<>.theiaStickySidebar:after {content: ""; display: table; clear: both;}
RECEP AMCA’DAN GENÇLERE ALTIN TAVSİYELER
‘MANEVİYAT MADDİYATTAN DAHA ÜSTÜN’
Haber \ Büşra GÜNDÜZ
Yalova’da berberlik mesleğinin duayenlerinden biri olan Recep Aymaz, 1966 yılında berber olan babasının yanında mesleğe ilk adımını attı. 1981 yılında babasından devraldığı dükkânın başına geçen Aymaz, 44 yıldır ustalıkla bu mesleği sürdürüyor. Yılların birikimi ve tecrübesiyle Yalova’da birçok kişiye hizmet veren Aymaz, 2024 yılında ‘Yılın Ahisi’ seçilerek mesleğine olan bağlılığını bir kez daha kanıtladı.
İLK USTASI, BABASI
Aymaz, 44 yıllık mesleki tecrübesinin başlama serüvenini şöyle anlattı: “1966 yılının sonbaharında Akköy’den Yalova’ya geldik. O zaman 9 yaşımdaydım. Babamla beraber bu mesleği öğrendim. 1981 yılında ise kendim vergi mükellefi oldum. O zamandan bu zamana berberlik mesleğime devam ediyorum.”
‘MANEVİYAT MADDİYATTAN ÜSTÜNDÜR’
Günümüzde tüketim toplumunun hâkim olduğunu söyleyen Aymaz, gençlere de önemli tavsiyelerde bulundu. Aymaz, “Gençlik hep harcama peşinde. Çırak yok. Üç ay sonra çekip gidiyor. Ben burada 30 tane çırak yetiştirdim. Çıraklık Eğitim Merkezi’nde komisyon başkanıydım. Herkes ağlar- bağırır ama ben memnunum. Hep maddiyat değil bu dünyada. Bana göre maneviyat daha üstün. Çünkü ben neslime ne bırakacağım? Maneviyat bırakacağım. Para bugün var, yarın bitti. 70 yaşımdayım. Daha 70 yıl daha yaşayabilecek miyim? Karnımı doyuruyorum, torunuma harçlık veriyorum. Daha ne olsun?” ifadelerini kullandı.
‘25 KURUŞU KENARA KOYACAKSIN’
“Hayatta en büyük destekçim hanım” diyen Recep Aymaz, yol arkadaşından da özenle bahsediyor. Aile hayatına ilişkin de bilgiler paylaşan Aymaz, “Bu dükkândan kazandığımla iki çocuğumu okuttum. Herkes ‘Para kazanamıyorum’ diye ağlıyor. Berber gibi kazanıp da ağalar gibi yaşarsan; ne çocuğun yetişir ne de kendin yetişirsin. Bize böyle öğrettiler. Rahmetli babam bize derdi ki; günde 1 lira kazandın, bunun 75 kuruşu senin, 25 kuruşu senin değil. 25 kuruşu kenara koyacaksın. Şimdi millet dayanıyor kredi kartına, sonra devlete kızıyor, hükümete kızıyor” şeklinde konuştu.
‘GENÇLERİN ÇOK ÇALIŞMASI LAZIM’
Eskisi gibi çırak yetişmediğini belirten Recep Aymaz, “Herkes çocuğu mühendis olsun istedi. Mesela ben de ‘Mühendis yapayım da benden daha iyi yaşasın’ diye düşündüm. Benden iyi mi yaşıyor? Hayır, yaşamıyor. Biz şimdi Cumartesi-Pazar çalışıyoruz. Onlar gece 12’ye-1’e kadar çalışıyor. Bu mesleklerin bitmemesi gerekiyor. Gençlerin çok çalışması lazım. Diyecekler ki ‘Biz çalışıyoruz.’ Muhakkak o gençlere dönecek. Bize dönmeyecek. Üretim olmadığı sürece ülkede bir şey olmaz. Üç tane öğreteceksin, Beş tane öğreteceksin” dedi.
‘ESKİDEN ÜRETİM MODAYDI’
Eskiden köy hayatının çok daha üretken olduğunu belirten Aymaz, geçmişle günümüzü kıyaslayarak şu sözleri dile getirdi: “Eskiden benim köyümde herkesin kapısında en az 10 tavuk vardı. Şimdi git, bir tane bulamazsın. İki tane kuzu vardı, beş tane keçi vardı. Ağaçtan meyveler yere dökülüyor, onu toplayıp satmıyor.”
‘ÇOCUKLAR ARTIK SOKAKTA OYNAMIYOR’
Çocukluğunda yaşadığı zorlukları da anlatan Aymaz, eski zamanların bilinçli ve emekle yoğrulmuş bir nesil yetiştirdiğini vurguladı: “Ben 8 yaşındaydım, 9 yaşında yoktum. Akköy’den kalkıyorduk, Termal’e yürüyerek gidiyorduk. 10 tane yumurtayı sepete koyup satıyorduk, sıcak sıcak. Bu bilinç kalktı. Büyük para mıydı? Değildi. Benim o zaman 26 lira param birikmişti. 26 lira büyük para o zaman. Şimdi nerede bu? Ver çocuğa, gidelim kafeye. Ver çocuğa, hadi tiyatroya. Çocuklar artık sokakta oynamıyor ki, ekran başında. Hayatı bilmiyor, öğrenmiyor. Çocuk düşecek, kalkacak, öğrenecek. Nereden yarar geleceğini, nereden zarar geleceğini. Bütün suç anne ve babada. Kendi çocuklarıma da öyle söylüyorum; suçun büyüğü bende ama sen de hatalısın. Üretmeden hiçbir nesil ilerleyemez.”