yalovahabercihabergazetegündemgüncelson dakikaenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhpak parti
DOLAR
34,5319
EURO
36,2154
ALTIN
2.967,16
BIST
9.549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Yalova
Az Bulutlu
10°C
Yalova
10°C
Az Bulutlu
Salı Az Bulutlu
12°C
Çarşamba Açık
13°C
Perşembe Parçalı Bulutlu
15°C
Cuma Hafif Yağmurlu
14°C

SEVGİYİ  HİSSETMEK

14.07.2023 15:28
0
A+
A-

Sevgili dostum. Biz insanlar olarak, ayakta durmak,  yaşamak, var olmak için,  ihtiyaç duyduğumuz, havaya  suya, ne kadar muhtaç isek, o kadardan bir o kadarda, içimizde tuttuğumuz,  gösteremediğimiz, incir çekirdeğini bile, doldurmayan meseleler yüzünden, kırdığımız, kırıldığımız, çok sevdiklerimize bile, seni seviyorum diyemediğimiz, yüce  Allah’ın bize en büyük mirası olan, en yüce duygu olan sevgiye,  çok ama çok ihtiyacımız var.

Allah’tan bize miras olarak verilen bu sevgiyi ister artırarak gelecek nesillere taşır, ister biz ölene kadar harcar,  har vurup harman savururuz. Halbuki bu sevgiye,  Dünyada kıyamete kadar ve  ondan sonraki hayatımızda ebedi âlemde, cennette ihtiyacımız olacak. Çünkü o ezelden ebede kadar var olacaktır. Ne kadar sevmişsek, cennetteki yerimizde ona göre olacaktır. Bu yüzden her şeyden çok, her daim ona ihtiyacımız var ve ona muhtacız. Yüce Allah merhametli olduğu gibi, adalet sahibidir de, kimsenin hakkını yok saymaz. Kim ne kadar sever bu sevgiyi hissettirirse, Allah’ta ona göre mükâfatlandırır.

Önemli olan, nefisle, şehvetle, şöhretle sevgiyi karıştırmamaktır. Nefsimizin arzuladığı, bizi mutlu eden her şeyi sevgi sanlarız. Her Sabah uyandığımızda, içimizdeki boşluğu doldurmak için, yine mücadele ederiz. Halbuki gerçek sevgiyi yüreğimizde hissettiğimiz an mutlu kalkar, bunu da insanlarla paylaşır, sevgiyi hissettiririz. Biz aslında ancak ve ancak, karşılıksız, menfaatsiz sevenlerin anlayacağı bir sevgi arıyoruz. Bizde olmasa da bu sevgiyi başkasından bekleriz. Her kes böyle bir sevgiyi hakkettiğini düşünür. Ekmediğimiz sevgiyi hasat etmek isteriz. Yalnız işi fark eden karşılıksız sevenler müstesna. Siz inşallah bu müstesna yüreklere sahipsinizdir. Yüreğimizde böyle bir sevgi taşıyorsak eğer, bu sevginin bedeli yok. Karşılığı yine sevgi olan, bu sevginin karşılığını, bizi bizden daha iyi tanıyan, bize bizden daha yakın olan, kalbimizin sahibi yüce Allah verecektir. Çünkü O bizi karşılıksız sevdi, istediği tek şey O’na kulluk etmemiz, kullukta yine bizim işimize yarayacak, insan gibi yaşatacak, insan olarak Rabbimize kavuşmamıza vesile olacaktır.

Allah katında insan çok değerli, çok kıymetli, çok özel, sevmeye sevilmeye, sevgiyi hissetmeye layık biri olacak şekilde yaratılmış.  Allah’ın bu kadar değer verdiği, bizi bize emanet ettiği gibi, bizi de kendi emanetine alan, yüce yaratıcı, bize hizmet eden kainatta ne varsa hepsini, bizi yaratacağı için var etmiş, değerli kıldığı halifem dediği biz insanlara emanet etmiştir. İşin acı yanı bu kadar değerli olan insanı, çok kolay,  biz harcarız. İnanın sahibi Allah olan insanı bu kadar ucuz harcayamayız. Buna Allah cc müsaade etmez. Kulunu kıskanır, ona yapılmış haksızlığı kendine yapılmış sayar. Bu yüzden insan önce kendine emanettir. Kendini sevmeyen başkasını sevemez. Kendine değer vermeyen başkasına değer veremez. İnsanın önce kalbindeki sevgiyi kendinin hissetmesi lazım gelir. Bu yüzden Allah cc insanı eğitime almış, ve peygamberler göndermiştir. Ayrıca onlara inanan, veliler, alimler, şehitler, gaziler, cömertler ve takva sahibi bir çok insan, yine insanların içinden zuhur etmiştir. Bu insanlar Allah’ın deyimiyle Allah’tan daha çok korkmuş, Allah sevgisini kaybetmemek adına teslimiyet göstermiştir. Böylece Allah için sevmiş, sevgiyi yüreğinde hissetmiştir. Bir mümin olarak bizde alim olamasak da, takva sahibi olmamız için, önümüzde hiç bir engel yoktur. Her insan Allah sevgisinin, kalbine dokunduğunu hissettiği an, insan olduğunu anlayacak. Kalbindeki o sevginin kaynağının Allah olduğunu anladığı, fark ettiği anda, Dünya’sı değişecek, öfkesine hakim olacak, aç gözlü olmayacak, menfaatperes olmayacak, kibirli olmayacak, kimseye tepeden bakmayacak, yer yüzüne sevgiyle saygıyla bakacaktır.

Belki de huzurun, mutluluğun, kulluğun, insan olmanın tek anahtarı sevgi ve sevgiyi hissettirmek, hissetmek olduğuna ulaşacaktır.

İnsan sadece et ve kemik yığını değildir. İnsanın yalnız midesi yoktur. İnsan çok narin bir ruha da sahiptir. Ruh kablonun içinden geçen elektrik gibidir. Olmasaydı kabloya da ihtiyaç duyulmazdı. Bedenin elektriği, insanı ayakta tutan insanın ruhudur. Bu ruhun Duyguları, sevinci, hüznü, merhameti, vicdanı vardır. Ruhu taşıyan bedenin ise vicdansızlığı olduğu gibi, bunun yanında, kibri, gururu, inadı vardır. Hangisine hizmet edersen senden o çıkar. Nefis ruhun muhaletidir, rakibidir. Olmazsa insan olduğunu anlamazsın. Nefis galip geldiğinde hata yapar, ruhunla onu tımar edersin. Tımar aletin sevgiden başka bir şey değildir. O zaman vakti boşa harcamadan sevmek diyoruz. Üzülerek özür dileyerek itiraf edeyim.

Sevmiyoruz kardeşim sevmiyoruz, kendimizi bile sevmiyoruz, hatta hissetmiyoruz. Nefsimize faydası dokunmayan ruhumuzu bile sevmiyoruz. Rahmet gelirse eyvallah, zahmet gelirse hadi eyvallah. Bu  Dünya’ da sevmeyenler, sevemeyenler, sevgiyi yüreğinde hissetmeyenler, kuşlara, ağaçlara, tüm hayvanlara ve insanlara hissettiremeyenler,  merhametten kendini bile mahrum bırakanlar, ebedi alem olan, ahiret yurdunda Allah’ın merhametinden hangi yüzle faydalanacaklar.  Sizi bilmem amma, içimde umut olduğu gibi, korkuda var. O verir, fakat Dünya’da hissetmediğim, hissettiremediğim tatmadığım, tadını bilmediğim sevgiyi nasıl isteyeceğim. Hangi yüzle?

O bağışlar belki ama ben kendimi nasıl bağışlayacağım. Benden razı olmadığı halde beni cennete koysa, bana ve peygamberime inanmaktan başka razı olduğum hiç bir iş yapmadın. Bu yüzden ben adalet sahibi ve bağışlayanım, cennetimin son merhalesinde bensiz yaşayacaksın, merhametim olmasa orada da olmazdın dese, gör o zaman yanmayı. Ben Rabbimden razı olduğu cennet istiyorum. Bunun yolunun da kul olmak, Allah için sevmek, Allah için buğz etmek, kendi yüreğine ve başka yüreklere dokunmaktan geçtiğine inanıyorum. Allah’ın izniyle razı olduğu kul olmaya çalışacağım ve başaracağım.

Yazarın Diğer Yazıları
18.09.2022 15:16
12.02.2024 13:42
29.12.2023 15:24
23.10.2022 13:11
19.04.2024 12:38
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.