Sevgili dostum. Tam bundan bin yıl kadar önse, Selçuklu Devleti’nin ihtişamına ihtişam katan, büyük vezir Nizamülmülk’ün siyasetname adlı eserinin, bu günlerde daha iyi anlaşılması ve okunması gerektiğine inanıyorum. O günün şartlarında Selçuklu’ya anayasa olan, siyasetname adı altında yazılan bu eser, bu günün yorumlarıyla bize ve bizden sonra devam edecek, İslam alemine rehber olacaktır. Devlet adamı yetiştirme adına kurulan nizamiye medreseleri, araştırıldığında bize çok şey anlatmaktadır. Ecdadımız bize çok büyük bir medeniyeti, miras olarak bırakmış. Tek yapacağımız bu mirasa sahip çıkmak, yeniden Dünya’ya huzurun ve barışın kapılarını aralamaktır. Buradan göğsünde Selçuklu arması ve ay yıldızlı bayrağıyla, uzaya giden Gezeravcı’ya ve Ay’da bir tepenin adı verilmiş olan, Selçukludan bile iki asır önce yaşamış, gök bilimcimiz Fergâni’ye selam olsun.
Siyaset ve din, iki kardeş gibidir diyen Nizamülmülk’e, haddim olmayarak ilaveten, günümüz siyasetinde, siyaset ve din, iki göz, iki ayak, iki el gibi olmalıdır diye ilave ediyorum bende. Biri olmazsa yarım olur bilincine, şuuruna sahip olmalı bu millet ve bu uğurda elinden geleni yapmalı. Millet kendi içinden yetiştirdiği, tıpkı Nizamülmülk’ün kurduğu, Nizamiye medreselerinde, dindar, güvenilir, dürüst, liyakat, adalet ve cesaret sahibi, devletine, milletine hizmetten başka bir şey düşünmeyen idareci, dini bütün insanları, kendine idareci yaparak onlara hem itaat, hem de yardım eden bir düşünceye sahip olan, bir millet, var olmadıkça devlet kurulmuş sayılmaz, sayılamaz. Kurulmuş bile olsa, huzur tam tesis edilemez. Yük din ve devletin omuzlarında olmazsa, bütün yükü diğeri çeker. Siyaset ve dini bir birinden ayırmak, huzursuzluğun kapısını aralamaktır. Din eğitimi, insanların ahlaklı, düzenli, iyi huylu olmasına, hak hukuk bilir yetişmesini sağlamak için, hukuk eğitimi almasına, adil idareci olmak için, adalet eğitimi sağlamak gerekli ve zorundadır. Bu yüzden siyasetçiler ve halk yetişmiş ve kendini yetiştirmiş, alimlere muhtaçtır. Ahlaklı siyasetçiyi, onu başına getirip ona yardım edecek halkı, ancak alimler hazırlar. Alimi olmayanın alemi de olmaz. Siyaset, ancak din eğitimi alanların içinde, idarecilik vasfına kim sahipse onun işidir. Müslüman bir ülkede, ne siyaset yapanlar dinden uzak, nede dindarım diyenler siyasetten uzak yaşayabilir. Önemli olan ehil insanların siyaset yapmasıdır. Elbette herkes kendini ehil ve liyakatli görür. Siyasete soyunmadan önce ön eğitim alınmalıdır. Kim ne iş bilirse bilsin, siyasette doğruluk ve ehil olmak şarttır. Bu yüzden ahlak sahibi, dürüst, inandığını yaşayan insanlar, kendilerini yönetecek, adalet sahibi, ahlaklı ve dürüst kişileri yetiştirmek zorundadır. Onlara hem görev vermek hem de yardım etmek, ilahi bir emirdir. Eğer bir birinden ayrı der, yada ayırmaya kalkarsanız, fitneyi durduramazsınız. Halk dinden uzak, devlet dine yakın olursa, devlet ayırım yapıyor diye fitne çıkar. Yok eğer devlet dinden uzak, halk dinini yaşıyorsa devlete itaat sorunu çıkar. Çünkü Allah cc sizden olan ululemre itaat edilmesini istiyor. O zaman Müslüman bir toplumda, sizdenim demek yetmiyor, sözüyle özüyle, yaşantısıyla sizden biri olması gerekiyor. Hatta sizden daha dindar, daha adaletli ve merhametli olması gerekiyor. Fakat biz nasılsak, öyle idare olunuruz sözünü asla unutmamak gerekiyor. Güçlü devlet olmanın tek yolu eğitimden, millet olmaktan, bize yol gösterecek olan Kuran ve Sünnetten haberdar olmaktan, onlardan beslenmek ona göre hayat kurmaktan geçtiğini, bilmekten ve yaşamaktan geçtiğine önce samimiyetle inanmak gerekiyor. Huzurun tek kaynağı olduğuna inanmak, yaşamak, ona göre hayat kurmak gerekiyor.
Velhasıl, eğitim yuvalarında, millet olmanın dışında, başka fikre yer verilmemesi, önce birliğin sağlanması, iyilikte, bilgide, ahlak ve onurlu olmada yarışılması gerekiyor.
Toplumun siyasetten haberi olup, işine bakması, işi kendi yetiştirdiği, güvendiği ehil insanlara bırakıp, onlara yardım etmesi gerekiyor. Halkın içinden çıkan, halkı yönetecek, ya da halka hizmet edecek, tüm devlet erkanının, halka tepeden bakmaması, halkın ihtiyaç ve sorunlarını güzellikle dinlemesi ve not alıp gerekli makamlara bildirmesi ve halk adına takip etmesi gerekiyor. Devlet ancak millet var olursa devlettir. Milletsiz devlet asla uzun süreli ayakta duramaz. Millet ve devlet hayra ve şerre ortaktır. Rahmette zahmette ikisinin başına yağar. Bu yüzden din ve devlet vatan, bayrakta sözüdür.
