Zaman yine çok hızlı aktı!
Günler, aylar, mevsimler bir telaştır geçip gidiverdi!
“Rabbim bizleri nice nice Ramazan’lara ulaştır.” duasıyla uğurladığımız bir önceki rahmet iklimi, şükürler olsun ki yine kapımızı çaldı.
Dillerimiz yine duaya durdu:
“Allâhümme bârik lenâ fi Recebe ve Şa’bân, ve bellignâ Ramazân.”
Sevgili Peygamberimizin (s.a.v.) affa ve mağfirete muhtaç biz ümmetine tavsiyesi olan bu duada şöyle niyaz ederiz: “Rabbimiz! Receb ve Şâbânʼı hakkımızda mübârek eyle, bizleri Ramazanʼa ulaştır.” (Müsned, I, 259) Aminnn!
Recep ile başlayan, merhametin sağanak sağanak yağdığı bu eşsiz iklim, kendisine bir pay bulmak isteyen, hesapsız ihsan ve lütuftan hissedar olmak isteyenler için bulunmaz bir nimettir. Ve Rabbimiz bu nimeti bir kez daha yaşama fırsatını bizlere sundu. 3 basamak durmak da önümüzde. Recep, Şaban, Ramazan!
Alemlere rahmet Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) : “Receb Allah’ın ayıdır, Şâban benim ayımdır, Ramazan ise ümmetimin ayıdır” şeklinde nebevi bilgilendirmesi ile bizleri bu mübarek üç aylarda nefsani anlamda hastalıklarımızdan, eksiklerimizden kurtulma adına bir yolculuğa davet eder.
Yaradanına kullukta vazifelerine hakkıyla yerine getiren ve bu hususta kendisine son peygamber Hz. Muhammed Mustafa’yı (s.a.v.) rehber edinen bir mümin, ebedi kurtuluşun beratını alabileceği içinde bin aydan daha hayırlı bir geceyi barındıran Ramazan’a kendisini hazırlamış demektir.
Zünnun-i Mısri mübarek üç aylar hakkında şu yorumda bulunur: “Recep ekim ayıdır (tohumları toprağa ekme), Şaban sulama ayı, Ramazan ise hasat ayıdır.”
İnsan ne yiyip içmek istiyorsa onu eker!
Ne kadar verilmişse o toprak (ömür) bizim, tohum (amel) bizim, zaman bizim!
Sırtımızda bir küfe ya dolduracak ya boşaltacağız; ya hayrımıza dolduracak da zararımıza olanların hamallığını yapacağız!
Azığımızın ne olmasını istediğimize, neyin sefasını sürmeyi arzuladığımıza karar verme zamanıdır!
Ey nefis kendine gel demenin zamanıdır! Zordur ama vaktidir! Her an çok kıymetlidir! Ve bu kıymetli aynı zamanda tekrarı olmayan zaman, avuçlarımızın arasından eriyip gitmekte! İnsanın gafilliği de eşsiz!
Bizi bizden daha iyi tanıyan Rabbimiz, kendimize gelmemiz için uyarıp durmakta:
“Ey iman edenler! Allah’tan korkun, herkes yarın için ne hazırladığına bir baksın; Allah’tan sakının, çünkü Allah, işlediklerinizden haberdardır.” (Haşr, 59/18)
Bakın şimdiden birkaç gününü geride bıraktık. Keşke dememek için bugüne ve yarına bakarak Rabbimizden yardım talep edelim: “Allah’ım sen affedicisin, affetmeyi seversin, bizleri affeyle! Recep’i ve Şa’banı bizler hakkında hayırlara vesile eyle, bizlere ve nesillerimize Ramazan’a af ve afiyet içerisinde ulaşmayı nasib eyle!”
Aminn.