İTİKAT (İNANMAK)
İBADET (UNUTMAMAK)
İLİM (DOĞRU BİLMEK)
MUAMELAT (EĞİTMEK)
UKUBAT (KURAL KOYMAK)
Sevgili dostum. İslam öncelikle dünya dinidir, bunu asla unutma. Dünyada yaşamadığın islamınahirette sana faydası olmaz. Dünya ahiretin tarlasıdır sözü, dünyada ne ekersen ahırette onu biçersin, manası içeren, düşünülmesi, ve ders alınması gereken, muhteşem bir sözdür. İslam’ı anlamak ve yaşamak için, bu beş temel kavramı, anlamak gerektiğine samimiyetimle inandım ve kaleme aldım. Yıl sonuna kadar, İslam’ın beş temel kavramı konulu çalışmamı, özet olarak sizlerle paylaşacağım. İlahi dinlerin nasıl bozulduğunu, değişmeyen tek kitap olan Kur-an’ı kerimin, neden okuma kitabı olarak çok sevip, yaşam da sıkıntı çektiğimizi, Yüce Allah’ın bizden ne istediğini, Amentünün manasını, niçin, neden ve nasıl yaratıldığımızı, kapsamlı bir şekilde, Allah cc nasip ederse, sizlerle paylaşacağım. Bu çalışmanın önce benim sonra tüm okurlarımın, sağlıklı bir İslam kavramına ulaşmasını, Rabbimden tüm kalbimle istiyor ve yalvarıyorum.
Peygamberi Zişan efendimize, peygamberlik tevdi edildiğinde, yeryüzünde hiç bir ilahi din kalmamış, bütün insanlık insanı ilahlaştıran putperestliğe girmişti. Görev verildiğinde, görevin ağırlığını hisseden efendimiz, eve gelerek Hz. Hatice annemize üzerimi ört diyerek, büyük bir korkuya kapılmıştı. Çünkü görev sadece Arapları değil, bütün insanlığı içine alıyordu. Çok iyi bildiği, yoldan çıkmış müşriklere, inancınızın tamamı yanlış nasıl diyebilirdi. Peygamber olsada o bir insandı ve görevi çok ağırdı. Fakat emir ve görev kesindi. Allah cc yatma zamanı değil kalk ve anlat, inandırmak bana ait diyerek, habibini teskin etti. Bu cesaretle ilk önce hanımı Hz. Hatice annemize Allah’tan başka ilah olmadığını, insanlara anlatmak için, Allah tarafından görevlendirildim dedi. Hz Hatice annemiz, senin gibi güzel bir insana inananlar olacaktır, tıpkı benim gibi, kalk anlat yanındayım diyerek, İslam medeniyetinin ilk temel taşını koydu. Çünkü inanmak işin yarısı idi.
Peygamberi Zişan efendimiz tam on üç yıl Mekke’de itikadı anlattı. İlah kelimesinin sadece Allah’a ait olduğunu Mekke’de kırk kişi kabul etti. Fakat Medine’de daha fazla insan kabul etti. Böylece Medine medeniyetin yurdu oldu. Medineliler inanmanın peygamber gibi çalışmak manasına geldiğini çok iyi biliyordu. Çünkü artık son peygamber Medine’deydi. Böyle inandılar ve peygamberi Mekke’den daha çok hakettiler. Allah cc da onları ensar olarak şereflendirdi.
İTİKAT: İnanmak. İnanmak öyle bir düşünce, öyle bir kavramki, yanlış inanıldığı takdirde, insanı insanlıktan çıkardığı gibi, doğru inanıldığı takdirde, insanın kurtuluşunu sağlayacak, İslam’ın ilk temel kavramıdır. Doğru inanmak doğru yaşamayı sağlar. Böylece insan hata yapsada düzeltme yoluna gidebilir. Yanlış inanmak ise hata üstüne hata yaptırır insana, hatalarını düzeltmesi için önce itikadını düzeltmesi gerekir. İnsanlara faydalı olsa, insanlar tarafından sevilse sayılsa bile, itikadı doğru değilse, yaptığı bütün iyilikler, Rahmani değil, nefsanidir. Bu yüzden İslam’ı anlamak için, itikattan başlayacağız. Yıl sonuna kadar ilgiyle takip etmenizi, kusurumuz varsa affetmenizi, hatamız varsa düzeltmenizi her zaman bekliyorum. Derdim sağlam inanmak, medeniyetimize yeniden kavuşmak. Şekerimiz, yağımız, unumuz var sadece helva yapacağız o kadar. Peygamberi Zişan efendimiz, sahabeyi kiram ve tüm ecdadımız, büyük bedeller ödeyerek, bize kadar ulaştırmışlar, bizde bizden sonra gelecek nesillere ve kainatın tamamına ulaştıracağız. Buna gücümüz yeter, yeterki doğru inanalım, itikadımız sağlam olsun.