Sevgili dostum. Seni bilmem amma ben utanıyorum. Öldürülen çocuklardan, gözyaşı döken kadınlardan, benden daha büyük olan yaşlılardan, onurundan Gazze’yi terk etmeyen Osmanlı torunlarından utanıyorum. Hatta kedilerden köpeklerden, büyük baştan, küçük baştan, yerdeki karıncalardan, kuşlardan, ağaçlardan, açan gülü koklamaktan, sokağa çıkmaktan, katil benmişim gibi insanlara bakmaktan, boş konuşmaktan utanıyorum.
Bırakın Yahudiliği, Hristiyanlığı, Müslümanlığı, bırakın Aleviliği, Bektaşiliği, Sünniliği, bırakın dinsizliği, dindarlığı, bırakın Türklüğü, Kürtlüğü, Arap ve Acemliği, bırakın garplı şarklı, Avrupalı olmayı, her şeyi bir kenara bırakın, kim olursanız olun, sizi bilmem amma ben insanlığımdan, insan olmaktan, bir şey yapamamaktan utanıyorum. Yazmaktan, konuşmaktan, susmaktan, yaşamaktan, uyumaktan bile utanıyorum. İçtiğim su boğazımdan geçmiyor, yediğim ekmek boğazıma düğümleniyor, yer yarılsa yere girsem diyorum, gök kubbe üstüme geliyor, toprak bile basma üstüme diyor, yürürken topraktan utanıyorum.
Dedeleri Filistin’den toprak sattı diye iftira atanlar, sattı diyelim. Yahudiler İsrail’i toprak satın alarak mı kurdu? Satın alıyorsanız torunlarını öldürmek niye, toprağını satan dededen ölüme meydan okuyan, zalimin tankını tüfeğini, on yaşında taşla vuran torun çıkar mı? Onur abidesi o çocuğun yüzüne bakmaktan utanıyorum. Belki de Yahudi’ye acımış kucak açmıştır, tıpkı bizim gibi. İspanya’da yok edilen Yahudileri donanma gönderip, Osmanlı toprağı olan Selanik’e getiren ecdadımız gibi, birinci Dünya Savaşı’nda İngilizlere istihbarat toplayarak, Osmanlı’yı arkadan vuran Yahudileri, 2. Dünya Savaşı’nda Avrupa’da Almanların yenilmesi için, arkadan iş çeviren, İngilizlere çalışan, bu yüzden Almanlar tarafından soykırıma uğrayan, İngilizler tarafından Filistin’e taşınan, Filistinlilerin merhametine sığınan, İngilizler tarafından Siyonist bir devlet sözü alan Yahudiler, inanın size olan merhametimden utanıyorum. Varsa ben Osmanlı’yım diyen Yahudi ona da saygı duyuyorum. Sözüm size İngilizler, Yahudilere devlet kurdunuz, ilk tanıyanlardan biri de biz olduk sayenizde. Osmanlı’dan atmış tane küçük küçük devlet kurdunuz. Bir tane de başkenti Kudüs olan Filistin devleti kuraydınız, gücünüz mü yetmedi yoksa Müslümanlar bir araya gelmesin diye, sinsi planlarınız mı vardı, hala var mı? Mısır İsrail savaşında İsrail yenilmişken korumalığını Amerika’ya devredip dünyadaki bütün Yahudilerden koruma bedeli alarak savaşa müdahil olan Amerika’ya dünya hakimiyeti sözü verdiniz. Bunları bilip sizinle aynı masaya oturduğum masadan utanıyorum. Çekin elinizi Filistin’den, Suriye’den, Libya’dan ve tüm mazlumlardan. O masum çocukların kanı, kadınların gözyaşı bir gün sizi boğacak. Merak etmeyin sizi boğanlar sizin büyütüp beslediğiniz terörist devletler olacak. En başında da İsrail olacak, daha küçük biraz daha büyütün. Sen de büyüt Müslüman, en iyi mallar, içecekler, para altın Yahudi’de büyüt büyüt ki önce senin sonun gelsin. Yahudi sigarası içen adama, kola içilen masaya selam vermeyeceğim. Çünkü verdiğim selamdan utanıyorum.
Nerede Osmanoğulları nerede kıyam
Geldi mi yoksa kıyamet ahır zaman
Nerede Halit nerede, Ömer nerede Ali
Nerede haşmetli Abdülhamit Han
Ey Selahattin Eyyubi kalk ve uyan
Bak yok oluyor bir avuç Müslüman
Taşla direniyor Kudüs’ün çocukları
Yok olursa kalmayacak koruyan
İlk kıble Mescidi Aksa değil mi
Ne farkı var bir düşün Kabe’den
Atma öyle kafadan heybeden
Aklını başına al kıyamet gelmeden.
Boşa bekleme kimse gelmeyecek
Sen diril kimse öldürülemeyecek
Gitsen de gitmesen de mazlumlar
Kıyamete kadar seni bekleyecek
Bu gün düştüğün duruma bir bak
Ne duruyorsun artık ayağa kalk
Bir daha sakın oturma yakışmıyor
Olma istemem aç gözlü ne de korkak
Yeter artık kendimden utanıyorum
Okuduğum kurandan utanıyorum
Secde ettiğim secdeden utanıyorum
Mescidi Aksa’dan utanıyorum
En çokta Allah’tan utanıyorum.