Haber / Zeynep TAŞTAN
Erozyonla Mücadele Haftası kapsamında, TEMA Vakfı Yalova İl Temsilcisi Arzu Demir tarafından biyolojik çeşitliliğe ve biyolojik çeşitlilik kaybının nedenlerine dikkat çekmek amacıyla, “Biyolojik çeşitlilik iklimimiz, şifamız, gıdamız ve mirasımızdır” sloganıyla düzenlenen yürüyüşe Yalova’daki 6 okuldan, 40’dan fazla öğretmen, 500’den fazla öğrenci ve TEMA Gönüllüleri yoğun katılım sağladılar. Yalova Deprem Anıtı önünde başlayan yürüyüş, TEMA Yalova İl Temsilciliği tarafından Kent Müzesi yanında açılan stantta sonlandı. TEMA Vakfı Yalova Merkez İlçe Sorumluluğu ve Yalova Belediyesi katkıları ile açılan stantta biyolojik çeşitliliğe ve biyolojik çeşitlilik kaybının nedenlerine dikkat çekildi, erozyonla ilgili bilgiler verildi. Ayrıca Yalova Belediyesi standa katılan ziyaretçilerin her birine özel olarak hazırlanan tohum dikim kiti hediye ederek, oluşturulan farkındalığa katkı sağlayarak destek oldu.
‘Erozyonla mücadele biyolojik çeşitliliğin de korunması demektir’..
Etkinlikte TEMA Vakfı Yalova Merkez İlçe Sorumlusu Saffet Yıldız, toprağın karasal biyolojik çeşitliliğe ev sahipliği yapan en temel doğal varlığımız olduğunu hatırlatarak, “Toprak, karadaki tüm canlıların yaşamını sağlayan ve iklimi düzenleyen bir doğal varlıktır. Böcekler, mantarlar, kuşlar, sürüngenler, memeliler gibi karadaki tüm tüketici canlı gruplarının yaşamı bitkilere bağlıdır. Bitkilerin yaşamı ise; kökleriyle tutunabileceği toprağa, topraktaki suya, besin elementlerine ve toprak canlılarına bağlıdır. Başta azot olmak üzere topraktaki çok sayıda besin elementini bitkiler için kullanılır hale getiren topraktaki canlılardır. Hatta bitkilerin hastalıklara karşı dirençli, sağlıklı olmasını sağlayan da toprağın erozyona karşı direncini artıran da toprak canlılarıdır. İçinde canlıların bulunmadığı toprak üretken değildir, ölüdür. Sağlıklı bir kaşık toprakta dünyadaki insan sayısından fazla canlı bulunur. Toprak canlılarının en yoğun olduğu kısım ise; organik maddenin en yüksek olduğu üst topraktır. Ne yazık ki erozyon, onların yaşam ortamı olan üst toprağı alıp götürüyor. Erozyonla birlikte topraktaki biyolojik çeşitlilik ve biyolojik aktivite de giderek azalıyor. Bu nedenle, erozyonla mücadele sadece toprak üretkenliğinin ve sağlığının korunması değil, üzerinde yaşattığı bitkilerin ve diğer canlıların yani biyolojik çeşitliliğin de korunması anlamına geliyor” dedi.
Ülkemizde görülen erozyon, dünya ortalamasının 4 katı..
Yıldız; Her yıl ülkemizde 648 milyon ton toprağın erozyona uğradığını, bunun da 1 hektar toprakta 8.24 ton toprağa eşdeğer geldiğini belirten Yıldız, “Dünya ortalamasının 2.08 ton/hektar olduğu dikkate alındığında ülkemizde görülen erozyonun dünya ortalamasının 4 katı olduğu görülüyor. Gıdamızı ürettiğimiz tarım topraklarımızın %39’unda, meraların ise %54’ünde erozyon görülüyor. Gıda üretiminin giderek çok daha önem kazandığı dünyamızda topraklarımızın sağlığının, üretkenliğinin korunması için tarım arazilerinde, çiftçilerimizin erozyona karşı alabilecekleri önlemler hakkında bilgilendirilmeleri ve erozyon kontrol çalışmaları yapmaya teşvik edilmeleri gerekiyor. Ayrıca, erozyonla bozuluma uğramış tarım toprakları ve meralarda restorasyon çalışmalarının yapılması gerekiyor” diye konuştu.
‘180 ülke arasında 178. ülkeyiz’..
Biyolojik çeşitliliğin korunabilmesi için korunan alanların da artırılması gerektiğini kaydeden Yıldız, “Birleşmiş Milletler Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi kapsamında belirlenen, 2020 yılına kadar karasal ekosistemlerin %17’sinin ve denizel ekosistemlerin %10’unun koruma altına alınmasını öngören Aichie hedeflerine büyük ölçüde ulaşılmakla beraber, bunun tek başına yeterli olmadığı biliniyor. Ülkemiz sahip olduğu zengin biyolojik çeşitliliğe rağmen doğal ekosistemlerin muhafazası ve sınırları dahilindeki tüm biyolojik çeşitliliği korumaya yönelik eylemler bakımından 180 ülke arasında 178. sırada yer alıyor” diyerek, korunan alanların ülke alanına oranının %8.9 olduğunu bildirdi.
‘Biyolojik çeşitliliğin öneminin farkına varalım’..
Yıldız, “Biyolojik çeşitlilik, dünyadaki yaşam çeşitliliğidir. İklimimiz, şifamız, gıdamız ve mirasımızdır. Çeşitlilik ne kadar fazlaysa ekosistemler de o kadar güçlü ve değişen çevre koşullarına karşı çok daha dirençli olur. Bu sebeple, doğanın üretkenliği ile doğanın sağladığı yaşamsal önemi olan hizmetler ve buna bağlı olarak da insan refahı artar. Toprağımızın ve biyolojik çeşitliliğin öneminin farkına varalım, doğayla uyumlu yaşayalım. İklimimizden, gıdamızdan, sağlığımızdan ve mirasımızdan olmayalım. Lütfen farkında olalım” ifadelerini kullandı. Yürüyüş sonunda Yalova Belediyesi’nin destekleriyle hazırlanan stantta, biyolojik çeşitlilik kaybının nedenlerine dikkat çekmek amacıyla farkında mısınız etkinliği düzenlendi. Stantta öğrencilere Yalova Belediyesi tarafından hazırlanan tohum dikim kiti hediye edildi.