HABERCİ’nin birbirinden kıymetli iki yorumcusu; Muhsin Sevencan ve Ahmet Özsümer.
Yıllara dayalı köklü dostluğumuzun olduğu, değer verdiğim iki insan bu haftaki yazılarında benzer konulara değindiler.
Muhsin hocam RES’leri, Ahmet kardeşim GES’leri gündeme taşıdı.
………………..
İyi bir G.Saraylı olarak biliyorum, bundan 3-4 yıl önce şampiyon kadrodan Sevilla’ya sattığımız bir orta saha oyuncumuz vardı: REGES.
G.Saray Fernando Reges’in boşluğunu yıllardır dolduramadı; REGES hep arandı.
Muhsin hoca RES’ten, Ahmet kardeşim GES’ten bahsetmişken benim de REGES’i anmadan geçmem olmazdı tabii!!
…………………
İşin esprisi bir tarafa..
‘Tepemize dikilecek RES’ler’ başlıklı yazısında Muhsin Sevencan, özetle şöyle dedi: “Dağın tepelerinde toprak hafriyatı yaptılar. Yağmur yağdığında dereler artık su akmıyor. Çamurları tarlalarımıza indiriyor. Kontrolden çıkmış bir RES saldırısına maruz kaldık. ‘Enerji elde edecekler’ deyip vatan-millet-memleket adına ses çıkarmadık. Taşeron Türk firmaları işleri Alman şirketlerine devretmiş. Bu gidişle halimiz harap. Test direklerini gelip köyümüzün tam tepesine diktiler; bu haksızlık.”
Ahmet Özsümer ise Çarşamba günkü yazısında, Cumhurbaşkanlığı genelgesine atıfta bulunarak, karbon salınımını 2030’a kadar % 50 azaltmayı, 2050’ye kadar da tamamen sıfırlamayı hedefleyen Yeşil Mutabakat’a şimdiden gerekli önemin verilmesini, termik santraller ve RES projelerine sağlanan desteklerin GES projelerine de sağlanmasını, GES projesine yönelen OSB’lere ve KOBİ’lere özel imkanlar tanınmasını istedi.
………………..
Rüzgar enerjisi için; yer seçimleri, fizibiliteler ve denetimler büyük önem arz ediyor. Güneş enerjisi için ise; gerekli imkan ve avantajların sağlanması, dünyanın kabul ettiği ve Cumhurbaşkanımızın da genelge ile ilgili kurumlara önerdiği ‘Yeşil Mutabakat’a uygun hareket edilmesi bekleniyor.
……………..
G.Saray REGES’ten doğan boşluğu dolduramadı; orta sahasındaki enerjiyi kaybetti..
Ülkemiz RES ve GES’leri doğru kullanır, zamanlama hatası yapmaz, bilime ve doğaya uygun hareket ederse enerjideki boşluğu çevre ve doğayı koruyarak doldurmuş olur ki..
Beklenen ve istenen de tam olarak bu…