Haber / Zeynep TAŞTAN
Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü tarafından kivinin ülkemize gelişi anlatıldı. Türkiye’ye ilk kez kivinin Hulusi Samancı tarafından getirildiği belirtilen yazıda adaptasyon projesiyle ilgili süreçten de bahsedildi. Yazıda şu sözlere yer verildi: “Kivinin Akdeniz ülkelerinde yetiştirilmeye başlaması, 1970’li yıllarda olmuştur. Öncelikle İtalya ve Fransa’da başlayan üretim giderek yaygınlaşmıştır. Bu ülkelerde uygun ekolojiyi bulan bu yeni meyve türünün tüketici tarafından da benimsenmesi ile üretim alanları giderek artış göstermiştir. Ülkemizde kivi yetiştiriciliği İtalya ve Fransa gibi Akdeniz ülkelerinden 15-20 yıl sonra 1987 yılında Roma Tarım Ataşesi olarak görev yapan Haşim Öğüt’ün girişimleri doğrultusunda başlamıştır. Bu kapsamda Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü’nde görev yapan Ziraat Yüksek Mühendisi Hulusi Samancı görevlendirilmiştir. 1988 yılında Yalova Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü aracılığıyla İtalya’dan getirilen kivi fidanları ile ülkemizin 15 farklı ekolojisinde adaptasyon– demonstrasyon bahçeleri kurulmuştur. Öncelikle yetiştiriciliğe uygun olabilecek bölgeleri belirlemek için Yalova Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü tarafından Hulusi Samancı liderliğinde bir adaptasyon projesi hazırlandı. Bu adaptasyon çalışması sonucunda özellikle Çanakkale’den başlayarak Artvin’e kadar uzanan sahil şeridinin kivi yetiştiriciliğine en uygun bölgeler olduğu ve iç bölgelerde ise özellikle kış soğukları ve ilkbahar geç donlarının yetiştiriciliği sınırladığı tespit edildi. Günümüzde kivi üretimi ülkemizin çok soğuk yerleri hariç pek çok yerinde farklı miktarlarda yapılmaktadır. Özellikle Marmara ve Karadeniz bölgeleri dışında Mersin ilinde Toroslar’ın eteklerinde kivi üretim alanındaki önemli artış dikkat çekmektedir. Türkiye’de yıllık ortalama 25 bin ton ile en fazla kivi üretiminin yapıldığı Yalova’da, 1999 depreminden sonra Anadolu Kalkınma Vakfı’nın desteğiyle 100 üreticiye 5’er dekar kivi bahçeleri kurulmasıyla kivi üretimi hız kazanmıştır. İlk başlarda birkaç dönüm olarak kurulan kivi bahçeleri günümüzde çok daha büyük parçalı bahçelere dönüşmüştür. Ayrıca şu an verim çağına gelmeyen çok fazla sayıda kivi bahçesi bulunmaktadır. Sakarya Karasu’da Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğüne ait olan araziler özel sektör tarafından kiralanarak toplamda tek parça bin 500 dönüm kivi bahçesi de kurulmuştur. Genç bahçelerin önümüzdeki birkaç yıl içinde tam verim çağına ulaşması ile birlikte ülkemizde kivi üretiminin yakın zamanda 100 bin tonun üzerine çıkması beklenmektedir. İlk yıllarda kivi bitkisi ve isteklerini tam olarak bilinemediği için dönüme verimi 1-2 ton seviyelerinde kalmıştır. Ancak Hulusi Samancıve Yalova Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü Bağcılık Bölümü uzmanları tarafından verilen eğitimler sonucunda daha sonraki yıllarda kivi bitkisinin verimi 4-5 ton seviyesine ulaşmıştır. Kivi günümüzde karlılığı en yüksek meyve türleri arasında yer almaktadır. Dünyada ve ülkemizde en yaygın yetiştiriciliği yapılan kivi çeşidi Yeni Zelanda’da ıslah edilen Actinidia deliciosa cv. Haywardçeşididir. Tüketicilerin daha az tüylü, daha tatlı ve farkı zamanlarda olgunlaşan çeşitlere olan talebi ile birlikte ıslah çalışmaları hız kazanmıştır. Son yıllarda Dünyada tüysüz ve sarı/kırmızı meyve etine sahip çeşitlerin popüler olmasıyla, ülkemizde de farklı çeşitlerin geliştirilmesine ve meyve kalitesinin artırılmasına yönelik ıslah çalışmaları Atatürk Bahçe İlk Kivi Bahçesi İlk Bahçe Tesisi Çalışmaları Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü’nde 2008 yılından beri devam etmektedir. Bu ıslah çalışmaları sonucunda geliştirilen çeşit adaylarından ilki 2018 yılında İlkaltın ve 2019 yılında tozlayıcısı Kemalbey isimleriyle tescil edilmiştir. Bu çeşitler ülkemizin ilk yerli kivi çeşitleridir. Halen farklı özelliklerde yeni kivi çeşitlerinin tescil işlemleri devam etmektedir. Ayrıca 27- 30 Eylül 2021 tarihlerinde tüm dünyadaki kivi uzmanları ile kivi endüstrisinin katılımı ile 10. Uluslararası Kivi Sempozyumu Yalova Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü tarafından düzenlenerek ülkemizde kivinin gelişimi tüm dünyayla paylaşılacaktır. Ülkemizde kivi bitkisinin bugünkü seviyelerine gelmesine farklı kurum ve kuruluşların katkıları olsa da en fazla katkıyı emekli olmasına rağmen kivi üreticileri ile bilgi birikimini paylaşmaya devam eden Hulusi Samancı vermiştir.”