Geçenlerde Yalova valisi Nihat Özgöl’ün cumhuriyetimizin 100. yılına dair yazdığı mektup kamuoyuyla paylaşıldı. Rahmetli Nihat Özgöl’ü yakından tanırım. Büyük Marmara depreminde valilik görevini özveriyle yerine getirdi. Yaşar Okuyan’la birlikte olağanüstü çaba sarf ettiler.
Sert gibi dururdu ama her şey güzel olsun isterdi.
Allah rahmet etsin.
Yalova’nın sosyal ve kültürel hayatını çok yakından takip ettiğim için tüm valilerin çalışmalarını ve yaptıklarını iyi bilirim. Son valimiz hariç… Artık valileri takip etmiyorum.
Sadece valileri değil milletvekillerini de çok yakından takip ederdim. Şimdilerde milletvekillerini takip işlerinden de vazgeçtim.
Şu an gözüm yerel yönetimlerin nasıl oluşacağı işlerine takılı…
CHP kongresindeki değişim Yalova’daki yerel siyaseti baştan aşağı etkileyecek ve birçok şey değişerek karşımıza çıkacaktır.
Bu durum ister istemez tüm siyasi partilerde farklı kararlar alınmasına sebep olacaktır.
Belediye meclisleri ve İl Genel meclisleri oluşurken tüm siyasi partilerimizin titizlikle davranmasını arzu ettiğimi geçen yazımda gündeme getirmiştim.
Kentin sorunlarını bilen, çözüm üretebilecek isimlere ihtiyacımız var.
Meclis üyesi dediğin gerekirse toplantıda ayağa kalkacak, dakikalarca Yalova’nın bir sorununu anlatacak ve nasıl çözüm üretebileceğini tartışacak birikime sahip olmalıdır.
Meclis üyesi, oylamada neye evet neye hayır dediğini bilecek.
Artık kasaba mantığından sıyrılmalıyız.
1995 yılında il olduk hala ahbap çavuş ilişkilerinden kurtulamadık.
Durum böyle olunca süreç hiç de lehimize ilerlemiyor.
Türkiye’nin en stratejik coğrafyasında yaşıyoruz. Üç büyük ilin ortasında neredeyse Türkiye’nin yarı nüfusuna sahip illerin arasında tek başımıza gariban gibi yaşayıp gidiyoruz.
Onun için diyorum ki plan üretecek ve proje geliştirecek niteliklere sahip meclislere ihtiyacımız var.
İl olmadan önce İstanbul’un iç turizmdeki gücünden en büyük payı Yalova alırdı. Hatta eğitim başarıları Yalova’ya nitelikli göçlerin gelmesine fırsat oluştururdu. Çocuğunun eğitimini Yalova’da tamamlamasını isteyen varlıklı ailelerin tercihi Yalova olurdu.
Hatta Yalova çiftçisinin ürettiklerini İstanbul’dan Yalova pazarına gelenler satın alırdı. Şimdi ne gelen var ne giden…
Yalova’nın en büyük ekonomik girdisi turizm sektöründe olacakken bir türlü olamayışını hayretle seyredip duruyoruz.
İşte bütün bu sebeplere bağlı olarak siyasi oluşumlarda kaliteyi yakalamak zorundayız.
O zaman özlediğimiz birçok plan ve proje kendiliğinden hayata geçmiş olacaktır.
O kadar her şeyi boş vermişiz ki Armutlu ve Altınova ilçelerimiz hala bağlı oldukları Yalova’ya tam anlamıyla yüzlerini dönemediler.
Resmiyette Yalova’ya bağlılar ama Armutlu halkının yüzü Gemlik ilçesine dönük duruyor. Altınovalılar ise Karamürsel ve Gölcük ilçesine daha yakın duruyorlar.
İşte yerel yönetimlerde yeni dönem ve yeni yüzler…
Yalova’yı bütünleşmiş şekliyle ortaya çıkarmalıdır.
Yalova hak ettiği yatırımları almalıdır.
Sektörler ayağa kalkmalıdır.
STK’lar fikir üretmeli ve siyasileri iş yapmaya zorlamalıdır.
Aslında en çok eleştiriyi hak eden STK’larımız.
Fikir üretmiyorlar.
Sürekli ziyaret ve toplantılar.
Yalova’ya ne kazandıracaksa!!!
Çıkıp Yalova meselelerini paylaşmalılar ve kamuoyu oluşmasına katkı sunmalıdırlar.
Derdimiz Yalova olsun.
Yalovamız güzel olsun.