Bilirsiniz! Yazılarımın konusu büyük oranda Yalova olur.
Eğer yazıma Yalova diye başlarsam değmeyin mutluğuma!
Milattan önce Yalova ve Roma döneminde Yalova, Termal kaplıcaları sebebiyle tarih sahnesinde hep vardır. Bitinya’ya bağlı olduğu dönemlerin köy kalıntıları hala Samanlı dağlarının içlerinde mevcuttur.
Osmanlı dönemi ise 600 yıllık önemli bir kesitle karşımızda duruyor. Yalova’nın temettuat ve nüfus defterlerini inceledim. Vakıf defterlerinin bir kısmını gözden geçirdim. Mühimme defterlerine hiç bakamadım. Bunlar bir kişinin yapacağı işler değil.
Bir de Yalova’nın Milli Mücadele yıllarına ait önemli olayları mevcuttur.
Aydınlatılmamış ama mutlaka aydınlığa çıkması gereken dönem olduğuna kanaatim tamdır. Doğrusunu söylemek gerekirse düşmana karşı özverili mücadelede bulunan bazı Yalovalılar, kurtuluş mücadelesiyle hiç alakası olmayan bir takım kişilerin gerisinde kalmıştır.
İşgal yıllarında Yalova’da olmayanları cephede çarpıştıran ama Yalova’da müdafaa-i hukukun içinde olanı geri plana atan bir tarih disiplininin gelişmesine sebep olanlar da bir gün mutlaka kamu vicdanında yargılanacaklardır.
Bu bölümün aydınlatılması, Yalova’nın Cumhuriyet dönemiyle ilgili tarihinin sağlıklı başlamasına sebep olacaktır. Mesela 1920 ve 1921 yıllarına ait tapu defterleri 16 cilt olarak günümüze kadar gelmiştir. Bu tapu kayıt defterleri incelendiğinde arazi paylaşımının nasıl gerçekleştiğini ve hangi ailelerin işgal sebebiyle tarih sahnesinden silindiğini anlamak mümkün olacaktır. Yalova’da arazi intikallerinin miras yoluyla gitmediğini en güzel örnekleriyle bu tapu kayıt defterlerinde görmek mümkündür.
Bu sağlıklı temeli attıktan sonra divanı harp tutanaklarını ve İstiklal Mahkemesi kayıtlarını inceleyip doğru bir analiz yapmak mümkündür. Milli Mücadele’ye destek verdiği için Divan-ı Harb-i Örfi mahkemelerinde yargılananlarla kurtuluş mücadelesini kesintiye uğratmak için çaba gösterenlerden İstiklal Mahkemesi tarafından yargılananları iyi tespit etmek lazımdır. Bir de Atatürk Yalova’ya gelip giderken ortalıktan kaybolan ama Atatürk öldükten sonra Yalova’ya dönüş yapanların hikâyelerini ve elde ettikleri gayrimenkulleri incelemek lüzumludur diye düşünüyorum.
Buraya kadar saydığım sebepler göz önüne alınırsa galiba Yalova için yeni bir Kurtuluş Savaşı Anıtı yapmak lüzumlu hale gelecektir.
Atatürk’ün Yalova güncesi de noksandır. Bütün bunların yanında Yalova’yı en çok ziyaret eden devlet adamı İsmet İnönü’dür. Daha doğrusu en çok Yalovalı tanıyan devlet başkanı İsmet İnönü’dür. İşin bu tarafını da çalışmak gerekir.
Cumhuriyet dönemi Yalovasıyla ilgili sayısız belge var ve ulaşmak mümkündür. Fakat sistemli bir çalışma yok desem yanlış olmaz.
Bunları niye yazdım?
Belki bu konuda çalışmaya hevesli gönüllü birileri vardır.
Yol göstereyim dedim.
Kimse Yalova’nın tarihine hayallerini katma hakkına sahip değildir.
Sonrasında ne olur biliyor musunuz?
Biri çıkar, her yalanı gerçeklerin içinden ayıklar ve yalan söyleyen kamu vicdanı önünde sadakatsizlik suçuyla mahkûm olur.
Bir Yalovalı olarak Yalova halkının böyle bir gazabına uğramak geçekten üzücüdür.
İnşallah Yalova’yı yazmaya devam edeceğim.
Kubbede bir hoş seda kalsın istiyorum.
Bir de…
Doğduğum, büyüdüğüm bu kenti çok seviyorum.