1999’dan 2025’e.. Kayıp giden 26 koca yıl ve koskoca bir kandırmaca..
- Haber/Yorum - İbrahim Yurdagül
Bundan 26 yıl önce, büyük depremi yaşayan Yalova’da iki şey yapıldı. Birincisi; kalıcı konutların yer seçimi ile birlikte apar topar merkezde iki, Subaşı ve Çalıca’da iki; toplam 4 bölgede kalıcı konutlar yükseldi. İkincisi; yıkımdan kaçması mümkün olmayan binalar yıkıldı, çok sayıda bina ise ‘hafif hasardı, orta hasardı’ denilerek ‘güçlendirme’ adı altında bir operasyonla sözüm ona ‘KURTARILDI!’
- PEKİ; İLERLEYEN YILLARDA NE GÖRDÜK, NE YAŞADIK?
Uzunca bir süre yaralarını sarmaya uğraşan, canıyla boğuşan Yalova halkı; ‘mücbir sebep’ gerekçesi ile hakkı olan ekonomik kolaylıklara kavuşamayınca, günü kurtarmaya çalışmaktan ötesini göremedi. Bu arada yerel yönetimler değişti, beş yılda bir yapılan seçimlerle belediye başkanları, meclis üyeleri değişti. Ancak değişmeyen tek bir şey vardı; o da gelen gideni arattı, şehir merkezinde yapılması gereken sağlıklı bir kentsel dönüşüm yapılamadı. Resmi kurumlarda onarımlar olmadı mı; oldu. Zemin+3 kat uygulaması ile yıkılan binaların yerlerine deprem güvenli, düşük katlı binalar yapılmadı mı; yapıldı. Ancak Yalova’nın büyük bir çoğunluğu 40, 50, 60 yıllık binalarda oturmaya devam etti. Hiçbir yönetici de kalkıp, “Şehri bir yere taşıyamıyorsak, olduğumuz yerde deprem güvenli binaları inşa etmek zorundaysak, kat sayısına takılı kalmamalıyız” demedi-diyemedi; aklına gelse bile, ‘KORKTU!’; söyleyemedi.
- İSTANBUL YAPTI, ÇEVRE İLLER YAPTI; BİZ KORKTUK, YAPAMADIK!
Defalarca uyardık, defalarca başta İstanbul’un Anadolu yakası olmak üzere civar illerde, aynen Yalova gibi 1. derece deprem bölgelerinde yapılanları anlattık; yıkılan 5-6 katlı binaların yerlerine 10-12 katlı binaların yükseldiğini fotoğraflarla ortaya koyduk, yine olmadı. Tek katlı villalarında lüks bir yaşam süren birtakım yöneticilere ne yazsak, ne söylesek; binlerce insanımızın yaşam hakkını anlatamadık, şehrimizin ne tür bir felakete sürüklendiğini gösteremedik.
- İRİLİ-UFAKLI DEPREMLERDEN DE DERS ALMIYORUZ!
Güneyimizde İznik, Gemlik sallanıyor; duymuyorlar..
Kuzeyimizde İstanbul’un Anadolu yakası ve yine İstanbul’un belli bölgeleri sallanıyor; görmüyorlar..
Aylar önce Güneydoğu bölgemizde onlarca il-ilçe yerle bir oldu; oradan da bir ders çıkarmadılar..
- BİZ SEÇTİKLERİMİZİ ANLAMIYORUZ; YA SİZ?
Bu şehri geleceğe taşısın, Yalova’nın yarınlarını kurtarsın diye seçip iş başına getirdiğimiz insanlar nasıl koltuklarında rahat oturabiliyorlar, akşam evlerine gittiklerinde nasıl kafalarını yastığa koyup rahatça uyuyabiliyorlar, hiç mi vicdanları sızlamıyor, hiç mi ‘Ben ne yapıyorum?’ demiyorlar; hakikaten anlamıyoruz.. Empati kurmaya çalışıyor, ‘Bir bildikleri olabilir mi?’ diye hak vermek istiyoruz; ama olmuyor, yapamıyoruz. Bu durumda ortaya bir şey çıkıyor: Ya biz HABERCİ olarak çok lüzumsuz konuları gündeme getiriyor, bu ve benzer yayınlarımızla siz saygıdeğer okurlarımızın boş yere kafalarınızı şişiriyoruz.
Ya da..
Ya da Yalova halkı kendi geleceğini umursamıyor, umursamadığı için de seçtiklerinden hesap sormuyor. Seçilenler ise kendilerinden hesap soran olmadığı için doğru iş yaptıklarını sanıyor ve böylesi bir sarmalda yuvarlanıp gidiyoruz; işin özeti bu.
- HESAP SORMA ŞANSIMIZI KAYBEDİYORUZ!
Bu şehirde nefes alıp veren hiç kimse, yarın öbür gün, Allah korusun, 1999 benzeri bir deprem felaketini yaşadığında geriye dönüp birilerinden hesap sormaya falan kalkmasın; zira 26 yıl boyunca hesap sormayı ihmal eden, ‘gelene ağam, gidene paşam’ diyen insanların bundan sonra da hesap sormaya hakları olduğuna inanmıyoruz!!
