
ACABA KİM ‘DUR’ DİYECEK?
- Katı, gaz, sıvı.. Kimyasal atığın her türlüsü Yalova’nın başına bela oluyor.. Şehrin geleceğini körelten ‘DENETİMSİZLİK’ daha nereye kadar sürüp gidecek; bilen yok..
- Haber/Yorum - İbrahim Yurdagül
Defalarca yazdık-çizdik..
Yalova’nın doğu bölgesinde, sanayi kuruluşlarının ve özellikle de tersane bölgesinin olduğu geniş alanda hem insan sağlığını hem de denizi ile toprağı ile havası ile doğayı tehdit eden ciddi bir denetimsizlik, başıbozukluk olduğunu vurguladık; ancak herhalde yeterince anlatamadık..
- BÖYLE BİR DÖNEM HİÇ YAŞANMADI.
Yalova; tarihi boyunca hiçbir dönemde, bugünkü kadar duyarsız, bugünkü kadar sessiz ve çaresiz bir süreç yaşamamıştı. Çok değil, 2000’lerin başlarına kadar Yalova sınırları içerisinde olan-biten her gelişmede sesini yükselten STK’lar, hesap soran siyasetçiler, topluma karşı belirgin bir sorumluluk hisseden bürokrasi vardı; hatta çok değil, bundan 10-15 yıl öncesinde, Hollanda’dan gelen ve bir oldu bitti ile kimyasal depolama alanları kurma peşinde olan rant çevrelerine karşı direnen bir Yalova vardı; bugün ise tüm bu kesimlerin üzerine bir ölü toprağının serildiğine ve çaresiz bir ‘TESLİMİYETÇİLİK’ yaşandığına tanıklık ediyoruz.
- HERKESE, HER KESİME ADİL OLUNSUN!
HABERCİ olarak ısrarla bir şeyi vurguluyor ve diyoruz ki; kimseyi durduk yerde suçlamayalım, ancak riskli yatırımların denetimlerini de adam gibi yapalım, denetim ve kontrolleri eksiksiz yerine getirelim. Birileri bunları istediğimiz için bizlere çok kızıyorlar belki ama şu asla unutulmamalı; bu şehir üç-beş zengin yatırımcının, birkaç büyük firmanın oyun sahası değil; olmamalı zaten. On binlerce insan bu şehirde nefes alıp veriyor, binlerce gencimizin-çocuğumuzun yaşamı söz konusu, hayalleri söz konusu. Kimse Yalova üzerinde, ‘BEN YAPTIM, OLDU’ gibi bir anlayışla ahkam kesemez; kesmemeli. Devletimizin ilgili birimlerinden tek bir talebimiz var; o da şu: Orta ölçekli bir iş adamına, küçük ve orta ölçekli bir esnafa-sanatkara karşı uyguladığı kuralları, denetim ve kontrolleri büyük iş çevrelerine karşı da aynı hassasiyetle uygulasın ve gerektiğinde hesap sorsun; bu kadar, hepsi bu kadar.
- KAMU VİCDANI RAHATLATILSIN!
Konu belli..
HABERCİ olarak hassasiyetimiz de ortada..
Tekrar ve tekrar aynı şeyi soruyoruz:
- Yalova’daki fabrikaların ve tersanelerin arıtma tesisleri var mı?
- Var olan mevcut tesisler çalışıyor mu?
- Çıkan kimyasallar İZAYDAŞ’taki tesislere gönderiliyor mu?
- Marmara denizi ve tarım arazileri ne ölçüde zarar görüyor?
… Tüm bu soruların cevapları verilsin ve kamu vicdanı rahatlatılsın..


