kentsel dönüşümün öngörüldüğü bölgede binaların olası bir büyük depremde taşıdığı risk ile şehir merkezinde tespit edilen ve acil yıkımı gereken binaların taşıdığı risk çok farklı. Öncelik, yeni kat sayısı düzenlemeleri ile ada ve parsel bazlı kentsel dönüşümü gerektirirken, ısrarla şehrin farklı bölgesinde bir dönüşüm planlanması yapılması, halkın yerel yönetimlere olan güvensizliğini en üst düzeye çıkarmış durumda.
- Anketteki bir başka ilginç sonuç da, ‘kentsel dönüşümün olacağına inancınız nedir?’ şeklindeki soruya verilen cevaplar. Katılımcıların % 52,2’si ‘inanmıyorum’, % 26,1’i ‘kararsızım’, % 21,7’si ‘inanıyorum’ diyor. İnanmayanlar ve kararsız olanları topladığınızda % 78,3 oranda bir olumsuz görüş ortaya çıkıyor ki; kentsel dönüşüm üzerine açıklamalarda bulunan siyasiler ve yerel yöneticilerin ciddi bir özeleştiri ile yeni bir durum değerlendirmesi yapmaları gerekiyor.
- Aslına bakılırsa yukarıdaki iki soru ile bağlantılı en kritik ve temel soru, ‘kentsel dönüşüm hakkında ne kadar bilgi sahibisiniz?’ şeklindeki soru. Bu soruya verilen cevaplar, diğer iki sorunun sonuçlarını doğrudan etkiliyor. Katılımcıların % 18,2’si ‘hiç bilgim yok’, % 45,5’i ‘çok az bilgim var’ derken, sadece % 36,4’lük bölümü ‘yeterince bilgim var’ şeklinde yanıt vermiş. Sokaktaki her 3 kişiden 2’si, depremin üzerinden 23 yıl geçmesine karşın, ilgili kurumlar ve yerel yönetimler tarafından doğru ve yeterli ölçüde bilgilendirilmemiş.
- HABERCİ olarak yıllardır yetkilileri uyarıyor ve ‘şeffaf olun, toplumu en kritik konuda bilinçlendirin, beyin fırtınaları ve farklı organizasyonlar ile böylesi hassas bir konuda bilinçli bir toplumun oluşmasına katkı sunun’ Bugüne kadarki yayınlarımızda kadar haklı olduğumuzu, YTSO’da açıklanan anket sonuçları doğrulamıyor mu; ne dersiniz?
Mimarlar Odası Yalova Temsilcisi Yiğittürk ne demişti?
‘KENTSEL DÖNÜŞÜM SORUN DEĞİL ÇÖZÜM ÜRETMEKTİR!’
Yalova Mimarlar Odası Başkanı Cevathan Yiğittürk, geçtiğimiz haftalarda yaptığı bir açıklamada, kent üzerinde rant hedefli bir çok proje sebebiyle bütünsel kent hareketlerinin engellendiğini ve gün geçtikçe dar alanlara hapsedildiğini belirterek, yetkilileri, yalnızca bilimsel verilerin hakim olacağı tarafsız Kentsel Dönüşüm Çalıştayları düzenlemeye davet ettiklerini söylemişti. “Kentsel dönüşüm çözüm üretmektir; sorun üretmek değil” şeklinde konuşan Yiğittürk, bakın özetle neler söylemişti: “Adı üzerinde, kentsel dönüşüm kentin yenilenmesi demektir; yalnızca bina yenilemek değil. Kentin tamamının kamusal rant kazanması demektir; kişilerin veya kurumların değil. Kentin tamamında optimum nüfus dengesini gözeten bütünsel çalışmayı üretmektir; bölgesel kat artışlarıyla bölgeye nüfus yığmak değil. Mevcut nüfusla bölgenin yeşil alanlarını arttırmaktır; kat artışı verebilmek için yeşil alan arttırmak değil. Topoğrafya, iklim vb. kriterlere göre bölgesel kat artışı kararlarını doğru verebilmektir; mevcut yapı stoğuna kat artışıyla rant sağlayarak müteahhitleri iştahlandırmak değil. Mevcut planda yaşanan kent problemlerini ortadan kaldırmaktır; nüfus artışıyla yeni bir problem eklemek değil. Teşvik edici programlarla, vatandaşa artı sunmaktır; vatandaşın mülkiyetine müteahhitti ortak etmek değil. Bu bağlamda kentsel dönüşüm, çözüm üretmektir; sorun üretmek değil.”