Başkalarını bilemeyiz. Ancak HABERCİ olarak biz..
BÜYÜK ACININ 23. YILINDAYIZ..
Bugün; 1999 Marmara depreminin 23. yıldönümü…
Yitirdiğimiz canlar; analar-babalar, kardeşler-çocuklar, komşular-dostlar-arkadaşlar…
Bir anda değişen hayatlar…
Yaşamını yitirenler, çaresiz kalanlar; acı ve keder içindeki Yalova insanı…
Büyük depremin sonrasında önce saatler-günler geçmek bilmedi…
Sonrasında haftalar-aylar boyunca yaralarımızı sarmaya, olan-bitene, yaşadıklarımıza adapte olmaya çalıştık…
Ve aradan yıllar geçti…
Unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız derken…
Maalesef; önce alıştık, sonra da unuttuk gibi oldu…
…………………….
Bugün, dile kolay, tam 23 koca yıl geçtikten sonra o günü, o acı dolu anları bir kez daha büyük bir hüzünle, kaybettiklerimizin acısıyla anıyoruz…
Kimimiz dinmek bilmeyen acıyla bir kez daha sarsılıyor, kimimiz ise sevdiğimiz insanların acısıyla kavruluyoruz…
…………………..
Yalova’mızın demografik yapısı değişti; farklı kesimlerden insanların yaşadığı bir şehir olan Yalova çok daha farklılaştı, çok daha farklı kesimlerden, farklı kültürlerin bir arada yaşamaya başladığı bir şehir oldu…
Öncesinde farklılıkları bir zenginlik haline getirmiş olan Yalova, 1999 depremi sonrası yaşadığı değişime hala ayak uydurabilmiş, toparlanabilmiş, doğru ve planlı bir yapılaşma ile olması gereken adımları atabilmiş değil…
Düşünün; 23 yıldır saçma sapan bir zemin+3 kat uygulaması yüzünden, yıkılması gereken yorgun-bitkin, sağlıksız yapılardan hala daha kurtulabilmiş değiliz. Son alınan karar ile yılların bu ihmalinden ne kadar çabuk süre içerisinde kurtulur, yıkılacak sağlıksız binaların ardından, 2021 deprem yönetmeliğine göre inşa edilecek binalarda çoluk-çocuğumuzun, sevdiklerimizin sağlıklı, deprem güvenlikli binalarda yaşamasını sağlayabiliriz; bilemiyoruz…
Aslında doğru yapılaşma için ideal olan, yeni bir yaşam merkezi oluşturmak, böylece kat sayısına takılı kalmadan sıkıntıyı aşmaktı; ama olmadı. Burada Yalova olarak açmazımız, 5-6 katlı bir binanın yıkılıp yerine 4 katlı binaya mahkum edilmesiydi; o açmazdan ancak kurtulabildik. Artık yıkılacak bina kaç katlıysa o kat sayısı korunacak…
…………………..
Bir taraftan işin psikolojik tarafı… Bir yandan olayın sosyolojik yönü ve nihayetinde fiziki yapılanma…
23 yıl az bir zaman değildi; zamanı doğru kullanamadık…
Diliyor ve umuyoruz ki; bu açığı mümkün olan en kısa sürede kapatır ve öncelikli olarak merkezde on binlerce insanımızın tamamının sağlıklı konutlarda, sağlıklı iş yerlerinde nefes alıp vermelerini sağlarız…
………………………
Şehrimiz 1. derece deprem kuşağında ve depremler her zaman oluyor; olacak. Bu gerçeği değiştiremeyiz. Ancak şehrin yönetenleri doğru zamanda doğru adımları atarlarsa; en azından büyük depremlere daha hazırlıklı yakalanırız; daha az kayıpla, daha az hasarla atlatırız…
……………….
Bir kez daha kaybettiklerimize Allah’tan rahmet, kalanlara sabır ve başsağlığı diliyor, bir daha böylesi acıları yaşamamayı, böylesi felaketlerden en az kayıpla, hatta mümkünse kayıpsız çıkabilmeyi temenni ediyoruz…
