Yaşamayan bilemez…
Bundan 23 yıl önce, 1999’un Ağustos’unda, ayın 16’sını 17’sine bağlayan gece yarısı saatler 03.02’yi gösterdiğinde, 45 saniye süren 7.4’lük asrın deprem felaketiyle yüzleşmiştik; Yalova olarak…
O büyük deprem, ‘asrın felaketi’ olarak tanımlanmıştı; 20. yüzyıl için…
Geçtiğimiz Pazar’ı Pazartesi’ye bağlayan gece yarısı ve hemen birkaç saat sonrasında 10 ilimizi vuran Kahramanmaraş merkezli 7.6 ve 7.7’lik iki büyük deprem ise içinde bulunduğumuz ‘21. yüzyılın felaketi’ olarak adlandırılıyor…
Kayıplar dün akşam saatleri itibarıyla 14-15 binlerdeydi. Biliyoruz ki, henüz enkazlar kaldırılmaya başlamadı bile. 72 saatlik kritik süre aşıldı, sonrasında tamamen mucizelere sığınmış durumdayız ve siz bu satırları okuduğunuz saatlerde o mucizelerin hangi aşamasında olacağız bilinmez, ancak görünen o ki; enkazlar kaldırılmaya başlandığında kayıplarımızın sayısı çok daha vahim boyutlara yükselecek…
Ateş düştüğü yeri yakar…
Yalova ve Yalovalılar olarak bunu çok iyi biliriz…
Allah önce kaybettiklerimizin yakınlarına, sevenlerine…
Sonrasında tüm bölge halkına ve Aziz milletimize…
Sabır ve metanet versin…
Hepimizin başı sağ olsun…
……………..
Buraya kadar birtakım tespitlerde bulunduk ve tarihler-rakamlar ortaya koyduk…
Aradan bir süre geçecek…
Acılar elbette dinmeyecek…
Ancak hayat da kaldığı yerden bir şekilde devam edecek…
1999 sonrası böyle olmuştu…
2023 sonrası da bu değişmeyecek…
Biliyoruz ki…
1999 depremi sonrası, tüm yaşadıklarımızı unuttuk…
Her ne kadar; ‘UNUTMADIK, UNUTMAYACAĞIZ, UNUTTURMAYACAĞIZ’ desek bile…
Bal gibi de; UNUTTUK…
Zira unutmamış olsaydık…
Gereğini yapar…
Deprem gerçeğine uygun hareket eder…
Şehirlerimizi nasıl deprem güvenli hale getireceğimizi adam gibi planlar…
Ona göre yaşam alanlarımızı belirler…
Yaşamlarımızı düzenlerdik…
Biz bunu, bu bölgede, Yalova’mızın da tam göbeğinde olduğu, -99 depreminin yaşandığı yerleşim alanlarında yapamadık…
23 koca yılı kaybettik…
Kahramanmaraş merkezli, 10 ilimizi ve 13.5 milyon insanımızı vuran bu son depremler…
İnşallah bir milat olur…
İnşallah bu defa aklımızı başımıza alırız…
İnşallah tek bir dakika bile kaybetmeden…
Akla, bilime, vicdana uygun; atılması gereken tüm adımları atar, alınması gereken tüm önlemleri alırız…
………………….
-99 depremini yaşamamış olsak…
Güneydoğu Anadolu’daki bu deprem felaketlerinin…
Oluşturulmaya çalışılan magazin bölümleriyle…
‘O dedi ki, bu dedi ki’ dedikodularıyla…
Hamaset kokan açıklamalar ve eylem-söylemlerle…
Daha fazla ilgilenebilirdik belki…
Ancak dediğimiz gibi…
Bizler 23 yıl önceki felaketi birebir yaşamış insanlar olarak…
Hem bölgedeki kardeşlerimizin yaşadıklarını çok daha iyi anlayabiliyoruz…
Hem de…
Sonrasında yaşanabilecekleri daha net görebiliyoruz…
Zamanı geri getiremeyiz…
‘Ahlarla, vahlarla’ olan-biteni değiştiremeyiz…
Yapabileceğimiz ve yapmamız gereken tek şey…
23 yıl önce yaşadıklarımızın ardından beceremediğimizi…
23 yıl sonra yaşadıklarımızın ardından becerebilmemiz…
Yani…
Bilinen sebeplerden ötürü, maalesef…
Dünü kurtaramadık…
Bu defa basiretimiz bağlanmasın da…
Yarınlarımızı kurtarabilelim…
Prof. Dr. Naci Görür hocanın dediği gibi…
Kuralım DEPREM BAKANLIĞI’nı…
Ayıralım gerekli olan bütçeyi…
Koyalım işin başına deprem uzmanlarını…
Adam gibi bir planlama ile…
Yarından tezi yok; kolları sıvayalım…
Yitirdiklerimizin Aziz hatıralarını yaşatalım…
Kemiklerini daha fazla sızlatmayalım…
Dün ile hesaplaşmayı bir tarafa koyup…
Yarınlarımız için…
Gelecek nesillerimiz için…
Doğru olanı yapalım…
