Anlattık anlamadınız; yazdık-çizdik okumadınız..
Yalova’yı yönetenlere sesleniyoruz: YAŞANACAKLARDAN HUKUKEN VE VİCDANEN SİZLER SORUMLUSUNUZ!
OLASI BİR DEPREM FELAKETİNDE SOKAĞA NASIL ÇIKACAKSINIZ?
Yalova’nın bütününe yönelik fayda sağlayacak tüm yatırım girişimleri askıda kalırken, her ne hikmetse ısrarla takip edilen ve sonuç aşamasına getirilen tek yatırım Bağlarbaşı mahallesinde planlanan kentsel dönüşüm.
Koçal ve Salman dönemlerindeki yerel yönetimlerin üzerinde hem fikir oldukları tek proje belki de bu. Üstelik deprem gerçeği göz önüne alındığında ön planda tutulması gereken çok daha önemli imar konuları varken ve yıkılıp yerlerine yenilerinin yapılması gereken yığınla bina olduğu yerde dururken siyaseten birbirinin altını oyan grupların belki de işbirliği içinde oldukları tek alan; Bağlarbaşı mahallesindeki kimilerine göre kentsel kimilerine göre rantsal olarak adlandırılan dönüşüm.
Bağlarbaşı mahallesinde uygulanması gündemdeki kentsel dönüşüm projesine yönelik açıklamalar ve bilgilendirmeler tüm hızıyla sürüyor. Geçtiğimiz günlerde Yalova Genç Romanlar Derneği Başkanı Kerem Koyuncu, bir basın açıklaması ile Yalova kamuoyuna seslenmiş ve 100 yıllık mahalle olarak gelişmeleri dikkatle takip ettiklerini belirtmişti.
Bundan sonraki süreçte devletin ilgili birimlerinin gereken hassasiyeti göstereceklerine inandıklarını ifade eden Koyuncu, Yalova’daki siyasilerin ve yerel yöneticilerin bölgede ikamet eden tüm vatandaşların haklarının korunacağını ve kimsenin mağdur edilmeyeceğini söylediklerini hatırlatarak, taleplerini ilgili birimlere ileteceklerini belirtmişti.
Projenin gündeme geldiği ilk yıllarda da gelişmeleri Yalova kamuoyuyla paylaşan HABERCİ, 13 Ocak 2014 tarihli sayısında DÖNÜŞÜMÜN NERESİNDEYİZ? başlıklı manşet haberinde mahalle sakinleriyle yaptığı röportaja yer vermiş, bölgede yaşayan insanların hassasiyetlerini ve taleplerini gündeme getirmişti. “Mahallemiz kentsel dönüşüme giriyor, peki bizim durumumuz ne olacak?” diye soran vatandaşlar, uygulama öncesi tedirginliklerini dile getirmiş, gelecekte kendilerini neyi beklediğini bilmediklerini ifade etmişlerdi. Röportaja katılan vatandaşlardan birinin, ‘ATIMIZI BALKONDA MI BESLEYECEĞİZ!’ şeklindeki ifadesi Yalova kamuoyunda günlerce konuşulmuş, bu yarı mizahi serzeniş aslında bölgede yaşayan insanların ciddiye alınması gereken ortak kaygısı olarak da dikkat çekmişti. Doğal yaşam tarzlarından kopmak istemeyen Roman vatandaşlar, kendilerini ikna edecek cevabı o dönem bulamamışlardı. Aradan 6-7 yıl geçti. Görünen o ki; bölge insanının kafa karışıklıkları hala giderilmiş ve tatmin edici cevaplar ortaya konulabilmiş değil.
Yalova’nın önceliği Bağlarbaşı mahallesindeki dönüşüm mü?
HABERCİ olarak konu gündeme geldiğinden bu yana geçen süreçte hep bir şeyin altını çizdik ve ısrarla vurgu yaptık. Dedik ki; kentsel dönüşümde şehrin öncelikleri çok önemlidir. Bazı şehirlerde deprem riski yüksek olduğu için dönüşüm, önce riskli ve sağlıksız yapıları ortadan kaldıracak şekilde ele alınır. Yani öncelik, insan yaşamını tehlikeden kurtarmaya verilir. Bazı şehirler ise 1. derece deprem bölgesi olmadığı için kentsel dönüşümde çevre, ulaşım, alt yapı, sosyal donatı alanları ön planda tutulur ve bu noktada ihtiyaç duyulan mahalleler kentsel dönüşüm kapsamında değerlendirilir; aynı zamanda şehrin estetiği gözetilir.
17 Ağustos deprem felaketini yaşayan ve olası bir Marmara depreminde en riskli bölgeler arasında gösterilen Yalova’nın önceliği hangisi olmalı? Görsel düzenleme yani estetik kaygısı mı yoksa insan yaşamını önceleyecek şekilde sağlıklı yapılar oluşturmak mı? HABERCİ olarak bizim tavrımız, bugüne kadarki yayınlarımızla gayet açık ve net belli. Ancak şehri yöneten insanlar, geleniyle-gideniyle, 2014’ten bu yana ısrarla ve inatla sağlıksız yapı stoğundan kurtulmayı Yalova’nın gündemine taşımadılar, öncelikli mesele haline getirmediler. HABERCİ olarak biz elimizden geleni yaptık, yazmamız gerekenleri yazdık, vicdanen çok rahatız. Artık bu saatten sonra tüm hukuki ve vicdani sorumluluk onlarda; yeni şehri yönetenlerde. Umarız, olası bir büyük deprem felaketinde enkaz altında sevdiklerini-yakınlarını arayan insanların arasında da bugünkü gibi rahatça, gönül huzuru ile dolaşabilirler!!