Bu haftaki konumu, tiyatrodan seçtim efendim. Zira gençlik yıllarımda kitap yazma tutkum kadar rol yapma, tiyatro sahnesinde olmak gibi sanatsal tutkularımda vardı. Bursa’ya tayin olduktan kısa bir süre sonra tiyatro kursuna gidip sahne tozu yutmak diye tabir edilen ışıklar altındaki heyecanı yaşadım. Bırakın sahneyi iki kişinin karşısında bile konuşamayan ben, ahşap basamakları tırmanıp sahneye adım attığım anda rolün kişiliğine bürünme hazzını yaşadım. Hayatım boyunca beni mutlu eden ve var olduğumu hissettiren hatta içimdeki başka benle tanışmama neden olan en güzel anılarım o sahnedir. Başka bedenlerde uyanmak gibi bir hissiyattır oyuncu olmak, oyuncu olmak büründüğün karaktere ses vermek onun ruhuna bürünmek ve yürüyüşüne kadar can vermektir. Size saatlerce bu hissi anlatabilirim. Rahat koltuklarda oturarak seni izleyenlerin karşısında bağırarak o karakteri anlatmanın hazzı bambaşkadır. Ve son perdede aldığın alkış ile selam verirken değdi be diye çığlık atmaktır.
Sonrasında evlenip görevimiz nedeniyle başka şehirlerde dolaşmak zorunda kalınca ve iki güzel evlatla hayatımı dolunca Nil Karaibrahimgil’in şarkısında da dediği gibi: ‘Çocuk da yaparım kariyer de’ kısmını hemşirelik ile sınırlandırdım. Daha sonra 2014 yılında ilk çılgınlığım ilk romanım ile yazarlılığa deyim yerindeyse bir koltukta ikinci karpuz misali kucakladım. Gurbete yerleşme, orayı benimseme ve koşturma hengamesinde tiyatroya sadece izleyici olarak katılmak zorunda kaldım. O koltukta otururken trans olduğumu gören herkes bu hasretimi bilir…
Deseler ki ölmeden son isteğin nedir diye?
Frida Kahlo olup sahnede onun yerine alkış almak isterim derdim. Oynayamazsam da izlerim diye düşünen ben bu haftaki tiyatro etkinliklerini duyunca oturup ağlamak istedim.
Çünkü hepsinden bittikten sonra haberdar oldum. Neden, böyle şeyler duyurulmaz, reklamı yapılmaz ya da afişi asılmaz diye bağırmak istiyorum.
Devlet dairelerinin hepsinin çılgınca birbirinden uzak yerlerine serpiştirildiği güzel şehrimde, şehir merkezine sadece haftada bir kere uğrayabilen memurların umursanmadığını düşünüyorum. Yol kenarlarını kaplayan çirkin paslı devasa panolara etkinlikler asılamaz mıydı?
Ya da internette afişleri ve reklamları yayınlanamaz mıydı? Diye kahroluyorum.
Size şimdi sadece bu hafta neler kaçırdığınızı ve kaçırdığımı yazacağım ki sizlerde üzülün diye.
14 Aralık’ta Yalova Belediyesi Çocuk Tiyatroları’nda ‘Okan Okay İllüzyon’ gösterisi vardı.
14 Aralık Yalova Halk Eğitim Merkezi ‘Suç ve Ceza’.
15 Aralık’ta Yalova Halk Eğitim Merkezi aynı gün içinde, ‘Frida Kahlo’, ‘Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu’, ‘Bir İdam Mahkumunun Son Günü’ ‘Anna Karenina’ ve ‘Ahududu’ gibi muhteşem tiyatro oyunları.
16 Aralık Raif Dinçkök Kültür Merkezi’nde ‘Kürk Mantolu Madonna’ tiyatroları.
17 Aralık Halk Eğitim Merkezi’nde ‘Herkes Kocama Benziyor’ oyunu.
19 Aralık Raif Dinçkök Kültür Merkezi’nde ‘On yıl Sonra’ tiyatrosu.
20 Aralık Yalova Kent Müzesi’nde ‘Bestelenmiş Şiirler’ dinletisi vardı.
21 Aralık Yalova Belediyesi Çocuk Tiyatrosu ‘Kırmızı Başlıklı Kız’ oyunu vardı.
21-22 Aralık Yalova Engelsiz Kafe’de ise şehrimizin hamarat kadınlarının ‘Yılbaşı Tasarım Pazarı’ vardı.
Peki siz hangilerine katıldınız? Hangilerinden haberdar oldunuz? Eğer bu etkinliklerden haberdar olmadıysanız önümüzdeki haftadan da haberdar olmayacaksınız.
Sanat halk içinse, sanatçı halk için varsa bu konuda çözüm üretilmeli. Sadece kendi sayfalarında yayınlayıp gelenler bize yeter diye düşünenler bu yanlıştan dönmeli…
Kısaca efendim; ilimizde güzel şeyler oluyor. Etkinlikler, konserler, tiyatrolar, şiir dinletileri, eğlenceler, sergiler ama biz gitmedikten sonra ne önemi var.
Orda bir köy var uzakta, o köy bizim köyümüzdür diyerek kendimi avutmayacağım. 15 Aralık sabahının erken vakitlerinde Halk Eğitim Merkezi’nin önünde nöbet tutmalı aynı gün içindeki o muhteşem eserleri hiç dışarıya çıkmadan izleyip ve ruhumu doyurmak isterdim.
Sanat dolu günleriniz olsun efendim. Sanat çok pahalı oyunların paraları çok yüksek diyenleri kabul etmiyorum. Zira sadece iki saat göbek atmanın bedeli bile daha pahalı olan eğlenceler vardı bu hafta Ve ona da başka bir hafta ayrı bir başlık açmak istiyorum…
Bu hafta size iyi gelen şeyleri izleyin, dinleyin, okuyun ve boş vakitlerinizi sanata ayırın lütfen.
Sevgi ve saygılarımla …
Haftaya görüşmek üzere …