İnsan arıyorum, insanlığımı kaybettiğim sokaklarda, insan kaldıysa sormak için, insanlığımı yeniden almak için, insan arıyorum. Sokaklarda kaybettiğim insanlığımı, yeniden bulmak için. Köy kasaba, demeden aradım durdum, daha çok yoruldum, bilen varsa söylesin, aradığım insanlığımı, sormak için, insan arıyorum. Ne mübalağa yapıyorum, ne alçak gönüllüyüm, ne ifrattayım ne tefritte, gerçek olan kaybettiğim insanlığımı arıyorum. Sizde yoktur demiyorum, belki aradığım başka şeydir, sakın darılmayın bana, birde kızmayın bende olmayana, sizde varsa mutluyum bende olmasa da, ama ben benim için, bana lazım olan gerçek insanlığımı arıyorum, çünkü onu ben kaybettim. Bulmak için Mahalle bakkalında, marketlerde, kahve ya da kafelerde, yaz tatilinde, kış tatilinde, yatanlarda çalışanlarda, insan arıyorum. Kaybolan insanlığımı nasıl bulurum diye sormak için. Halâ bulamadım bulan varsa onda kalsın, yeter ki insanlık kaybolmasın.
Yorgun argın dönüyorum haneme, evde mi unuttum diye, soruyorum bir telaş içinde, kendi haneme, insanlığımı kaybettim, burada mı diye. Herkesi güldürüyorum, önce şaşırıyorum, sonra bende gülüyorum. Bari bir işe yaradığıma inanıyorum. Herkes yatakta, bense yeniden ayakta, insan bulmak için, yeniden kayboluyorum, sokakların zifiri karanlığında. Havanın biraz soğuk olduğunu hissediyorum, gömleğimin yakasını kaldırıyorum, içinde kayboluyorum. Uzaklarda bir ateş yanıyor, sıcaklığını hissediyorum, yavaş adımlarla ateşe doğru yaklaşıyorum. Üç beş sokak sonra, sokak çocuklarıyla arkadaş oluyorum. Kaybettiğim insanlığımın bir kısmını onlarda buluyorum. Fırın arıyorum, üç beş ekmek kapıyorum, içine sevgimi katıyorum, ucundan koparıp paylaşıyorum, kaybettiğim insanlığımı hatırlıyorum, aramaya devam ediyorum. Sabaha kadar dertli olan, derdi olan bir insan, ya da derdi derdim olan dertleşmek, aşı ekmeği bölüşür gibi derdi bölüşmek için, insan arıyorum. Beraber ağlamak, beraber gülmek beraber yürümek için derdime merhem süren derdine merhem olduğum bir insan arıyorum.
Derdi insanlığını kaybetmeden insanı kazanmak, insan olmak insan kalmak, insan gibi konuşmak, insan gibi yaşamak için gayret eden, kendine dert edinen, dertli olan insan arıyorum. Umudumu kaybetmeden, gecenin karanlığında, bazen ayan, bazen rüyada,
Güneşin kavurucu sıcağında
Elimde fener insan arıyorum.
Kamaştırmıyor gözlerimi güneş, Güneşten daha parlak çünkü fenerim, korkuyorum kendi yüzüme tutamıyorum, insan arıyorum insan olduğumu bana hatırlatacak, feneri yüzüme tutacak, dert ortağım olacak insan arıyorum. Kaybetmişim kendimi, insanlar sel gibi akıyor, elimde fenerim bir bankta oturuyorum, oltamı denize atmış gibi duruyorum, fenerimi kalabalıklara tutuyorum, sanki hiç kimse yok kendimi bile unutuyorum. Düşecek gibi oluyor elimden fenerim, sıkıca tutuyorum. Derdimi soracak, derdi olan insan arıyorum.
Deli zannediyorlar beni, gülüp geçiyorlar yanımdan, halbuki bana göre zır deliyim, ya da çaresi bulunmayan özel biriyim.
Bana bunu anlatan içimdeki merhametim, ya da çaresizliğim. Ne suç işledim de sürgün yedim hep düşünüyorum, var mı başka sürgün yiyen, kalabalıklar içinde yalnızlığı çeken, gurbette doğup vatan hasreti çeken, insanlığın derdiyle dertlenen, benim derdimi bilen, insan arıyorum.
Gece karanlığında ıssız sokaklarda
Sessizliğin tam ortasında
Ay ışığının bile aydınlatamadığı gecede, kıyıda köşede insan arıyorum.
Hırsız sanıyorlar beni sorguya çekiyorlar, ne arıyorsun bu saatte, kimsin diyorlar, insan arıyorum insanlık almak, ya da kaybolanı bulmak için birini diyorum. Bulursan bize de getir, kolumdan tutup, git buradan deli misin burası, bu sokak çıkmaz sokak diyorlar.
Tam da yerine
Sizde mi çıkmaz sokaktasınız, diyorum
En iyi beni siz anlarsınız sizin yine bir çıkış kapınız var
Benim dört yanımda kapalı tam çıkmaz sokaktayım
Bu sokak belki size bir şeyler anlatmıştır
Evinden çıkıp duvara toslayan, evinin içinde evini arayan, içmeden sarhoş olan, biriyim ben, ya aklım sizinkinden fazla, ya da hiç yok. Bir tek siz anlarsınız beni, evden çıkınca hiç düşünmeden aynı yöne yürüyen, sizin için başka yol yok. Bense kavşağın tam ortasında yolunu kaybeden yolcu gibi, kalmışım tek başıma. Sanki düşmüşüm bir sokağa çıkış kapısı olmayan, labirent gibi beynim, elimden tutup beni çıkaracak olan, bir insan arıyorum.
İnsanlara normal gelen hayatta, ben hep duvara tosluyorum
Bu yüzden herkesin donduğu yerde ben terliyorum.
Para veriyorlar bana ama ben ondan kaçıyorum. Çünkü ben merhamet dilencisiyim. Bana bir bardak su verin, varsa sizde, içine bir tutam sevgi, bir tutam merhamet atın ve adalet ateşinde kaynatın, sonra denize atın, bunu yapacak insan arıyorum. Dünya çok küçük, belki merhametsizlere ulaşır merhametim.
Aramadığım yer kalmadı ben kaybetmişim, herkeste daha aramadan kaybetmiş. Ben şanslıyım aradım kaybettim derken, kendimi
Tamda umutsuzluğa bırakacakken,
işaret parmağımı ancak tutabilen torunum tuttu ellerimden, beni okula götür. İşaret parmağıyla işaret etti, bu benim okulum. İşte benim orada kaybettiğim son umudum. Öğretmenine götürdüm ve dedim ki ne öğretirseniz öğretin ama önce insanlık öğretin. Ben kaybettiğim insanlığımı torunumdan almak istiyorum. Bunun içinde canımı bile vermeye razıyım. İnsanlığı olmayan can bana ne lazım. Tecrübem var, belki size o lazım. Siz şanslısınız, benim gibi insanlığınızı kaybetmezseniz, daha sonra aramak zorunda kalmazsınız. İnsansanız, insan olmak için var talebeleriniz. Vaktinizi çalmayayım en kıymetli olan, çünkü sizin vaktiniz.