yalovahabercihabergazetegündemgüncelson dakikaenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhpak parti
DOLAR
34,5424
EURO
36,0063
ALTIN
3.006,41
BIST
9.549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Yalova
Hafif Yağmurlu
10°C
Yalova
10°C
Hafif Yağmurlu
Pazar Hafif Yağmurlu
10°C
Pazartesi Az Bulutlu
11°C
Salı Az Bulutlu
12°C
Çarşamba Parçalı Bulutlu
14°C

KAYIP ŞEHİR OLMAMAK İÇİN!

07.07.2022 17:58
0
A+
A-

 

Parayı veren düdüğü çalar!

Demişler, büyükler..

Ne demek istemişler?

Para o kadar güçlü bir meta ki..

İnsanoğlu o kadar menfaatine düşkün ve zayıf bir varlık ki..

Paranın kokusunu aldığında, cebine girecek sıfırları gördüğünde yapamayacağı şey yok. Hal böyle olunca da, parası olan istediği her şeyi yapar, yaptırır. Para; tüm zorlukları aşar, olmazı oldurur..

Böyle demek istemişler herhalde..

Maalesef toplumda karşılığını bulmuş, her dönem geçerliliğini korumuş bir ifade; bir yönüyle toplum gerçeğini ortaya koyan ancak aynı zamanda toplumsal yozlaşmışlığı da açığa çıkaran bir ironi..

Ve bir söz daha..

Cam kıran parasını öder!

Bu; yapanın yanına kar kalmayacağı, bir hata bir yanlış yapıldığında bunun hesabının sorulacağı gibi bir anlam ifade eden, aynı zamanda ‘adalete’ vurgu yapan güzel bir söz..

Parasal güç, siyasi güç, bürokratik güç.. Artık adına ne derseniz deyin; hiçbir gücün ardına sığınamazsınız, bunlar sizi kurtarmaya yetmez. Ya işinizi adam gibi, doğru düzgün yapacaksınız ya da sonuçlarına katlanacak, bedelini ödeyeceksiniz. Dolayısıyla ucunun size dokunacağını bileceğiniz bir yanlışı yapmamak için çaba sarf edeceksiniz; kendinizi kontrol edecek, yasaların dışına çıkmayacak, herhangi bir yanlışınızın karşılıksız kalmayacağını ve faturanın size kesileceğini bileceksiniz..

………………….

Yalova’da saçma sapan; akla, bilime, hukuka, vicdana uymayan bir yığın olayla, bir yığın uygulamayla karşılaşıyoruz. Hata ya da yanlış bir defa olur; düzeltir, özür diler, geçer gidersiniz. Ancak öyle olmuyor bu şehirde. Hata üstüne hata, yanlış üstüne yanlış yapılınca, olan biten arasında doğruyu bulmakta, çekip çıkarmakta zorlanıyorsunuz.

Yasalardaki, mevzuatlardaki boşlukları, zaafları gören birtakım uyanıklar, Ankara’dan işlerini çözüp şehrin karşısına dikiliyorlar.

Örneğin; belediye, yıllar önce kendine ait bir arsayı satmış. Satarken de şart koymuş, ‘Buraya sadece turizm tesisi yapılabilir’ demiş. Ve neler yapılacağını detaylandırmış. Aradan yıllar geçmiş, birileri kalkmış, turizm imarlı arazileri konut alanına çevirmeye çalışmış, birileri çıkmış elinde kapı gibi imarlı tapusu olan insanların arazisini yeşil alana çevirmiş. Şimdi debelenip duruyoruz; yatırımlar ne zaman gelecek, adalet ne zaman sağlanacak diye. (Yer: Arboretum arazisi)

Örneğin; yine belediyeye ait bir arazi önce satılmış, sonra davalık olunmuş, alan para ödemediği gibi bir de üzerine arsayı bedavaya almış. Yani hem arazi hem kasadaki para gitmiş; biri de çıkıp hesap sormamış. Sonrasında bilinen gelişmeler, al takkeyi ver külahı derken; onca el değiştirme sonrasında bugün araziye binalar kondurulmuş. Kaça alındı, kaça satıldı; kim kar, kim zarar etti; bilen de yok, soran da. (Yer: Çöplük arazisi)

Örneğin; DowAksa’nın yeni tesisleri. Mahkeme süreci sonlandı mı, bilirkişi raporu değerlendirildi mi, yasalara harfiyen uyuldu mu; bilen yok. Bir bakkal, dükkanının önüne iki sandık meyve koysa zabıta tepesine biner. Adam; para cebinde, siyasi güç arkasında; yasal süreç, mahkeme kararı tanımıyor. “Biz yatırıma karşı değiliz, gelişime karşı değiliz, yasalara rağmen adımlar atılmasına itirazımız var” diyoruz; ama kime? (Yer: Taşköprü)

Uzun lafın kısası..

Dere ağzındaki mahkemelik binayı, yıllar önce bedavaya alınıp üzerine belediye kasasından milyonlar harcandıktan sonra apar topar sökülen ve jilet olan! İnkılap vapurunu, hazine arazilerimiz üzerindeki talan girişimlerini saymıyoruz bile..

Daha üç-beş gün önce Termal civarında yangından mal kaçırır gibi yapılmak istenen beton santralına HABERCİ’nin uyarısı üzerine ‘DUR’ denilmek zorunda kalındığını söylemiyoruz bile..

Yıllar önce belediyeye bağışlanan yeşil alanların aradan yıllar geçtikten sonra imara açılıp birtakım taşeronlara alacak karşılığı verildiğini, oradan da belli firmalara tapulandırıldığını, yasal sıkıntı çıkınca da inşaatın yarım kaldığını açmıyoruz bile..

Yalova’ya gelen birtakım iyi niyetli yatırımcıların kafasına siyasi balyozların indirildiğini, bazı siyasilerin eş, dost ve akrabalarının bu yatırımların sorunsuz ilerlemesi karşılığında taşeron olarak monte edildiği, maaşa bağlandığı konularına girmiyoruz bile..

Hatta ve hatta..

2015 yılında HABERCİ olarak imzamızı atıp, dilekçemizi yazıp belediyedeki son 10 yıllık usulsüz harcamaların, kesilen faturalara karşılık verilen arsa-arazilerin ve diğer çetrefilli işlerin suç duyurusunu yaptığımızı, bu yazımıza ‘her şey usulüne uygundur’ imzası atarak bizi haksız çıkaran müfettişlerin 15 Temmuz sonrası ilk tutuklanan FETÖ’cü hainler olduğunun belgelendiğini, dolayısıyla bu müfettişlerin akladığı parasal konuların vatansever, dürüst görevlilerce yeniden incelenmesi ve değerlendirilmesi gerektiğini..

Bunların hiçbirini söylemiyoruz bile..

……………….

Neydi sözlerden biri; PARAYI VEREN DÜDÜĞÜ ÇALAR!

Neydi diğeri; CAM KIRAN PARASINI ÖDER!

Bugüne kadar parayı veren düdüğü çaldı bu şehirde; yapanın yanına kar kaldı, para ve paraya bağlı güçler istediğini aldı..

Bundan sonrası için diyoruz ki..

Cam kıran parasını ödesin; yapanın yanına kar kalmasın. Yanlışın bedeli ödetilsin ki, bundan sonra kimse yanlışa cesaret gösteremesin; ibret olsun, doğru işler yapılsın..

Söz sırası; bu şehrin yaşayanlarında..

Nasıl yönetileceğinize, nasıl bir toplum olunacağına siz karar vereceksiniz..

Çünkü biz; sözün bittiği yerdeyiz..

Bu şehir KAYIP ŞEHİR mi olacak?

Yoksa kaybolan, kaybettirilen yılların acısını; doğru insanlarca, doğru yönetilen, hızla gelişip-büyüyen bir CENNET YALOVA olarak mı çıkartacağız?

Bizim yerimiz belli, yolumuz belli, neyin tarafı olduğumuz çok açık ve net..

Allah; hangi makam ya da konumda olursa olsun..

Doğru ve düzgün, iyi niyetli herkesin yar ve yardımcısı olsun..

 

 

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.