Hiçbir şeye ‘Mümkün değil’ denmemelidir. Son 200 yılda bile aklımıza hiç gelmeyecek şeyler gerçek oldu. Bir şey gerçekten mümkün olmasa bile o şeyle meraklıların uğraşması engellenmemelidir. Çünkü o şeyle uğraşmak farklı yolları ve kapıları açabilir. Ülkemizde kendi köylerine henüz elektriğin gelmediği zamanları anlatan insanlar hala var. O zamanlar ve şimdi mümkün olmadığına inanılan şeyler bir zaman sonra gerçeğe dönüşebilir. Babam da cep telefonunu ilk duyduğunda böyle bir şeyin olabileceğine inanmamış. Ben çocukken cebe sığabilen bilgisayarlar hayal ederdim ve 10 yıldan fazladır akıllı telefon sahibiyim.
Kopernik’in kitabı ancak öldükten sonra yayınlanabildi. Alfred Wegener, ancak öldükten sonra kabul gördü. Tekerlek aslında Amerika kıtasında da keşfedildi ama Avrupalıların gelişine kadar sadece oyuncaklarda kullanıldı. Daha böyle neler var. Wright kardeşlerden önce havadan ağır birşeyin uçmasını hayal edemiyorlardı. İlk cep telefonu çıktığında kablo olmadan nasıl çalışabildiğini anlayamayanlar vardı. İlk trenler ve arabalar çıktığı zaman insan bedeninin saatte 30 km’den hızlı hareket edildiği takdirde zarar göreceği söyleniyordu.
Peri masallarını severim. Eskiden peri masalı olan pek çok şey şu anda gerçek. Özellikle çocukların hayallerini öldürmeyin. Hayaller çok önemlidir. Teknolojik tekillikten bahsediliyor. Tekillik denmesinin sebebi, Teknolojik Tekilliğin gerçekleşmesinden sonrasını hayal edemiyor oluşlarındandır. Çok daha müreffeh bir dünya gelecek ondan sonra. Tıpkı sanayi devrimi gibi bir devrim. Belki daha bile büyük. Yapay zekanın kendi kendini upgrade etme ve verilen bilgileri işleyip yeni veri ürettikten sonra kendi başına o yeni verilerden de veri üretebilme noktasına, bilgi patlamasının başlangıcı deniyor. Yapay zekanın insanoğluna tehlike olduğunu söylüyorlar. Bence hiç değil. Zaten bilimi engelleseniz ve sansürleseniz bile sonsuza kadar durduramazsınız. Geçmişte durduramadıkları örnekler var. Ayrıca günümüzde hem devletler, hem de şirketler arasında tıpkı soğuk savaşın nükleer ve uzay yarışları gibi bir yapay zeka yarışı var. Dolayısıyla kimsenin durma lüksü de yok. Teknolojik tekillik bence her an gerçekleşebilir. Belki gerçekleşti bile ama henüz haberimiz yok. Zaten bu olay gerçekleştiğinde belli bir süre gizli bir laboratuvarda sır olarak saklanması şaşırtıcı olmaz.
Düşünmenin ve sorgulamanın çağını getireceğiz. Yanılıyor olamazlar mı? Hatta yanıltıyor olamazlar mı? Neden kimse bana ‘İsteyene Porsche, isteyene Rolls Royce’ veya ‘Satürn’de halka manzaralı ev’ dediğimde inanmıyor? Neden hayal aleminde gezdiğimi düşünüyorlar? Kaldı ki hayal aleminde gezmek neden kötü birşey olsun ki? Bunlar için illa teknolojik tekilliğe de gerek yok. Hali hazırda pek çok şey var yararlanabileceğimiz ama onlardan haberimiz bile yok. Gerçi şu da var ki dünyada çile asla bitmeyecek. Günümüz dünyası aslında sanayi devrimi öncesinden çok daha müreffeh ama sonuçta çile bitmedi. Kolomb ile gerçekleşen kıtalar arası ürün alış verişi ile daha da önceki ağır pulluğun keşfi ve uygulanmaya başlanılan farklı tarım teknikleri de hayatı daha müreffeh kılmıştı.
Aslında dünyamız şu anki teknolojimizle bile trilyonlarca insana yeter de artar bile. Ama uzay bize çok daha geniş araziler vaadediyor. Şu anda ise ikisinden de çok uzağız. Neden? Hayal kurmayı mı unuttuk? Aksine günümüz dünyası hayalleri öldürüyor. Olan icatları bile sansürlüyor ve bastırıyoruz. Andromeda’ya gitmek neden hayal olarak kalsın? Veya mesela gaz devlerinde en azından Marmara denizi büyüklüğünde havuzlar inşa edip eti veya oyunculuğu için balina yetiştirmek neden olmasın? Daha hayal edilebilecek neler var… Herşey bir hayalle başlamadı mı? Sanayi devriminin başı buhar motoru değil mi? Aslında Roma zamanında da Buhar Motoru var ama sanayi devrimi yaratmakta kullanamamışlar. Yapabilseler belki Roma çökmeyecekti. Leonardo da Vinci bu tarz neler neler yaptı ama kimse yüzüne bile bakmadı. İcadından kaç zaman sonra kıymeti bilinen neler var… Ama bir de birilerinin çıkarları var. Telgraf gelince atlı posta bitti. Yazıcılar matbaa’nın gelmesini istemedi çünkü işlerinden olacaklardı. Günümüzde böyle şeylerden elde edilen değer belki trilyonlarca dolar. Gerçekleri haykıranlar ise ‘Komplo teorisyeni’ damgası yiyor. 2+2=5 işlemi zorla kabul ettirilirse, 2+2=4 diyenlere ne denir? Onlara nasıl gözle bakılır?
Ben, daha müreffeh bir dünya istiyorum. Bu dünyada sadece Global Plütokratların değil hepimizin yaşama ve mutlu, huzurlu olma hakkı olduğuna inanıyorum. Var mısınız?